Trump Yönetiminden Yaptırım ve Terörle Mücadele Adımları
Trump yönetimi son haftasında Yemen’deki Husileri terörist ilan etme, İran’ın el-Kaide’ye destek verdiğini iddia etme ve Küba’yı teröre destek veren ülkeler listesine ekleme adımlarını atarak yeni yaptırımlar uygulayacağını açıkladı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo 10 Ocak günü yazılı olarak yaptığı açıklamayla bakanlığın “Husiler” olarak da bilinen “Ensarallah” örgütünün, Göçmenlik ve Vatandaşlık Yasası’nın 2019. maddesi uyarınca “yabancı terör örgütü” (FTO) ilan edileceği ve “özel olarak belirlenmiş küresel terörist” (SDGT) yapı olarak değerlendirileceği konusunda Kongre’yi bilgilendirdiğini belirtti. Pompeo, örgütün yöneticileri Abdülmelik Husi, Abdülhalik Bedrettin Husi ve Abdullah Yahya el-Hakim’i de küresel teröristler olarak ilan etme niyetinde olduklarını kaydetti. ABD Dışişleri Bakanı bu özel belirlemelerin Körfez Bölgesinde “İran destekli ölümcül milis grup” olarak tanımladığı Ensarallah’ın “terörist faaliyetlerini” engellemede yardımcı olacağını vurgulayarak ayrıca Ensarallah örgütünün sivil halka, altyapıya ve ticari sevkiyatlara yönelik sınır ötesi saldırılar gibi terörist faaliyetlerden sorumlu tutulmasına da imkân sağlayacağını ifade etti. Yemen hükümeti Pompeo’nun açıklamalarını memnuniyetle karşıladığını duyurdu. Yemen Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamada“Husiler’in bombalı saldırılar düzenlemek, muhalifleri tehcir etmek, gazetecileri gözaltına alıp işkence etmek, şehirleri ablukaya almak ve uluslararası nakil hatlarını tehdit etmek gibi büyük insan hakları ihlallerinden dolayı ABD’nin aldığı kararı memnuniyetle karşılıyoruz. Bu karar, hükümetin talepleriyle paralellik arz ediyor ve halk da bunu destekliyor” ifadeleri kullanıldı.
Husilere bağlı Siyasi Konsey üyesi Muhammed Ali el-Husi, Twitter hesabından yaptığı açıklamada Trump yönetimini “terörizmle” suçlayarak “alınacak karar sonrası yanıt verme hakkımızı saklı tutuyoruz” ifadelerini kullandı. Birleşmiş Milletler de konuyla ilgili bir açıklamada bulunarak ABD’nin Husileri “terör örgütü” ilan etmesinin ciddi insani ve siyasi sonuçlar doğurabileceği uyarısında bulundu. BM Sözcüsü Stephane Dujarric, basın açıklaması yaparak Yemen’in neredeyse tüm gıda ihtiyacının ithalatla karşılandığını ve Husilerin terör örgütü ilan edilmesinin bu durumu olumsuz etkileyebileceğini hatırlattı. Dujarric, Trump yönetimine kıtlık sınırındaki Yemen’de insani yardımların devam edilebilmesi için gerekli lisans ve muafiyetleri sağlaması çağrısı yaptı. Pompeo açıklamasında, yardım kuruluşlarının iç savaş halindeki ülkeye insani yardımların ulaştırılmasını engelleyeceği endişelerine karşı önlemler alınacağının ve insani yardım kuruluşlarının çalışmalarını sürdürebilmesi için Hazine Bakanlığının özel lisans sağlayacağının altını çizmişti.
