Demokratlar Pes Etti: Federal Kapanma Sona Erdi
43 gün süren ve ABD tarihinin en uzun federal hükümet kapanması olarak kayda geçen süreç, bu hafta itibariyle sona erdi. Demokrat senatörlerin, sağlık sigortasına yapılan devlet yardımlarının kesilmesini engellemek amacıyla başlattığı kapanma, bu hafta 8 Demokrat senatörün Cumhuriyetçilerle birlikte oy kullanmasıyla sona erdi. Cumhuriyetçiler 30 Ocak tarihine kadar geçerli olacak geçici bütçeyi onaylatmayı başardı. Trump başta olmak üzere Cumhuriyetçiler, şimdilik herhangi bir taviz vermeden istediklerini almış göründükleri için siyasi açıdan bir zafer kazanmış sayılıyor. Ancak Aralık ayında verilen sözler doğrultusunda sağlık sigortası konusunda yeni bir anlaşmaya varılamazsa, bir sonraki bütçe oylamalarında benzer bir kriz yaşanması kaçınılmaz olabilir. Bazı Demokrat senatörlerin bu tasarıya destek vermesi ise, Demokrat Parti içinde var olan tartışmaları daha da derinleştiriyor.
Hükümet kapanmasını sona erdirmek için ilk adım Senato’dan geldi. Cumhuriyetçilerin öncülüğünde hazırlanan ve geçici bütçeyi öngören tasarı, Senato’da yapılan oylamada 60’a 40 oyla bir sonraki aşamaya taşındı. Bu oylama, tasarının doğrudan kabulü anlamına gelmese de, müzakere sürecine alınmasına ve üzerinde tartışılmasına olanak sağladı. Ardından gelen oylamada, tasarının Senato’dan geçmesi için salt çoğunluğun oyu yeterli oldu. Halihazırda 53 Cumhuriyetçi senatörün varlığı, tasarının Senato’dan geçişini kolaylaştırdı. Senato’dan geçen tasarı, Temsilciler Meclisi’ne iletildi ve burada da Demokratların sembolik itirazlarına rağmen sorunsuz şekilde kabul edildi. Mecliste 219’a karşı 214 temsilciyle çoğunluğu elinde bulunduran Cumhuriyetçiler için bu aşama büyük bir engel oluşturmadı. Oylamada 6 Demokrat temsilci Cumhuriyetçilerle birlikte hareket ederken, 2 Cumhuriyetçi temsilci ise tasarıya tepki göstererek Demokratların lehine oy kullandı. Bütçe tasarısı 222’ye karşı 209 oyla Temsilciler Meclisi’nden geçerek Başkan Trump’ın onayına sunuldu.
Basına açık bir ortamda, Cumhuriyetçi siyasetçilerin katılımıyla tasarıyı imzalayan Trump, hükümet kapanmasının resmen sona erdiğini duyurdu. Konuşmasında, bu süreçte birçok vatandaşın ciddi zorluklar yaşadığını vurgulayan Trump, 2026 seçimlerinde oy kullanacak seçmenlerin bu süreci unutmadan Demokratlara tepki göstermesi gerektiğini ifade etti. Sürecin başından itibaren Demokratları sorumlu tutan Trump, 2026 seçimlerinde Cumhuriyetçilere yöneltilebilecek eleştirileri Demokratlara yönlendirmeyi amaçlıyor. Trump, kapanmanın sona ermesini “büyük bir zafer” olarak nitelendirirken özellikle Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson ve Senato Cumhuriyetçi Çoğunluk Lideri John Thune’a övgüde bulundu. Cumhuriyetçilerin Demokratların temel talebi olan sağlık hizmeti sübvansiyonlarını dahil etmeden süreci sonlandırması, Trump açısından önemli bir siyasi kazanım olarak değerlendirilebilir.
