Washington, Kuzey Kore Askerlerinin Rusya’ya Gitmesinden Endişeli
İki buçuk yılı aşkın bir süredir devam eden Rusya-Ukrayna savaşında her iki taraf da verdikleri ağır zayiat nedeniyle cepheye asker sevkiyatında sıkıntı çekmeye başlarken Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker gönderdiğine dair haberler uluslararası kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Geçen hafta iddiaları incelediklerini duyuran ABD’li yetkililer, Kuzey Kore’nin Ukrayna’daki savaşa katılmak üzere Rusya’ya asker gönderdiğini doğruladı. Kuzey Kore’nin Rusya ile askeri işbirliğini dikkatle izleyen Biden yönetimi, bu hamlenin sadece Avrupa’da değil, aynı zamanda Asya-Pasifik bölgesinde de sonuçlar doğurabileceğini ileri sürüyor. Kuzey Koreli askerlerin Rusya’nın yanında Ukrayna’ya karşı savaşması durumunda ilk kez üçüncü bir ülke savaşta sahaya inmiş olacak.
ABD, Kuzey Kore birliklerinin Ukrayna’ya ulaştığına inanmıyor, ancak bu gelişme çatışmada ciddi bir tırmanma olarak görülüyor. Kuzey Koreli askerlerin Rusya’ya gönderilmesini hem Avrupa hem de Asya’da sonuçları olacak “çok ciddi bir durum” olarak nitelendiren Savunma Bakanı Lloyd Austin, askerlerin Rusya safında çatışmalara katılması halinde “meşru hedef” olarak kabul edileceklerini dile getirdi. Bu gelişmenin NATO’nun ve ABD’nin Avrupa’daki askeri varlığını artırmasını gerektirebileceğini belirten Austin, ABD’nin halen Kuzey Korelilerin nasıl bir rol oynayacaklarını ve Ukrayna’ya gitmeye niyetli olup olmadıklarını belirlemeye çalıştığını söyledi.
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Sözcüsü John Kirby ise ABD’nin Kuzey Koreli askerlerin Ekim ayı başlarından ortalarına kadar Kuzey Kore’nin Wonsan bölgesinden Rusya’nın doğusundaki Vladivostok kentine gemiyle taşındığını ve buradan da Rusya’nın doğusundaki üç askeri eğitim alanına götürüldüğünü tespit ettiklerini söyledi. Kirby, askerlerin savaşta nasıl kullanılacağına dair belirsizliklerin devam ettiğini ifade ederken, Kuzey Kore’nin bu hamlesini yalnızca Avrupa’ya yönelik bir tehdit olarak görmenin yetersiz kalacağını vurguladı. İnsan gücü için Kuzey Kore’ye başvurmanın “Kremlin açısından bir güç değil zayıflık işareti olacağını” belirten Kirby, bu hamlenin BM Güvenlik Konseyi kararlarının ihlali anlamına geldiğini kaydetti.
Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski, Kuzey Kore birliklerinin Rusya adına savaşa katıldıkları konusunda defalarca uyarıda bulunmuş ve geçen hafta NATO zirvesinde 10,000 asker ve teknik personelin hazırlandığını söylemişti. Zelenski, Kuzey Kore’nin herhangi bir müdahalesinin “bir dünya savaşının ilk adımı” olacağı uyarısında bulunmuştu. Ukrayna istihbaratından yapılan bir açıklamada ise az sayıda Kuzey Korelinin Rus ordusuyla birlikte çalıştığı, çoğunlukla mühendislik konusunda yardımcı oldukları ve Kuzey Kore mühimmatının kullanımı konusunda bilgi alışverişinde bulundukları kaydedilmişti.
Güney Kore Ulusal İstihbarat Servisi ve çeşitli diplomatik kaynaklar da Pyongyang’ın yaklaşık 3.000 askerini Rusya’ya gönderdiğini ve toplamda 12.000 asker göndermeyi planladığını belirtiyor. Kuzey Koreli askerlerin Rusya’nın doğusundaki askeri tesislerde eğitildikten sonra bazı birliklerin Kursk bölgesine geçtiği ve burada Ukrayna’daki çatışmalar için hazırlık yaptığı ileri sürülüyor.
Kuzey Kore’nin Rusya’ya asker göndermesiyle birlikte ABD’nin de müttefikleriyle olan ilişkilerini derinleştirme ihtiyacı hissedeceği öngörülüyor. Washington’ın bölgedeki güvenlik endişelerini hafifletmek için, Hint-Pasifik’te daha büyük bir askeri varlık oluşturmayı değerlendirdiği kaydediliyor. ABD, bu gelişmeye karşı yalnızca askeri değil, diplomatik önlemler de almayı planlıyor.
Güney Kore ve Japonya gibi müttefikleriyle ilişkileri güçlendirmeyi öncelik haline getiren Biden yönetimi, hem Avrupa’daki hem de Asya-Pasifik bölgesindeki askeri operasyonlarına ağırlık vermeyi planlıyor. Washington’ın bu gelişmeyi, NATO ile işbirliğini artırma ve savunma bütçesini genişletme fırsatı olarak değerlendirdiği bildiriliyor. ABD ayrıca Güney Kore, Japonya ve Avustralya ile askeri tatbikatların sayısını artırarak bölgesel savunma ağlarını güçlendirmeyi hedefliyor.
Biden yönetimi, Çin’in de bu denklemde kilit bir rol oynadığını biliyor. Çin’in Kuzey Kore üzerinde sınırlı da olsa bir nüfuzu olduğu düşünüldüğünden, ABD bu konuda Pekin’i diplomatik olarak baskı altına almayı planlıyor. Washington, Kuzey Kore’nin Rusya’ya verdiği askeri desteğin uluslararası yaptırımlarla daha sert şekilde cezalandırılması için Birleşmiş Milletler’de girişimlerde bulunmayı da değerlendiriyor.