Trump yönetimi İran’a yönelik yaptırımlara bir yenisini daha katarak İran lideri Ayetullah Ali Hamaney’in kontrolündeki 16 kuruluş ile 3 kişiyi yaptırım listesine ekledi. ABD Hazine Bakanlığından yapılan açıklamada, İran’ın dini lideri tarafından kontrol edilen milyar dolarlık kuruluşlara yaptırım uygulanacağı belirtildi. Söz konusu açıklamada, İran lideri Ayetullah Ali Hamaney kontrolündeki İmam Humeyni’nin Emrinin Uygulanması (EIKO) ve Astan Quds Razavi (AQR) kurumları ile bu kurumların liderleri ve yan kuruluşlarının yaptırıma tabi tutulacakları bildirildi.
ABD Yabancı Varlıkları Koruma Ofisi (OFAC) tarafından detayları paylaşılan yaptırım kararı uyarınca İranlı 16 kuruluş ve 3 kişi, yaptırım listesine alındı. Hazine Bakanlığının açıklamasında, hayır kurumu olduğu söylenen EIKO ve AQR’nin siyasi muhaliflerden ve dini azınlıklardan müsadere edilen varlıklar da dahil olmak üzere İran ekonomisinin büyük bir kısmını İran lideri Hamaney ve üst düzey İranlı yetkililerin yararına olacak şekilde kontrol ettiği belirtildi. ABD Hazine Bakanı Steven Mnuchin, konuya ilişkin açıklamasında, “Bu kurumlar, İran’ın elitlerinin İran ekonomisinin büyük bir kısmı üzerindeki yozlaşmış mülkiyet sistemini sürdürmesini sağlıyor” değerlendirmesinde bulundu. Mnuchin, ABD’nin İran halkına yardım ettiğini iddia ederken kendilerini zenginleştirenleri hedef almaya devam edeceğinin altını çizdi.
Trump yönetimi İran’a yönelik açıklanan yeni yaptırımların yanı sıra İran’ı el-Kaide bağlantılı olmakla suçladı. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, İran’ın “El Kaide’ye İran içinde yeni harekât merkezleri kurmasına izin vermekle” suçlayarak El Kaide’nin İran’daki 5 liderini Özel Küresel Terörist listesine aldıklarını duyurdu. Pompeo, konuya ilişkin yaptığı açıklamada, daha önce Hazine Bakanlığınca yaptırım uygulanan “İran’daki El Kaide liderlerinden” olduğu ileri sürülen Muhammed Abbatay ve Sultan Yusuf Hasan El Arif’in yanı sıra İran-Irak sınırında faaliyet gösteren “Kürt El Kaide Taburlarının (AQKB) liderleri” İsmail Fuat Resul, Niamat Hama Rahim Şerifi ve Fuat Ahmet Nuri Ali el Şahhan’ı, Özel olarak Belirlenen Küresel Terörist listesine eklediklerini belirtti.
Mike Pompeo ayrıyeten Ulusal Basın Kulübünde İran el-Kaide bağlantısıyla ilgili düşüncelerini paylaşarak Tahran yönetiminin göstermelik olarak El Kaide’nin İran’daki unsurlarına sıkı sınırlamalar getirdiğini dile getirdi. Pompeo, birçok El Kaide saldırısının talimatının İran’dan geldiğini iddia etti. Tahran ile El Kaide ilişkilerinin 2015 yılında P5+1 ülkeleri ile İran’ın nükleer anlaşmaya varmasıyla değiştiğini öne süren Pompeo “İran, rejimin örgüt için koyduğu kurallara uyması ve kontrol altında kalması koşuluyla El Kaide’ye İran’da bir harekât merkezi kurma izni verdi. İran, ayrıca 2015’ten bu yana rejimin gözetiminde El Kaide elebaşlarının ülkede serbest dolaşmasına izin veriyor. İran İstihbarat ve Güvenlik Bakanlığı ile İran Devrim Muhafızları Ordusu, El Kaide faaliyetleri için lojistik destek sağlıyor. Bu destekle birlikte El Kaide, liderliğinin merkezini Tahran’a taşıdı” ifadelerini kullandı. İran’daki El Kaide elebaşlarının dünyadaki diğer El Kaide örgütleri ile iletişim sağladığını ve onlara fon tedarik ettiğini ileri süren Pompeo, “Birçok konuda İran’ın desteğini alıyorlar. Terör için şimdi ellerinde yeni araçlar var. Dünyanın en büyük terör destekçisi ülke olan İran İslam Cumhuriyeti artık onların ana karargâhı” şeklinde konuştu.
