Pelosi’nin Tayvan Ziyareti Gerilimi Tırmandırdı
ABD Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi resmi bir Kongre delegasyonu ile Japonya, Güney Kore, Malezya, Singapur ve Tayvan’ı kapsayan geniş bir Asya turuna çıktı. Pelosi’nin Tayvan’a uğrayıp uğramayacağı hususu hafta boyunca en çok tartışılan gündem maddelerinden biri olurken Çin ve ABD arasında artan gerilime ve Pekin yönetiminin kınama ve ikazlarına aldırmayan Temsilciler Meclisi Başkanı, adayı ziyaret ederek ABD’nin Tayvan halkının yanında olduğu mesajını iletti. Pelosi, ziyaret sırasında Tayvan lideri Tsai Ing-wen, Meclis Başkan Yardımcısı Tsai Chi-chang, iş dünyası temsilcileri ve insan hakları savunucuları ile görüşmeler yaptı. 30 yılı aşkın bir süredir Kongre’de yer alan ve Çin’e karşı eleştirel tutumuyla tanınan Pelosi, 1997 yılından bu yana Tayvan’ı ziyaret eden en kıdemli ABD’li politikacı oldu.
Nancy Pelosi, Tayvan’ın başkenti Taipei’de yaptığı açıklamada, ABD’nin Tayvan halkıyla dayanışmasının önemine vurgu yaptı. Ziyaretinin ABD’nin bugüne kadar izlediği politikalarla çelişmediğini savunan Pelosi, “Tayvan liderliği ile görüşmelerimiz, ortağımıza desteğimizi teyit etmeye ve özgür ve açık Hint-Pasifik bölgesinin daha da geliştirilmesi gibi ortak çıkarlarımızı ilerletmeye odaklanacak” şeklinde konuştu. “Dünya otokrasi ve demokrasi arasında bir seçimle karşı karşıya kalırken, ABD’nin 23 milyon Tayvanlı ile dayanışması bugün her zamankinden daha önemli” diyen Pelosi, Kongre delegasyonunun gerçekleştirdiği Tayvan ziyaretinin, hiçbir şekilde “Tayvan İlişkileri Yasası”, “ABD-Çin Ortak Bildirileri” ve “Altı Güvence” çerçevesinde uzun süredir devam eden ABD politikasıyla çelişmediğini savundu. Pelosi, ABD’nin bölgede statükoyu değiştirmeye yönelik tek taraflı çabalara karşı çıkmaya devam edeceğinin altını çizdi.
Pelosi, ziyareti kapsamında Tayvan lideri Tsai Ing-wen ile bir araya geldi. Tsai Ing-wen, Pelosi’ye kritik bir dönemde Tayvan’ın yanında olduklarını somut olarak gösterdikleri ve ABD’nin Tayvan’ın kendini savunmasına desteğini ifade ettikleri için teşekkür etti. Tayvan’ın Çin’in artan askeri tehditlerine boyun eğmeyeceğini vurgulayan Tsai, “Ülkemizin egemenliğini kararlılıkla koruyacak, aynı zamanda demokrasi adına hattı müdafaayı sürdüreceğiz.” dedi. Tsai, görüşmede, Pelosi’ye, “Uğurlu Bulutlar Düzeni” adı verilen şeref madalyası verdi. Kendisine verilen onur için Kongre adına teşekkür eden Pelosi, “ABD’nin Tayvan ile dayanışması hayatidir. Tayvan’da ve dünyanın geri kalanında demokrasiyi koruma kararlılığımız değişmemiştir. Ziyaretimiz, ABD’nin Tayvan’a destek sözünü terk etmediğini açıkça göstermiştir” ifadelerini kullandı.
Nancy Pelosi’nin beraberindeki heyetle Tayvan’ı ziyaret etmesi ABD-Çin arasındaki gerilimi oldukça yükseltti. Pekin yönetiminin tehditlerine aldırmayarak Tayvan’a giden Pelosi, Washington Post’ta yayınlanan “Neden Tayvan’a giden kongre heyetine liderlik ediyorum“ başlıklı görüş yazısı ile ziyaretin gerekçelerini açıkladı. Yazısında ABD’nin 43 yıl önce, Asya Pasifik’teki ABD dış politikasının en önemli sütunlarından biri olan Tayvan İlişkileri Yasası‘nı onayladığını hatırlatan Pelosi bu yasa ile birlikte ABD ve Tayvan arasında önemli bir ortaklık ve dostluk oluştuğunu kaydetti. Yasa ile birlikte ABD’nin Tayvan’ın savunmasını destekleme sözü verdiğini belirten Pelosi “bugün Amerika bu sözü hatırlamalıdır. Tayvan’ın yanında durmalıyız” ifadelerini kullandı.
