Enflasyonun Gölgesinde Fed’in Faiz Kararı
Gelecek hafta düzenlenecek ABD Merkez Bankası (Fed) faiz toplantısı öncesinde, Başkan Trump faiz indirimi talebini yeniden dile getirirken, geçtiğimiz haftalarda görevden almaya çalıştığı Fed üyesi Lisa Cook konusunda yargıdan müdahale geldi. Washington DC Bölge Mahkemesi, Trump’ın Cook’u görevden alma kararına ilişkin olarak yürütmeyi durdurma kararı verdi. Trump, geçtiğimiz aylarda yönetimden ayrılan bir ismin yerine atamak istediği Stephen Miran’ın, Eylül’deki Fed toplantısı öncesi Senato tarafından onaylanması için baskı yapıyor. Fed Başkanı Jerome Powell, geçtiğimiz ay katıldığı bir etkinlikte Eylül ayında faiz indirimi yapılabileceğinin sinyalini vermişti.
Bu hafta açıklanan Ağustos ayı enflasyon verileri önceki aylara kıyasla artış gösterse de, Fed’in yine de faiz indirimi yapacağına yönelik beklentiler sürüyor. Ancak mevcut enflasyon seviyesi ve Fed üzerindeki siyasi baskı göz önüne alındığında, yıl sonuna kadar beklenen büyük çaplı faiz indirimlerinin rafa kalkması olası görünüyor. ABD Başkanı Donald Trump, geçtiğimiz haftalarda Fed Yönetim Kurulu Üyesi Lisa Cook’u, geçmişteki bir konut kredisi işlemine ilişkin belgelerde sahtecilik yaptığı iddiasıyla görevden almak istedi. Ancak Cook hakkında herhangi bir resmi suçlama ya da mahkûmiyet kararı bulunmuyor. Avukatları, bu girişimin siyasi gerekçelerle yapıldığını ve Trump’ın faiz indirimlerini destekleyecek isimleri Fed’e atama arzusundan kaynaklandığını savunarak kararı mahkemeye taşıdı.
Mahkeme, Trump’ın görevden alma kararına ilişkin olarak geçici yürütmeyi durdurma kararı verirken kararda, görevden alma için gereken “haklı sebep” şartının, yalnızca görev süresi içindeki davranışlara dayanması gerektiği vurgulandı. Mahkeme ayrıca, Trump yönetiminin “başkanın takdir yetkisi sınırsızdır” şeklindeki savunmasını reddederek, bu tür görevden alma kararlarının yargı denetimine tabi olduğunu ifade etti. Ayrıca, Cook’un görevden alma sürecinde yeterli hukuki süreçten yararlandırılmadığına da dikkat çekti. Cook şimdilik görevde kalmaya devam ederken Trump yönetimi karara itiraz edeceklerini açıkladı. Mevcut şartlar altında Cook’un yaklaşan Fed toplantısında oy kullanması bekleniyor.
Lisa Cook’un görevden alınmasına yönelik hamleye ek olarak, yaz aylarında görevinden ayrılan bir Fed üyesinin yerine Başkan Donald Trump’ın Ekonomik Danışmanlar Konseyi Başkanı Stephen Miran’ı Fed Yönetim Kurulu’na aday göstermesi, Senato Bankacılık Komitesi’nde 13’e karşı 11 oyla onaylandı. Adaylık süreci, Fed’in faiz toplantısından hemen önce ilerletilerek, Cumhuriyetçilerin Miran’ın bu kritik toplantıya katılımını sağlama çabası olarak değerlendirilebilir. Ancak, nihai Senato oylamasının ne zaman yapılacağı henüz netlik kazanmadı. Senato’da Cumhuriyetçiler aritmetik üstünlüğü elinde tutsa da Miran’ın onay sürecine kesin gözüyle bakılmıyor. Miran’ın adaylığına yönelik en büyük eleştirilerden biri, Beyaz Saray’daki görevinden tamamen istifa etmeyecek olması. Miran, Fed’deki görev süresi boyunca Beyaz Saray’daki pozisyonundan ayrılmak yerine, bu görevine ücret almadan izinli olarak devam edeceğini açıkladı. Bu durum, Trump’a doğrudan bağlı bir danışmanın Fed gibi bağımsız bir kurumda görev yapmasının ciddi bir çıkar çatışması yaratabileceği endişelerini gündeme getirdi.
