California Ayaklandı
Trump yönetiminin göçmenlere yönelik sert politikalarına karşı California’da protesto gösterileri düzenleniyor. Geçtiğimiz hafta başlayan protestolara karşılık Trump, geri adım atmayacağını belirterek sert açıklamalarda bulundu. Göçmenlik ve Gümrük Muhafaza Dairesi (ICE) karşıtı protestocuların gözaltına alınması, işyerlerine baskınlar yapılması ve protestocuların da gözaltına alınması gerilimi daha da tırmandıran önemli gelişmeler oldu. Başkan Trump, Los Angeles’taki durumu kontrol altına alabilmek amacıyla Ulusal Muhafızları devreye soktuğunu açıklarken, süreci doğru yönetemediğini iddia ederek California Valisi ve Demokratların önde gelen isimlerinden Gavin Newsom’ı suçladı. Trump, göstericilerin şiddet eylemlerini göç politikasını meşrulaştırmak için kullanırken, Newsom’a yüklenerek Demokratlara yönelik eleştirilerini yineledi. Cumhuriyetçilerin hedefinde olan Newsom, bu süreci stratejik bir şekilde değerlendirerek lider arayışında olan Demokratlar için ön plana çıkan aktör olabilir.
Trump yönetimi göreve geldiği günden itibaren göçmenlere karşı sert politikalar uygulamaya başlamış ve vizesiz olarak ABD’de bulunan ve izinsiz çalışan göçmenlere karşı büyük bir sınır dışı etme politikasını devreye sokacağını açıklamıştı. Bu süreçte özellikle Güney Amerika ülkelerinden çalışmak için gelen göçmenler hedef alındı. California’daki protestolar da, bu sert politikalara karşı bir tepki olarak patlak verdi. Los Angeles’ta, Trump yönetiminin yeni göçmenlik baskınları kapsamında, federal görevlilerin tekstil bölgesinde gerçekleştirdiği baskınların ardından halk sokağa döküldü. İşçilerin belgesiz göçmen oldukları gerekçesiyle yapılan aramalar, halkın tepkisini çekti. Protestoculara karşı polis müdahalesi yapılırken gözaltılar nedeniyle protestolar daha da büyüdü ve özellikle Hispanik kökenli ve işçi sınıfının yoğun olduğu bölgelere de yayıldı.
Trump, Los Angeles’ta patlak veren protestoların kontrolden çıkmasının ardından 2.000 Ulusal Muhafız göndereceğini açıkladı. ABD ordusunun Kuzey Komutanlığı da Cuma akşamına kadar yaklaşık 700 deniz piyadesinin kentteki federal mülkleri ve personeli koruyan Ulusal Muhafız birliğine katılmasının beklendiğini açıkladı. Los Angeles’taki askeri operasyonları denetleyen komutan Çarşamba günü gazetecilere yaptığı açıklamada Deniz Piyadelerinin şehrin güneyindeki bir deniz üssünde bulunduğunu ve 2,000 ek Muhafız birliğinin Perşembe günü öğleden sonra eğitime başlayacağını söyledi.
Olayların Demokratların güçlü olduğu California’da gerçekleşmesi ise Trump için önemli bir fırsat sundu. Daha önce yasadışı göçmen sorununu Demokratlarla ilişkilendiren Trump, mevcut protestoların sorumluluğunu da Demokratlara yıkmayı tercih etti. California Valisi Gavin Newsom ve Los Angeles Belediye Başkanı Karen Bass, Trump’ın ulusal muhafızları devreye sokmasını “yasa dışı” olarak nitelendirerek karşı çıktılar. Newsom, ulusal muhafızları gönderme emrine itiraz eden bir dava açtılar. Ulusal muhafızların yalnızca federal hükümete ait kurum ve binaları korumakla görevlendirilmesiyle ilgili davaya, Adalet Bakanlığı tepki göstererek bunun başkanın yetkilerini kısıtlama çabası olduğunu belirtti.
California Belediye Başkanı Bass, gösterilerin Washington tarafından şiddet içeren eylemler olarak okunmasının yanlış olduğunu ve eyalet sınırları içerisinde suç işleyen protestocuların yargılanacağını belirterek federal müdahaleye karşı çıktı. Trump ise sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda protestocuları “ayaklanmacı çeteler” olarak tanımlarken, Los Angeles’ın “istila ve işgal edildiğini” söyledi. Trump, ABD ordusunu ülke içinde konuşlandırmasına olanak tanıyacak Ayaklanma Yasası’na başvurma seçeneğini gündeme getirerek, önümüzdeki günlerde protestoların gözaltına alınması için daha sert adımlar atılabileceğinin sinyallerini verdi. Daha önce de göçmenleri suç ile ilişkilendirmeye çalışan Trump için, bu süreçte yaşanan şiddet olayları önemli bir malzeme sunabilir.