Kadın Başkan Tsai Ing-wen idaresindeki Tayvan yönetiminin Covid-19 ve iklim krizi ile mücadelede öncü olduğunu belirten Pelosi, Ada’nın aynı zamanda demokrasi ve özgürlükler, teknolojik gelişim ve yenilikler açısından da oldukça başarılı olduğuna vurgu yaptı. Freedom House tarafından yapılan özgür ülkeler sıralamasında Tayvan’ın üst sıralarda yer aldığına dikkat çeken Pelosi bu “güçlü demokrasi bugün tehdit altındadır” değerlendirmesinde bulundu. Pelosi’nin Tayvan’dan söz ederken “ülke” veya “devlet” gibi tabirler kullanmaktan özenle kaçınarak “demokrasi” ve “yönetim” kelimelerini kullanmayı tercih etmesi ABD’nin resmi Tayvan politikasıyla örtüşüyordu.
Pekin yönetiminin son yıllarda Tayvan ile gerilimi belirgin biçimde artırdığını kaydeden Pelosi, ABD Savunma Bakanlığı’nın Çin’in Tayvan’ı topraklarına katmak için askeri güç kullanabileceği uyarısında bulunduğunu hatırlattı. Çin’in Tayvan’ın hava savunma bölgesinde bombardıman uçakları, savaş uçakları ve gözetleme uçakları devriyelerini artırdığını belirten Pelosi “Çin Komünist Partisi’nin hızlanan saldırganlığı karşısında, kongre heyetimizin ziyareti, ABD’nin demokratik ortağı olan Tayvan’ın kendisini ve özgürlüğünü savunurken yanında durduğunun açık bir ifadesi olarak görülmelidir.” ifadelerini kullandı. “Çin’in Tayvan’ı ve demokrasisini tehdit etmeye devam etmesine seyirci kalamayız” diyen Pelosi yazısını, “Tayvan’a seyahat ederek demokrasiye olan bağlılığımızı onurlandırıyoruz. Tayvan’ın ve tüm demokrasilerin özgürlüklerine saygı gösterilmesi gerektiğini yeniden teyit ediyoruz” ifadeleriyle sonlandırdı.
Nancy Pelosi’nin Tayvan ziyaretine ilişkin Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada ise ziyaretin doğal olduğu ve Çin ile gerilimin artması için hiçbir neden bulunmadığı belirtildi. Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Stratejik İletişim Koordinatörü John Kirby düzenlediği basın toplantısında “Kongre hükümetin bağımsız bir organıdır ve karar tamamen kendilerine aittir” şeklinde konuştu. Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret etmesinin çok doğal bir mesele olduğunu ve bu ziyareti gerçekleştirme hakkının bulunduğunu ifade eden Kirby benzer ziyaretlerin daha önce de Kongre üyeleri tarafından yapıldığını dolayısıyla gerilimin yükseltilmesini anlamsız bulduğunu söyledi.
“Amerika’nın siyaseti yıllardır biliniyor. Hiçbir şey değişmedi. Tek Çin siyasetimiz sürüyor. İki tarafa da statükonun değişmesine karşı olduğumuzu defalarca söyledik. Tayvan’ın bağımsızlığını desteklemediğimizi dile getirdik. Bunları Çin Halk Cumhuriyeti yetkililerine her düzeyde ilettik. Geçtiğimiz hafta Başkan Biden’ın Çin Devlet Başkanı Şi ile yaptığı telefon görüşmesi de bunların en yüksek düzeyde olanıydı.” ifadelerini kullanan Kirby, Çin yönetiminin, Pelosi’nin Tayvan’ı ziyaret ihtimalini krize veya çatışmaya dönüştürmesi için hiçbir neden olmadığının altını çizdi ve Tayvan Boğazı ve çevresinde agresif askeri faaliyetleri arttırma gerekçesi haline getirmemesi gerektiğine vurgu yaptı.