Onaylanan geçici bütçe önerisi, gıda yardımı ve federal çalışanların maaşları gibi bazı kamu hizmetlerinin 30 Ocak’a kadar finanse edilmesini öngörüyor. Ancak Demokratların en önemli talebi olan sağlık sigortası sübvansiyonlarının uzatılması bu pakette yer almıyor. Demokratlar, bu sübvansiyonların yıl sonunda sona erecek olmasından ciddi endişe duyarken, tasarıya destek vererek kapanmayı bitiren Demokratlar, bu sübvansiyonların Aralık ayında ayrı bir oylamayla uzatılmasına dair Cumhuriyetçiler ile prensipte uzlaştığını belirttiler. Ancak bu yalnızca sözlü bir mutabakat ve resmi bir güvence niteliği taşımıyor. Başkan Trump ise sübvansiyonların özel sigorta şirketlerine değil, doğrudan halka nakit olarak gönderilmesi gerektiğini savunarak alternatif bir çözüm önerdi. Ancak bu öneri, Demokratlar tarafından hem popülist hem de sağlık sistemini daha da kırılgan hale getirecek bir adım olarak değerlendiriliyor. Öte yandan Trump yönetimi, Medicaid bütçesinden önümüzdeki 10 yıl boyunca 930 milyar dolarlık bir kesinti yapmayı planlamaya devam ediyor. Bu tablo altında Kongre’nin önümüzdeki ay nasıl bir adım atacağı ise belirsizliğini koruyor.
Senato’daki oylamada Cumhuriyetçilerin neredeyse tamamı tasarıyı desteklerken, sekiz Demokrat senatörün de bu teklife onay vermesi parti içinde tepkiyle karşılandı. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer ve Bernie Sanders gibi isimler, oylamaya açıkça karşı çıktıklarını belirttiler. Schumer, bu teklifin mevcut sağlık krizine çözüm sunmadığını ifade ederken, Bernie Sanders “Bu mücadeleyi bırakmak büyük bir hata olur” sözleriyle tasarıya karşı durulması gerektiğini vurguladı. Connecticut Senatörü Chris Murphy ise geçen hafta yapılan yerel seçimlerde elde edilen Demokrat zaferlerin, seçmenlerin net ve kararlı bir duruş beklediğini gösterdiğini dile getirdi. Senato’daki oylamada bazı Demokratların Cumhuriyetçilerle birlikte hareket etmesinin ardından, Demokrat Parti içinde ciddi bir liderlik tartışması başladı. Chuck Schumer, Demokrat senatörlerin Cumhuriyetçilerin sunduğu yasa teklifine destek vermesini engelleyemediği gerekçesiyle, partinin ilerici kanadı tarafından sert biçimde eleştiriliyor. Her ne kadar Schumer tasarıya destek vermemiş olsa da, parti içindeki birçok isim sürecin onun bilgisi ve onayıyla yürütüldüğünü savunuyor.
Partinin ilerici kanadındaki önde gelen isimler, Schumer’in yalnızca sağlık politikalarında değil, genel siyasi duruşunda da başarısız olduğunu öne sürüyor. Kongre Üyesi Ro Khanna sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada, “Schumer artık etkili bir lider değil ve görevden alınmalı” ifadelerini kullandı. Khanna ayrıca Schumer’i, İsrail’in Gazze’deki saldırılarına verdiği destek ve 2003 Irak Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle de eleştirerek “Liderlik değişimi kaçınılmaz” açıklamasında bulundu. Michigan Senatörü Elissa Slotkin de benzer bir tutum sergileyerek, “Gerçek bir dönüşüm gerektiren bu dönemde liderliğin yenilenmesi şart” açıklamasında bulundu. New York Temsilcisi ve ilerici kanadın yükselen siyasetçisi Alexandria Ocasio-Cortez (AOC) ve Michigan Temsilcisi Rashida Tlaib gibi isimler de Schumer’in yeterince direnç göstermedğini ifade ederek tepkilerini gösterdi.