Trump yönetimi ile California arasındaki gerilim, sadece politik bir çekişme olmanın ötesine geçerek, temel değerler üzerine bir çatışmaya dönüşmüş durumda. California, göçmen hakları, çevre koruma, yapay zeka düzenlemeleri ve polis reformları gibi konularda güçlü bir duruş sergileyerek Trump’ın politikalarına karşı çıkıyor. Demokrat Parti’nin kontrolünde bir siyasi yapıya sahip olan California, Cumhuriyetçilerin eleştirilerinin merkezinde yer alıyor.
California’daki gelişmeler, karmaşık bir kriz ortamı yaratmış olsa da, Gavin Newsom için önemli bir fırsat sunmuş durumda. Protestolar sırasında görünürlüğü artan Newsom, sadece California’ya değil tüm ülkeye hitap eden açıklamalar yaptı. “Demokrasi gözlerimizin önünde saldırıya uğruyor” diyerek, Trump’ın politikalarını sert bir şekilde eleştiren Newsom, 2028 başkanlık yarışında Demokrat Parti için güçlü bir aday olduğunun sinyalini verdi. Ancak, Newsom’un liderlik mücadelesi sadece Trump’a karşı değil, aynı zamanda Demokrat Parti içindeki karmaşık göçmenlik politikalarına da yansıyor. California’da, Trump’ın göçmenlere yönelik sert politikalara karşı çıkan Newsom, aynı zamanda ICE ile işbirliği yapmayı reddeden ve sığınmacı politikalarını savunan bir duruş sergiliyor. Bu tutum, California’nın hem yerel hem de ulusal düzeydeki politikalarına dair derin bir bölünme yaratsa da, Newsom’un bu yaklaşımı ona geniş bir taban kazandırabilir.
Los Angeles, Amerika’nın ikinci en büyük şehri olarak, tarihi boyunca birçok sivil protestoya ev sahipliği yapmış ve bu konuda zengin bir geçmişe sahip. 1968’de 15.000 Meksika asıllı Amerikalı öğrenci, eğitimdeki eşitsizliklere karşı protestolar düzenleyerek, Chicano hakları hareketinin öncüsü olmuştu. 1992’de Rodney King’in dört beyaz polis memuru tarafından dövülüp aklanmasının ardından patlak veren protestolar, büyük bir sokak gerilimi yaratmış ve Başkan George H.W. Bush binlerce Ulusal Muhafız ve askeri göndererek durumu kontrol altına almaya çalışmıştı. 2020’de ise George Floyd’un öldürülmesinin ardından Los Angeles’ta yoğun Black Lives Matter protestoları yaşanmış, şiddetli olaylar ve polis müdahalesi gerilimi artırmıştı. Trump, o dönem yapılan protestolara da tepki göstermiş ve sokak olaylarından Demokratları sorumlu tutmuştu.
Göçmen politikaları, Amerikalıların 2024 seçimlerinde en çok önem verdiği konulardan biri haline gelmişti. Trump, özellikle kötüleşen ekonomik durumu ve artan suç oranlarını, yasadışı göçmenlerle ilişkilendirerek toplu sınır dışı etmeleri meşrulaştırmaya çalıştı. Son anketlerde Amerikalıların yarısından fazlası, sınır dışı etme süreçlerini olumlu karşılayarak ABD’nin bu sayede daha güvenli ve yaşanılabilir bir ülke haline geldiğini düşündüklerini belirtiyor.
Trump yönetiminin protestoculara karşı tavrı, önümüzdeki günlerde daha da sertleşebilir. 2024 başkanlık seçimlerinin ardından Demokrat Parti için önemli bir alternatif olan California Valisi Gavin Newsom’u karşısına almak, Trump’a stratejik bir fırsat sunuyor. Ulusal muhafızların protestoculara yönelik sert müdahaleleri, gerilimi tırmandırarak büyük sokak olaylarına yol açabilir. Newsom ve eyaletin Demokrat yöneticileri, federal kuvvetlerin sahaya girmesine karşı çıksa da, Trump, yaşanacak şiddet olaylarını ve kutuplaşmayı kullanarak göçmen karşıtı politikalarını meşrulaştırabilecek önemli bir zemin bulabilir. Ancak sokak olaylarının öngörülemez doğası ve diğer eyaletlere de benzer ölçekte sıçrama ihtimali, Trump yönetimini zor duruma sokabilecek önemli bir risk teşkil ediyor.