Diğer yandan Tahran yönetimi Pompeo’nun iddialarını “hayal ürünü” olarak nitelendirdi. İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, terör örgütü El-Kaide’nin yeni ana karargahının İran olduğunu iddia eden ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo’yu “savaş kışkırtıcılığıyla” suçladı. Zarif, Twitter hesabından yaptığı açıklamada, Pompeo’nun, Nisan 2019’da Teksas A&M Üniversitesi’nde yaptığı konuşmada, “Ben CIA direktörüydüm. Yalan söyledik, aldattık ve çaldık.” ifadelerine atıf yaparak “Bay yalan söyledik, aldattık ve çaldık, feci kariyerini daha fazla savaş kışkırtıcı yalanlarla acınası bir şekilde bitiriyor. Kimse kanmaz. 11 Eylül’deki teröristler Pompeo’nun Orta Doğu’daki favori duraklarından geldi. Hiçbiri İran’dan değil” ifadelerini kullandı.
Trump yönetimi, Obama’nın ilişkileri normalleştirme sürecinde “teröre destek veren ülkeler listesinden” çıkardığı Küba’ya karşı giderayak bir adım atarak Küba’yı yeniden “teröre destek veren ülkeler” listesine eklediklerini açıkladı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, yaptığı yazılı açıklamada, “Dışişleri Bakanlığı teröristlere sığınma imkanı sağlayarak uluslararası terörizm faaliyetlerine destek verdiği için Küba’yı Teröre Destek Veren Ülke olarak tanımladı.” ifadelerini kullandı. Trump yönetiminin başından itibaren Küba’nın halkına baskı kurmasından dolayı ve başta Venezüella olmak üzere Batı Yarı Kürenin tamamındaki zararlı faaliyetlerine karşı adımlar attığını hatırlatan Pompeo, “Bu adımla bir kez daha Küba hükümetini sorumlu tutuyor ve onlara açık bir mesaj veriyoruz: Castro rejimi, uluslararası terörizme verdiği desteği kesmeli ve ABD adaletini bozmaya çalışmaktan vazgeçmeli” şeklinde beyanda bulundu.
Kendi halkının çoğu evsiz barksız, aç ve tıbbi hizmetlerden yoksunken Küba’nın yıllardır katillerin, bombacıların ve suçluların iaşe ve ibatesini karşıladığı, onlara sağlık hizmetleri sunduğunu savunan Pompeo, “Bugünkü belirleme, Küba ile belirli alanlarda ticaret yapan ülkelere ve kişilere karşı cezai işlemler uygulamak suretiyle Küba’yı yaptırıma maruz bırakıyor; ABD’nin Küba’ya yapılan dış yardımlarına kısıtlama getiriyor, savunma ihracat ve satışlarını yasaklıyor ve askeri ve sivil alanlarda kullanılabilen çift-kullanım mallarına yönelik bazı ihracat kısıtlamaları getiriyor.” değerlendirmesini yaptı. Küba Dışişleri Bakanı Bruno Rodriguez, Pompeo’nun açıklamalarına cevaben Twitter hesabından yaptığı açıklamada “ABD’nin Küba’nın terör destekçisi olduğuna ilişkin ikiyüzlü ve alaycı açıklamasını kınıyoruz. Bu eylemin siyasi oportünizm olduğu, terörizm belası ve kurbanları hakkında dürüst bir endişesi olan herkes tarafından kabul edilmektedir” ifadeleri kullanıldı.