Demokrat senatörler, Miran’ın Beyaz Saray’la olan bağlarını koruması ve Trump’ın 2020 seçimlerini kaybettiğini açıkça kabul etmemesi gibi gerekçelerle bağımsızlığını sorguluyor. Demokrat Senatör Elizabeth Warren, Miran’ın “hiçbir bağımsızlık testini geçemediğini” belirtirken, Fed’de vereceği her oyun, Beyaz Saray’daki geleceğiyle bağlantılı olacağını belirtti. Benzer şekilde Demokrat Senatör Jack Reed de, Miran’ın mevcut düzenlemesinin Fed’in yasal statüsüyle bağdaşmadığını ifade etti. Fed’in kuruluş yasası, yönetim kurulu üyelerinin tüm zamanlarını Fed’e ayırmalarını zorunlu kılıyor. Miran’ın Beyaz Saray’daki görevini “izin alarak” sürdürmesi, hukuken bir engel teşkil etmese de Fed’in bağımsızlığı noktasında tartışmaya sebebiyet veriyor.
Trump’ın son hamleleri, uzun süredir çatışma içinde olduğu Fed’i kontrol altına alma stratejisinin bir parçası olarak değerlendirilebilir. Fed’in uzun süredir sabit tuttuğu faiz oranlarını önümüzdeki toplantıda düşürmeye başlaması bekleniyor. Ancak Trump, aylardır Fed Başkanı Jerome Powell liderliğindeki kurumun faizleri yeterince hızlı indirmediğini öne sürüyor ve Fed Yönetim Kurulu’nda çoğunluğu sağlayarak para politikasında daha fazla söz sahibi olmayı hedefliyor.
Faiz indiriminin gündemde olduğu bu süreçte, bu hafta açıklanan üretici ve tüketici enflasyonu verileri de Fed toplantısı öncesinde yeni bir belirsizlik ortamı yarattı. ABD’de toptan fiyatları yansıtan Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE), Ağustos ayında beklenmedik şekilde %0,1 oranında gerileyerek yıllık bazda enflasyonu %2,6’ya düşürdü. Bu oran, Temmuz ayındaki %3,1 seviyesinin altında kaldı. ÜFE verilerinin ardından Başkan Trump, enflasyonun kontrol altında olduğunu savunarak Fed Başkanı Powell’a yönelik eleştirilerini yeniden dile getirdi. Powell’ın faiz oranlarını “hemen ve büyük ölçüde” düşürmesi gerektiğini belirten Trump’ın bu çıkışı ve ÜFE verilerindeki yavaşlama, piyasada Fed’in bu ay 25 baz puanlık faiz indirimi yapacağı beklentisini güçlendirdi.
Ancak ertesi gün açıklanan Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) verileri, bu iyimser tabloyu gölgeledi. Ağustos ayında yıllık tüketici enflasyonu %2,9’a yükselerek yılın en hızlı fiyat artışı kaydedildi. Temmuz ayında bu oran %2,7 seviyesindeydi. Otomobiller, ev eşyaları ve temel gıda ürünlerindeki fiyat artışları bu yükselişte belirleyici oldu. Çekirdek enflasyon ise %3,1 seviyesinde sabit kalarak, fiyat baskılarının devam ettiğine işaret etti.
Genel tabloya bakıldığında, Trump’ın Fed üzerindeki baskıyı artırmaya yönelik son dönemdeki adımları para politikası üzerinde siyasal müdahale tartışmalarını derinleştiriyor. Mahkeme kararları, kurumsal dengeyi geçici olarak korusa da, Trump’ın Fed yönetiminde çoğunluğu elde etme stratejisi açık bir şekilde devam ediyor. Mevcut durumda yeni enflasyon verileri, Fed’in bu ayki toplantıda faiz indirimine gitmesini engellemeyebilir, ancak önümüzdeki aylara yönelik daha temkinli bir para politikası yaklaşımını zorunlu kılabilir. Şu an için Fed’in ne ölçüde bir faiz indirimi yapacağı belirsizliğini korurken, Trump’ın açıklanacak ilk faiz kararından memnun kalması beklenmese de, geldiği noktayı kamuoyuna bir siyasi zafer olarak sunma çabası göstermesi olası görünüyor.