• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

Biden’den Rusya’ya “Soykırım” Suçlaması

SETA Foundation Posted On April 15, 2022
0
27 Views


Ukrayna işgalinin başladığı 24 Şubat’tan bu yana insan hakları ihlalleri ve savaş suçu işlemekle itham edilen Rusya’nın son olarak Mariupol gibi direnişi kıramadığı kentlerde kimyasal silah kullanmaya başladığı iddiaları savaşın gidişatıyla ilgili endişeleri iyice artırdı. Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski, Rusya’nın kimyasal silah kullanma ihtimalinden kaygı duyduğunu dile getirdi. Daha önce Buça’da yaşananları “savaş suçu” olarak nitelendiren Başkan Biden, Rusya’nın Ukrayna’daki eylemleri için ilk kez “soykırım“ ifadesini kullandı. Savaş suçu işlediklerine dair suçlamaları reddeden Rusya Cumhurbaşkanı Putin ise Ukrayna’yla barış görüşmelerinin “çıkmaza girdiğini” söyleyerek savaşın daha uzun süre devam edeceği sinyalini verdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimi Finlandiya ve İsveç’i NATO üyeliği konusunda somut adımlar atmaya iterken Moskova yönetimi böyle bir durumda Finlandiya sınırında nükleer yapılanmayı artırma tehdidinde bulundu.

Rusya’nın Ukrayna’yı işgal harekâtında Rus silahlı güçlerinin eylemlerini daha önce “savaş suçu” olarak tanımlayan Başkan Biden, Ukrayna’da yaşanan gelişmelerle ilgili olarak ilk kez “soykırım” ifadesini kullandı. Biden Iowa’da gazetecilere yaptığı açıklamada yaşananların kendisine soykırım gibi göründüğünü söyledi. Rusya’nın soykırım yaptığına dair delillerin her geçen gün arttığına dikkat çeken Biden, nihai kararın uluslararası hukukçular tarafından verileceğini dile getirdi. 1948 Birleşmiş Milletler Soykırım Suçunun Engellenmesi ve Cezalandırılması Sözleşmesi’ne göre ‘soykırım’ tabiri “milli, etnik, ırki ve dini bir grubun tamamen veya kısmen yok edilmesi niyetiyle gerçekleştirilen eylemler” olarak tanımlanıyor. Hukukçulara göre soykırım suçunu belirlemede en çok zorlanılan kısım “eylemlerin soykırım niyeti taşıyıp taşımadığının tespiti” olarak gösteriliyor. Putin’in bazı açıklamalarında Ukrayna’nın ayrı bir ulus olarak ya da Ukraynalıların Rusya’dan bağımsız bir halk olarak var olma fikrini reddetmesinin soykırım niyeti yansıttığı ileri sürülüyor.

Biden’in “soykırım” açıklaması Ukrayna Cumhurbaşkanı Zelenski tarafından memnuniyetle karşılanırken Fransa Cumhurbaşkanı Macron’un tepkisi farklı oldu. Sert söylemlerle gerilimin artmasının Ukrayna’ya fayda sağlamayacağını savunan Macron, “soykırım” tabiri kullanılarak Ukrayna’ya yardım edilmiş olmadığını dile getirdi. Soykırım tanımlamasının siyasetçiler değil, hukukçular tarafından yapılması gerektiğini belirten Macron, “Rusya’nın Ukrayna’da soykırım işlediğini kabul eden ülkelerin uluslararası anlaşmalar gereği olaya müdahale etmesi ve savaşta taraf olması gerektiğine dikkat çekti. BM soykırım sözleşmesinde geçen “soykırım işleyen insanlar ve ülkeler cezalandırılmalı” hükmü diğer devletlerin olaya müdahale etmesini şart koşuyor.

Ukrayna’ya bağlı Azak Taburu yetkililerinin, Rus ordusunun Mariupol’de kimyasal silah kullandığını bildirmesi savaşın seyri ile ilgili endişeleri artırırken ABD ve Batılı ülkeler iddiaların gerçekliğini araştırmaya başladı. Konuyla ilgili olarak Pentagon Sözcüsü John Kirby, “Rus güçlerinin Ukrayna’nın Mariupol kentine bir kimyasal mühimmat attığını iddia eden sosyal medya paylaşımlarının farkındayız. Şu anda teyit edemiyoruz ve durumu yakından izlemeye devam edeceğiz” ifadelerini kullandı. Pentagon daha önce Rusya’nın Ukrayna’da kimyasal silah kullanma potansiyeli olduğu yönünde endişeleri olduğunu duyurmuştu. NATO yetkilileri de olası kimyasal saldırı tartışmalarına ilişkin “Bu uluslararası hukukun ihlali anlamına gelir ve Rusya bunun sonuçlarına katlanmak zorunda kalır” açıklamasında bulundu.