Senato’daki oylamanın ardından başlayan tartışmalar, Demokrat Parti içindeki uzun süredir var olan merkez–ilerici ayrımını yeniden gün yüzüne çıkardı. Geçtiğimiz hafta New York’ta demokratik sosyalist Zohran Mamdani’nin belediye başkanlığı zaferiyle ivme kazanan ilerici kanat, Schumer gibi müesses nizamı temsil eden Demokratların halkın taleplerinden uzaklaştığını öne sürüyor. Mamdani’nin kampanyasına Schumer de dâhil olmak üzere birçok merkezci Demokratın destek vermemesi, parti içindeki bu gerilimi daha da derinleştirdi. Buna karşın, Temsilciler Meclisi Azınlık Lideri Hakeem Jeffries, Schumer’i savunarak, “Schumer ve Senato Demokratları son yedi haftada Amerikan halkı adına cesur bir mücadele yürüttü” açıklamasında bulundu. Schumer, Senato’daki Demokrat azınlığın lideri olarak görevine devam etse de, parti içindeki güveni ciddi biçimde zedelenmiş durumda. Demokrat Parti’nin yeni liderini seçeceği süreç, 2026 Kasım’ındaki Senato seçimlerinden sonra başlayacak.
Bütçe krizi çözülse de bu sürecin ciddi ekonomik etkileri de oldu. Kongre Bütçe Ofisi’nin (CBO) verilerine göre, hükümetin kapanması sürecinde yaklaşık 750.000 federal çalışan ücretsiz izne çıkarıldı ve bu durum günlük 400 milyon dolarlık ücret kaybına neden oldu. 40 günlük kapanmanın federal çalışanlara toplam maliyeti 16 milyar doları aşarken, ABD ekonomisinin bu çeyrekteki büyümesinde %1.5’lik bir kayıp yaşanması bekleniyor. Bu süre zarfında ayrıca 42 milyon kişinin gıda yardımına erişimi kesildi. Havayolu ulaşımı da krizden ciddi şekilde etkilendi. Bir gün içinde ülke genelinde yaklaşık 1.200 uçuş iptal edilirken, birçok iç ve dış hat seferinde gecikmeler yaşandı.
Personel eksikliği nedeniyle Federal Havacılık İdaresi (FAA), 40 büyük havalimanında uçuş sayısını kademeli olarak azaltma kararı aldı. Ulaştırma Bakanlığı, hükümet açıldıktan sonra 24-48 saat içinde maaşların %70’inin ödeneceğini duyurdu, ancak uçuşların tamamen normale dönmesi bir haftayı bulabilir. Kriz, havayolu şirketlerini de olumsuz etkiledi; Delta, United ve American Airlines gibi büyük firmaların borsa değerlerinde %1.2 ile %2 arasında düşüş yaşandı. Öte yandan 11 milyar dolarlık altyapı projeleri kapanma süresince durduruldu. Bu projelerin ne zaman ve hangi kaynakla yeniden başlayacağı henüz net değil. Federal fonların tekrar aktive edilmesi ve ilgili sözleşmelerin güncellenmesi zaman alacak.
Trump yönetimi her ne kadar 30 Ocak’a kadar geçici bir bütçe anlaşmasıyla hükümetin kapanmasını önlemiş olsa da, asıl kriz konusu olan sağlık sigortası sübvansiyonları hâlâ çözüme kavuşmuş değil. Bu nedenle, Ocak sonunda yeni bir kapanma ihtimali güçlü bir şekilde gündemde kalmaya devam ediyor. Aralık ortasında Senato’da bu konuda bir oylama yapılması planlanıyor ancak bunun başarılı sonuçlanacağına dair bir garanti yok. Eğer bu mesele çözülemezse, milyonlarca Amerikalının sağlık sigortası primleri iki katına çıkabilir. Demokratlar, sağlık sigortası sübvansiyonlarını 2026 seçimlerine kadar temel kampanya konularından biri haline getirmeye hazırlanıyor. Bu süreç, aynı zamanda Demokrat Parti içindeki dengeleri de uzun vadede etkileyebilir. Özellikle Aralık ayındaki kritik görüşmelerde Cumhuriyetçilerin verdikleri sözleri yerine getirmemesi durumunda, Demokratlar parti içindeki ilerici kanadın baskısıyla karşı karşıya kalabilir.