Amerikan medyası ise genel olarak Pelosi’nin ziyaretini “zamansız ve gereksiz” olarak değerlendirdi. Washington Post yazı işleri kurulu tarafından yayınlanan bir görüş yazısında Pelosi’nin Tayvan’ destekleme niyeti prensip olarak doğru bulunurken ziyaretin zamansız ve iyice düşünülmeden atılmış bir adım olduğu değerlendirmesi yapılıyor. Yazıda Çin yönetiminin ziyaretin hemen ardından Tayvan karasularında başlattığı gerçek mühimmat kullanılan askeri tatbikata dikkat çekilerek benzer kışkırtıcı faaliyetlerin artarak devam edebileceği uyarısında bulunuyor ve gerilimin 1995-1996 yıllarında yaşanan Tayvan Boğazı Krizi raddesine ulaşabileceği belirtiliyor. ABD’nin dış politika önceliğinin Rusya’nın Ukrayna’da yürüttüğü savaş ve beraberinde ortaya çıkan gıda ve enerji krizi olduğu kaydedilen yazıda dikkat dağıtıcı yeni sorunlara yol açılmaması için azami çaba sarf edilmesi gerektiği vurgulanıyor. Yazıda Başkan Biden de “ordu ziyareti iyi bir fikir olarak görmüyor“ demekle yetinerek ziyareti engellemek için şahsen müdahil olmadığı ve yeterince çaba göstermediği için eleştiriliyor.
Pelosi’nin gelecek seçimlerde muhtemelen koltuğunu kaybedeceği ve bu nedenle son döneminde böyle bir ziyaret gerçekleştirerek tarihe iz bırakmak niyetinde olduğu ileri sürülüyor. Ancak Pelosi’nin siyasi kariyeri ve Pekin yönetimine karşı tutumu göz önüne alındığında Tayvan ziyareti oldukça tutarlı ve normal görülüyor. Pekin yönetimini insan hakları ihlalleri nedeniyle ağır biçimde eleştiren Pelosi, 1989’da gerçekleşen Tiananmen katliamını kınamak için iki yıl sonra Çinli yetkililerin izni olmadan meydanı ziyaret etmiş ve “Çin’de demokrasi uğruna ölenlere” yazılı bir pankart açmıştı. Tibetlilere yönelik baskılar nedeniyle de Çin’i eleştiren Pelosi, 2017 yılında Hindistan’a giderek sürgünde bulunan Dalai Lama ile görüşmüştü. Olimpiyatların Pekin’de düzenlenmemesi için politik kampanyalar yapan Pelosi, Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne girişini de engellemeye çalışmıştı. Pelosi son olarak, Çin’deki Uygur Müslümanlarına yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle Pekin’in 2022 Kış Olimpiyatları’na “diplomatik boykot” yapılması çağrılarına öncülük etmişti.
Öte yandan, Çin Dışişleri Bakanlığı, Pelosi’nin Tayvan ziyaretini sert bir dille kınarken ABD’nin Pekin Büyükelçisi Nicholas Burns’u bakanlığa çağırarak ziyareti protesto etti. Çin Dışişleri Bakanı Vang Yi, Pelosi’nin tüm uyarı ve protestolara rağmen gerçekleştirdiği ziyaretin, Çin’in egemenliğini ihlal eden bilinçli bir siyasi provokasyon olduğunu söyledi. Dışişleri Bakanlığı yetkilileri ziyaretin “tek Çin” ilkesini ve ABD-Çin ilişkilerinin temelini oluşturan Üç Ortak Bildiri’deki taahhütleri ihlal ettiğini belirtti. Ziyaretin Çin-ABD ilişkilerinin siyasi yapısına büyük zarar verdiği, Çin’in egemenliğini ve toprak bütünlüğünü zedelediğini, Tayvan Boğazı’ndaki barış ve istikrarın zeminini aşındırdığını ve Tayvan’ın bağımsızlığını savunan ayrılıkçı güçlere yanlış mesaj verdiğini ifade eden yetkililer, “Bu davranış, son derece kötü niyetlidir ve sonuçları çok ciddi olacaktır. ABD hükümeti bundan sorumlu tutulmalıdır” ifadelerini kullandı. Çin ordusu da Pelosi’nin Tayvan ziyaretinin ardından Tayvan çevresinde gerçek mühimmatla tatbikata başladı. Çin Savunma Bakanlığı, Pelosi’nin uçağının Tayvan’a ulaşmasının ardından, Ada çevresinde “bir dizi askeri tatbikat” düzenleyeceğini duyurmuştu.