Washington Kuzey Akım-2’ye Yaptırımı Tartışıyor
ABD Senatosu 14 Ocak tarihinde Cumhuriyetçi Senatör Ted Cruz’un önerdiği Kuzey Akım-2 boru hattına yönelik yaptırım tasarısını oylamaya alacak. Politico’nun haberine göre, Kuzey Akım-2 yaptırım tasarısı, önümüzdeki hafta yapılacak oylamada Demokratlar tarafından büyük olasılıkla destek görmeyecek. Demokrat Senatör Chris Murphy gibi birçok Demokrat senatör, Cruz’un yasa tasarısının ABD Başkanı Joe Biden’ın Avrupalı ortaklarla ilişkilerine zarar verebileceğini düşünüyor. Murphy “nihai hedef Ukrayna’yı işgalden kurtarmak ise” bugün Transatlantik ilişkilerin hasar görmemesi gerektiğine inanıyor. Tasarının Senato’dan geçmesi durumunda, önce Temsilciler Meclisi’ne, ardından Başkan Joe Biden’a yönlendirilecek, Biden’ın veto koyması durumunda tasarı Kongre’de tekrar oylanabilecek. Tasarının Senato’da onaylanması için 60 oya ihtiyaç duyuluyor.
Biden yönetimi, Kuzey Akım-2 doğalgaz boru hattına yaptırım uygulanmasının zamansız olduğuna ve yaptırımların Rusya’dan ziyade Almanya’ya daha çok zarar vereceğine inanıyor. Biden göreve gelirken Kuzey Akım-2 projesine karşı olduklarını ve bu konuda taviz vermeyeceklerini beyan etmişti. Biden projenin tamamlanmasını Putin için büyük bir başarı olarak görüyordu ve Rusya’nın Avrupa’ya karşı önemli bir koz elde edeceğini düşünüyordu ancak Ukrayna gerilimi ve Avrupa’da enerji sıkıntısı yaşanması gibi gelişmelerin ardından Washington’un konuya yaklaşımı değişmeye başladı. Almanya yönetimi ABD Kongresi’nden Kuzey Akım-2 boru hattına yaptırım uygulamamalarını istedi aksi bir durumda ABD’nin güvenilirliğinin zedelenebileceği ve Transatlantik ittifakın zarar görebileceği uyarısında bulundu. ABD ve Almanya arasında birçok ortak çalışma alanı bulunuyor ancak Rus doğal gazını Almanya üzerinden Avrupa’ya ulaştıracak olan Kuzey Akım-2 boru hattı iki ülke arasındaki en ciddi uyuşmazlık konusu olarak öne çıkıyor. Biden yönetimi Avrupa’nın Rus doğal gazına bağımlılığını artıracağı ve doğal gaz transferinde transit ülke konumundaki Ukrayna’nın zarar göreceği gerekçesiyle projeye karşı çıkıyordu.
Geçen Temmuz ayında Başkan Biden ve Şansölye Merkel’in Washington’daki görüşmesinde iki liderin boru hattının “Ukrayna gibi komşu ülkelere karşı bir silah olarak kullanma çabalarına karşı çıkacakları” konusunda anlaşmışlardı. Başkan Biden Almanya ile ilişkileri güçlendirmek için Merkel ile buluşma öncesinde yaptırımlar konusunda geri adım atmıştı. Projeye karşı olduğu bilinen Biden yaptırımlardan vazgeçme gerekçesi olarak “iyi dostlar aynı görüşte olmayabilir, başkan olduğumda proje yüzde 90 oranında tamamlanmıştı ve yaptırım uygulamak hiç mantıklı görünmüyordu” şeklinde açıklamada bulunmuştu. Başkan Biden boru hattına ilişkin eleştirilerine rağmen, projenin durdurulmayacak seviyeye gelmiş olması ve hedeflenen amacın tersine etkiler yaratabileceğini düşünmesi nedeniyle uygulanan yaptırımları geri çekme kararı almıştı. Washington yönetimi bu hamle ile çözüm için Almanya ile ortak çalışmaya devam edeceklerinin sinyalini vermişti.
Biden yönetiminde projeye karşı olan üst düzey siyasi biri de ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken idi. Görev onayı için Senato’da verdiği ifadede, “projenin tamamlanmasını engellemek için ne gerekiyorsa yapmaya kararlı olduğunu” söyleyen Blinken gelinen noktada Kuzey Akım-2 boru hattının Avrupa’nın eline Rusya’ya karşı bir koz vereceğini savunmaya başladı. Blinken Rusya’nın Ukrayna’ya karşı askeri müdahalede bulunması durumunda Avrupa’nın gaz almayı keseceğini ve bu durumun da Rusya için caydırıcı bir unsur olacağını ileri sürüyor. Toplam maliyeti 10 milyar Euro civarında olan Kuzey Akım-2 (Nord Stream 2) projesiyle yılda 55 milyar metreküp Rus gazının Baltık Denizi üzerinden Almanya’ya sevk edilmesi planlanıyor. Rus enerji şirketi Gazprom, ABD’nin uyguladığı yaptırımlar nedeniyle İsviçreli yapımcı şirketin çalışmaları durdurması sebebiyle boru hattının inşasını kendi imkanlarıyla devam ettiriyor. Proje siyasi kaygılardan farklı olarak zararlı çevresel etkileri nedeniyle de eleştiriliyor.