Mamdani Karşıtı Cephe Büyüyor

Kasım ayında yapılacak New York Belediye Başkanlığı seçimleri, ABD siyasetinin önemli gündem maddelerinden biri olmaya devam ediyor. Demokrat Parti’nin ön seçimlerinde rakiplerini geride bırakarak partinin resmi adayı olan Zohran Mamdani, kamuoyu araştırmalarına göre yarışı önde götürüyor. Ancak New York gibi Demokratların yoğun olduğu bir bölgede Cumhuriyetçi Parti, Mamdani’nin önünü kesmek için farklı bir strateji izliyor. Başkan Trump öncülüğünde Cumhuriyetçiler, Mamdani’ye karşı şansı daha yüksek görülen, eski vali ve ön seçimlerde Mamdani’ye kaybettikten sonra bağımsız aday olan Andrew Cuomo’yu destekleme kararı aldı. Bu çerçevede Cumhuriyetçiler, seçilme ihtimali düşük görülen kendi adaylarını ve mevcut belediye başkanı olarak seçimlere bağımsız aday olarak katılan Eric Adams’ı yarıştan çekilmeye ikna ederek, Mamdani karşıtı cephenin tek bir isim etrafında birleşmesini hedefliyor.

Eric Adams’ın yarıştan çekilmesi karşılığında Trump yönetimi tarafından kendisine bir kamu görevi teklif edilebileceği yönündeki iddialar ise dikkat çekti.. Trump’ın danışmanlarının, Adams’ı federal yönetime dâhil ederek Mamdani’nin seçilme şansını zayıflatmayı planladıkları öne sürülüyor. Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa’nın da bu planın bir parçası olarak değerlendirildiği, asıl hedefin ise Cuomo’nun Mamdani karşısındaki konumunu güçlendirmek olduğu düşünülüyor.

Adams henüz herhangi bir açıklama yapmasa da böyle bir teklife sıcak bakabilir. Daha önce hakkında yürütülen adli süreçlerin, Trump ile gerçekleştirdiği özel bir görüşmenin ardından Adalet Bakanlığı tarafından düşürülmesi dikkat çekmişti. Bu geçmiş ilişkiler, Adams’ın Trump yönetiminde bir görevi kabul etmesi ihtimalini güçlendiriyor. Yine de şu ana dek kendisine resmi bir teklif yapılıp yapılmadığı bilinmiyor. Belediye Başkanı’nın kampanya ekibindeki bazı isimler bu temaslardan habersiz olduklarını ifade ederken, Adams’ın hâlâ adaylığı sürdürmeyi planladığı aktarılıyor. Ancak önümüzdeki günlerde seçime kısa bir süre kala Adams, destekçilerinden Cuomo kampanyasına katılmasını isteyebilir. 

Trump’a yakın bazı iş insanlarının ve emlak çevrelerinin Mamdani’nin seçilmesini “iş dünyası için tehdit” olarak gördüğü ve bu nedenle Adams’a kamuya ya da özel sektöre geçiş yapması için farklı tekliflerde bulundukları öne sürülüyor. Mamdani ise tüm bu girişimlere sert bir dille karşı çıkıyor. Kamuoyuna yaptığı açıklamalarda, halkın iradesini görmezden gelen kapalı kapılar ardındaki pazarlıkların demokrasiyi tehdit ettiğini ifade etti. Yasal olarak adayların isimlerinin oy pusulasından çıkarılması zor olduğundan, Adams ya da Silva yarıştan çekilseler bile bu durum doğrudan seçmen davranışını değiştirmeyebilir. Ancak Adams ve Sliwa’nın birlikte yaklaşık yüzde 25’lik oy oranına sahip olması, Mamdani’nin kazanma ihtimalini zayıflatabilecek bir bölünmeye yol açabilir.

Trump’ın New York belediye seçimlerine müdahil olma çabası, yalnızca Zohran Mamdani’nin başkanlık yarışındaki ilerleyişini durdurmaya yönelik değil, aynı zamanda daha büyük çaplı bir siyasi stratejinin parçası olarak okunabilir. Mamdani gibi sosyalist, Müslüman ve ilerici bir adayın ülkenin en büyük şehirlerinden birinde seçimi kazanması muhafazakar Amerikalılar için endişe verici bir durum olarak görülüyor. Mamdani’nin seçimi kazanması durumunda ise Cumhuriyetçiler ulusal düzeyde Demokrat Parti’yi “aşırı sol” eğilimlerle özdeşleştirerek özellikle 2026’daki ara seçimlerde bir propaganda aracı olarak kullanabilir. 

Bu stratejik bağlamda yarışa katılan Mamdani, geçmişte savunduğu radikal olarak değerlendirilen politikalardan belirgin biçimde uzaklaşarak daha merkezci bir çizgiye yönelmiş durumda. Geçmişte polisin bütçesinin azaltılması ve servetin yeniden dağılımı gibi politikaları savunmuş olan Mamdani, bugün daha ölçülü ve teknik temelli açıklamalarda bulunuyor. Örneğin, New York Polis Teşkilatı’nın bütçesini azaltmak yerine 911 çağrılarına ruh sağlığı ekipleriyle müdahale edecek yeni bir Toplum Güvenliği Departmanı kurmayı öneriyor. Ayrıca mevcut polis gücü sayısını koruyacağını da belirterek ön seçimlerde ortaya koyduğu bazır radikal politikaları geri plana itmeye çalışıyor. 