Ukrayna’da işlenen savaş suçlarını araştırmak üzere görevlendirilen Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı inceleme heyeti hazırladığı raporu açıkladı. Raporda ülkede savaş suçları ve insanlığa karşı suç işlendiğine dair deliller bulunduğu belirtildi. Raporda Rusya’nın orantısız güç kullanımından kaçınılması, okul, hastane ve benzeri sivil hedeflere dikkat edilmesi gibi hususlarda gerekli önlemleri almakta başarısız olduğu kaydedildi. Raporda spesifik olarak Rus birliklerinin 9 Mart tarihinde Mariupol kentinde Doğumevi ve Çocuk Hastanesi’ne düzenlediği saldırıda sorumlularının savaş suçu işlediği belirtildi. Ayrıca 16 Mart’ta Mariupol Tiyatrosu’na yapılan ve 300 kişinin hayatını kaybetmesine neden olan saldırının da savaş suçu olduğu kaydedildi. Raporda, Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının tek başına sivil bir nüfusa yönelik yaygın veya sistematik bir saldırı olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceğine ise karar verilemediği açıklandı.

Öte yandan Kremlin itham edilen suçlamaları reddetmeye devam ediyor. Ukrayna’daki durumla ilgili açıklamalarda bulunan Rusya Devlet Başkanı Putin, Batı’nın Moskova’yı dize getiremeyeceğini ve Ukrayna’da hedeflerine ulaşacaklarını söyledi. Kiev yönetiminin Rusya’nın savaş suçu işlediğine dair “sahte” iddiaları ve Ukrayna’nın tamamını kapsayacak güvenlik garantileri talep etmesiyle barış görüşmelerini rayından çıkardığını savunan Putin, savaşın daha uzun süre devam edeceği sinyalini verdi. Rusya’nın “operasyona” devam edeceğini ifade eden Putin en önemli stratejik sonucun, “Amerika’nın Soğuk Savaş sonrasında oluşturduğu tek taraflı uluslararası düzenin yıkılması” olacağını kaydetti. Kırım ve Donbas’ın statüsünü tartışmaya açmak istemeyen Kremlin, Ukrayna’nın bu bölgeleri de kapsayan bir güvenlik garantisi talebinde bulunmasını “müzakerelerin çıkmaza girmesi” olarak değerlendiriyor. Kremlin yönetimi ayrıca, İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya üye olma ihtimallerine ilişkin yaptığı açıklamada, “Rusya’nın Baltık bölgesinde güvenlik önlemleri artıracağını ve böyle bir durumda nükleerden arındırılmış bir Baltık bölgesinde de söz edilemeyeceğini” kaydederek iki ülkeye de uyarıda bulundu.

Post Views: 27



You may also like
Anayasa Mahkemesi Trump Yanlısı Kararları Tartışılıyor
July 12, 2025
Texas’taki Sel Felaketi Siyasetin Gündeminde
July 12, 2025
Hamas-İsrail Ateşkes Görüşmeleri Yeniden Başladı
July 12, 2025
  • Recent

    • 0x6778e479
      July 8, 2025
    • 0x3270c2af
      July 8, 2025
    • The End of the American Century? Interdependence, Soft...
      June 9, 2025
    • Trump-Netanyahu Relationship Takes a Turn for the Worse
      May 30, 2025
    • Why Is Trump Bypassing Israel?
      May 30, 2025
    • Israel’s plan to involve the United States in the occupation...
      May 30, 2025
    • Private Roundtable With Turkish Deputy FM Nuh Yılmaz
      May 20, 2025
    • “Beyond Alliance: Rethinking US-Türkiye Relations...
      May 20, 2025
    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025

  • Washington Gündemi

    • Anayasa Mahkemesi Trump Yanlısı Kararları Tartışılıyor
      July 12, 2025
    • Texas’taki Sel Felaketi Siyasetin Gündeminde
      July 12, 2025
    • Hamas-İsrail Ateşkes Görüşmeleri Yeniden Başladı
      July 12, 2025
    • Trump’tan BRICS’e Tehdit
      July 12, 2025
    • Büyük Güzel Yasa Tasarısı Kongre’den Geçti
      July 5, 2025
    • Musk-Trump Ateşkesi Sona Erdi 
      July 5, 2025
    • ABD, Ukrayna’ya Silah Yardımını Askıya Aldı
      July 5, 2025
    • Trump: İsrail Gazze’de Ateşkesi Kabul Etti
      July 5, 2025
    • New York’ta Mamdani'nin Zaferi
      June 28, 2025
    • ABD’nin İran’a Saldırısı Cumhuriyetçileri...
      June 28, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search