Sınır Dışı Etmeler Yasal Göçmenlere de Yöneliyor

Yasadışı yollarla ABD’de bulunan göçmenlerin sınırdışı edilmesi için çeşitli kararlara imza atan Trump, aynı zamanda, yasal statü kapsamında vize ve sürekli oturma izni (Green Card) ile ABD’de bulunan kişilere karşı da zorlayıcı uygulamalar getiriyor. Filistin’e destek veren kişilerin vizelerini iptal etmesi ve sınırdışı edilme sürecini başlatması, tepki çeken bir uygulama haline geldi. Geçtiğimiz hafta Columbia Üniversitesi öğrencisi Mahmoud Khalil’i Filistin protestolarına katıldığı için Hamas’a destek verdiği gerekçesiyle tutuklayan ve sınır dışı etme sürecini başlatan Trump yönetimi, federal mahkemelerin yürütmeyi durdurma kararına rağmen geri adım atmıyor. Önümüzdeki günlerde benzer uygulamaların devam etmesi Trump yönetimine olan tepkiyi artırabilir.
Seçim kampanyası boyunca Trump’ın en çok gündeminde yer alan konulardan biri olan yasadışı göçmenlerle ilgili yaptığı açıklamalar büyük tepki çekmişti. Artan göçmen sayısından Biden yönetimini sorumlu tutan ve Kamala Harris’in sorumluluğunda olan sınır güvenliği konusunda büyük zaaflar olduğunu belirten Trump, göreve geldiğinde ABD tarihindeki en büyük sınır dışı etme işlemini gerçekleştirme vaadinde bulunmuştu. Seçmenlerin oy verme süreçlerinde ana gündem maddelerinden biri olan yasadışı göç ve sınır güvenliği konularında oy kazanmaya çalışan Trump, bu konuda oldukça agresif bir tutum sergilemişti.
Kamuoyu araştırmalarına göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 28’i ülkenin karşı karşıya olduğu en büyük sorun olarak göçü işaret ediyor. Bu oran, geçmiş yıllara kıyasla kademeli bir artış göstererek son dönemde zirveye ulaşmış durumda. Ayrıca, Amerikalıların büyük bir kısmı, sınır güvenliği ve göçmen politikaları konusunda Trump’ın Biden’dan daha başarılı olduğunu düşünüyor. Ocak ayında yapılan bir ankete göre, Amerikalı yetişkinlerin yüzde 43’ü, ABD’de yasadışı olarak yaşayan tüm göçmenlerin sınır dışı edilmesini destekliyor. Ancak, ankette “ABD’de yasadışı olarak yaşayan tüm göçmenlerin, vatandaş olan çocuklarından ayrılmaları anlamına gelse bile sınır dışı edilmesi” sorulduğunda, katılımcıların yüzde 55’i buna karşı olduklarını belirtti. Ayrıca, Amerikalılar, yasadışı göçmenlerin hastane ve kilise gibi kamusal alanlarda gözaltına alınmasına karşı çıkıyor.
Başkan seçilmesinin ardından Meksika sınırında ulusal acil durum ilan eden Trump, sığınma talebiyle başvuranlar da dahil olmak üzere ABD’nin sınırlarını kapattı. Pentagon da, Trump yönetiminin talebiyle Meksika sınırına 1.500 ek asker gönderdiğini açıklayarak daha kapsamlı kontrollerin yapılacağını ifade etmişti. Göçmenlerin geçişini engellemek amacıyla sınır güvenliği önlemlerini artıran yönetim, yasa dışı sınır geçişlerini tamamen durdurmayı hedefliyor. Trump yönetimi, Biden’ın başlattığı sığınmacı kabul programını iptal ederek sığınma talebinde bulunan göçmenlerin başvuruları sonuçlanana kadar Meksika’da kalmalarını zorunlu kılan politikasını yeniden uygulamaya koydu.
Trump yönetimi, ülke çapındaki 25 ICE (Göçmenlik ve Gümrük Uygulama) saha ofisinde, bir günde en az 75 yasadışı göçmenin tutuklanmasını hedeflediklerini ve bu sayının önümüzdeki süreçte kademeli olarak artırılacağını da duyurmuştu. Trump yönetiminin uygulamaya koyduğu sert göçmenlik politikaları, göçmen toplulukları arasında büyük bir korkuya yol açtı. Son günlerde, ICE yetkililerinin okullarda, hastanelerde ve kiliselerde bile operasyonlar gerçekleştirebileceğine dair söylentiler, birçok göçmenin günlük rutinlerinde değişiklikler yapmasına sebep oldu.