Mamdani, kampanya vaatleri dışında herhangi bir gündeminin belediye başkanlığı sürecinde yer almayacağını sıkça vurguluyor. Bu kapsamda, daha önce destek verdiği özel liselere giriş sınavlarının kaldırılması fikrinden de geri adım atarak, önceliğini şehir genelindeki eğitim eşitsizliklerini gidermeye yönlendirdiğini ifade ediyor. Kampanyasının merkezinde ekonomik eşitsizlik, kira kontrolleri, ücretsiz çocuk bakım hizmeti ve toplu taşımada iyileştirmeler gibi başlıklar yer alıyor. Özellikle genç ve işçi sınıfı seçmenlerden yoğun destek gören Mamdani, iş çevrelerinden finansal destek talep etmese de, bu çevrelerle programının uygulanabilirliğini anlatmak üzere temaslarda bulunuyor. Bu tutum, güvenlik kaygısı taşıyan seçmenleri ikna etmeye yönelik stratejik bir manevra olarak değerlendirilebilir.

İsrail-Filistin meselesine dair önceki çıkışları da seçim sürecinde önemli bir tartışma alanı oluşturdu. Mamdani, kamuya açık bir şekilde İsrail’in Gazze’de soykırım uyguladığını ifade ederken, özel toplantılarda “intifadayı küreselleştir” gibi sloganların kullanımını eleştirerek bu dilin toplumsal kutuplaşmayı artırabileceğini vurguladığı belirtiliyor. Özellikle Filistin’e destek gösterilerinde yer alması nedeniyle İsrail’e yakın grupların da hedefinde olan Mamdani karşısında Cuomo bu gruplardan önemli bir destek alıyor. Cuomo, Mamdani’yi antisemitizm suçlamasıyla hedef alarak seçilmesinin güvenlik zaafiyeti doğurabileceğine yönelik bir seçim stratejisi takip ediyor. 

New York Belediye Başkanlığı seçimi, yalnızca şehrin geleceği açısından değil, aynı zamanda Demokrat Parti içindeki ideolojik yönelimler ve ulusal siyasetin gidişatı açısından da belirleyici bir kırılma noktası olarak olarak öne çıkıyor. Zohran Mamdani’nin önseçimlerde elde ettiği beklenmedik başarı, partinin merkez ve sol kanatları arasındaki gerilimi derinleştiriyor. Mamdani’nin adaylığı, özellikle Demokratik Sosyalistler (DSA) ile olan ilişkisi nedeniyle parti içinde tartışma yaratıyor. Radikal bulunan polis reformları ve suç politikaları, bazı Demokratlar tarafından eleştirilirken, Demokrat partinin kilit figürlerinin henüz açık destek vermemesi, Mamdani’nin geleneksel Demokrat çizgiyle arasındaki mesafeyi ortaya koyuyor. 

Seçimde son sürece girilirken anketler Zohran Mamdani’yi yarışın favorisi olarak gösteriyor. Ağustos ayında yapılan anketlere göre Mamdani, yüzde 36,9 oy oranıyla ilk sırada yer alıyor. Cuomo’nun desteği yüzde 24,6’ya gerilemişken, Cumhuriyetçi aday Curtis Sliwa yüzde 16,8 oy topluyor. Mevcut Belediye Başkanı Eric Adams ise yalnızca yüzde 11,4’lük bir destek oranına sahip görünüyor. Ancak yarışın Cuomo ile Mamdani arasında başa baş kalması durumunda Mamdani’nin ufak farklarla da olsa geride kalabilir. 

4 Kasım’da gerçekleşecek seçim, yalnızca bir yerel yönetim tercihi değil, aynı zamanda Amerikan solunun geleceği, Demokrat Parti içi denge ve şehir yönetiminde izlenecek güvenlik politikaları açısından da kritik bir sınav niteliği taşıyor. Cumhuriyetçilerin pazarlık yoluyla seçime katılan adayları devre dışı bırakarak eski Demokrat Vali Cuomo’ya destek vermesi ise seçime daha büyük bir anlam katıyor. Bu noktada Cumhuriyetçilerin açıktan verdiği destek Demokrat yoğunluğu fazla olan New York’ta olumsuz bir karşılık da bulabilir. Gelinen noktada hakkında taciz iddiaları olması nedeniyle görevinden ayrılmış ve ana akım Demokratları temsil eden eski bir ismin kurtarıcı olarak sunulması genç ve dinamik bir nüfusa sahip olan New York için ters tepen bir strateji olabilir. Karşısında oluşan geniş muhalefet cephesine rağmen, Mamdani seçimleri kazanırsa ABD siyasetinde kalıcı bir aktör olarak uzun süre gündemde yer alabilir.