Trump yönetimi, bu hafta uygulamaya koyduğu yeni bir düzenlemeyle tepki topladı. Yasadışı yollarla ülkede bulunan göçmenlerin, kendi rızalarıyla sınır dışı edilmeleri için geliştirilen uygulama ile göçmenlerin tespit edilmesi planlanıyor. Trump, uygulamayı tanıtırken yaptığı açıklamada, “Ülkemizdeki insanlar, kolay yoldan kendi kendilerini sınır dışı edebilirler ya da zor yoldan sınır dışı edilebilirler” ifadelerini kullandı. Kendi rızasıyla sınır dışı edilmeyi kabul eden göçmenlerin ilerleyen dönemlerde Amerika vizesine başvurabileceğini belirten Trump, yakalanıp sınır dışı edilen yasadışı göçmenlere ise bir daha asla ABD’ye giriş izni verilmeyeceğini vurguladı.
Trump’ın göçmen karşıtı politikalarına ek olarak, yasal yollarla ülkede bulunan vize ve Green Card sahibi kişileri de sınır dışı etme girişiminde bulunması tepki çekiyor. Geçtiğimiz hafta, Columbia Üniversitesi öğrencisi Mahmoud Khalil, İsrail karşıtı kampüs protestolarında aktif rol oynaması nedeniyle ICE tarafından tutuklanmış ve sınırdışı edilme süreci başlatılmıştı. Trump yönetiminin bu kararı, Green Card ve ifade özgürlüğü bağlamında eleştirilirken, Trump Khalil’in sınırdışı edilme sürecinin yalnızca bir başlangıç olduğunu ifade etti. Federal mahkeme Khalil’in sınırdışı edilme sürecini durdurmak için yürütmeyi durdurma kararı alsa da bu durumun Trump yönetimini engellemesi beklenmiyor.
Georgetown Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırmacı olarak çalışan ve İsrail’in Gazze’de yürüttüğü savaşa karşı çıkan araştırmacı Badar Khan Suri, Başkan Trump’ın göçmenlere yönelik baskıları kapsamında gözaltına alınarak sınır dışı edilmekle karşı karşıya kaldı. İç Güvenlik Bakanlığı (DHS) sekreter yardımcısı Tricia McLaughlin, Badar Khan Suri’nin sosyal medyada “Hamas propagandası yaptığı ve antisemitizmi teşvik ettiği” gerekçesiyle sınır dışı edileceğini ifade etti. McLaughlin net bir kanıt ortaya koymasa da, “Suri’nin Hamas’ın üst düzey danışmanı olan bilinen veya şüphelenilen bir teröristle yakın bağlantıları var” ifadelerini kullandı.
Trump yönetiminin bir diğer sınır dışı etme işlemi de Brown Üniversitesi’nde bir tıp profesörü ile ilgili oldu. ABD çalışma vizesi olmasına rağmen, sınır dışı edilen Lübnan vatandaşı Rasha Alawieh, Hizbullah sempatizanı olduğu gerekçesiyle sınır dışı edildi. Federal savcılar, Alawieh’in cep telefonunda Hizbullah’ın önde gelen isimlerinin “sempatik fotoğraf ve videolarını” bulduklarını belirtirken Alawieh’nin kısa bir süre önce Lübnan’da gerçekleşen Hizbullah lideri Hasan Nasrallah’ın cenazesine katıldığı tespit edildi.
Turist statüsünde ABD’ye giriş yapmak isteyen bazı Avrupalıların, farklı gerekçelerle ülkeye girişinin engellenmesi de Trump’ın sınır politikalarına yönelik eleştirilerin artmasına neden oldu. Özellikle vize ve Green Card gibi yasal haklara sahip olan yabancıların ve öğrencilerin sınır dışı edilmesi, Trump’ın sert politikasının yasal göçmenliği de hedef aldığını gösterdi. Yasal yollarla ülkede bulunan birçok kişi, göçmen karşıtı politikalardan dolayı risk altında bulunuyor. Trump yönetiminin sınır dışı etme işlemlerini yaparken özellikle İsrail karşıtı isimlere odaklanması ise “antisemitizm” teması altında yapılan sınır dışı etme politikasına meşru bir zemin sunma çabası olarak değerlendirilebilir.