Sus Payı Davasında Stormy Daniels Mahrem Detaylar Anlattı
Eski Başkan Donald Trump, New York’ta süren sus payı davasında önemli bir haftayı daha tamamladı. 2006 yılında yetişkin film oyuncusu Stormy Daniels ile ilişki yaşadığı ve 2016 başkanlık seçimlerinden önce bu olayın kamuoyunda duyulmaması için 130 bin dolar ödeme yaptığı iddialarıyla gündeme gelen Trump, bu haftayı da mahkeme salonlarında geçirdi. Daniels, bu hafta mahkemede tanık olarak dinlendi ve Trump ile yaşadığı iddia edilen ilişkinin mahrem detaylarını anlattı. Trump’ın avukatları ise Daniels’ın ifadesinin etkisini kırmak için, bu ifadelerin çelişkili olduğunu ve motivasyonunun finansal çıkarlar olabileceğini öne sürdü.
ABD tarihinde mahkemede yargılanan ilk başkan olarak kayıtlara geçen Trump, bu hafta tanık kürsüsünde dinlenen Stormy Daniels’ın iddialarına doğrudan maruz kaldı. Daniels, Trump ile yaşadığı ilişkinin detaylarına dair açıklamalar yaparken duruşmanın hakimi tarafından birkaç kez uyarıldı. Trump’ı küçük düşürücü ifadeler kullandığı gerekçesiyle hakimin müdahalesiyle karşılaşan Daniels, ifadesinde zaman zaman duygusal anlar yaşadı. Daniels, yaşananlardan ötürü duyduğu pişmanlığını dile getirirken, olayın kendisi ve ailesini olumsuz etkilediğini vurguladı. Trump’ın avukatları ise Daniels’ın para kazanmak amacıyla sürekli yeni iddialar ortaya attığını savunarak motivasyonunu ve ifadesindeki çelişkileri sorguladılar. Muhafazakar Cumhuriyetçiler de Daniels’ın mahkeme salonunda yaptığı açıklamaları Trump’ı küçük düşürmeye yönelik bir çaba olmakla suçladı. Trump ve destekçileri, davanın siyasi bir cadı avı olduğunu ve Trump hakkında “itibar suikastı” yapılmaya çalışıldığını sık sık dile getiriyorlar.
Trump, mahkeme sürecinin başından itibaren savcıları, hakimleri, tanıkları ve jüri üyelerini hedef alan açıklamalar yapmaya devam etti. Geçen hafta, yayın yasağını ihlal ettiği için 9 bin dolarlık ceza alan Trump, bu hafta da hakim tarafından benzer bir gerekçeyle uyarıldı. Trump, tanık olarak ifade veren Daniels’ı hedef alan bir sosyal medya paylaşımı yaptıktan kısa süre sonra bu paylaşımı kaldırdı. Trump’ın avukatları, müvekkillerinin başkan adayı olarak politik savunma yapma zorunluluğunu öne sürerek, davanın siyasi boyutu olduğunu savundular. Ancak Trump yayın yasağına uymayarak yaptığı açıklamalar devam ederse 30 günlük hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir.
Trump, New York’ta devam eden sus payı davasıyla mücadele ederken, Florida ve Georgia’daki diğer davalarda lehine gelişmeler yaşanıyor. Florida’da Trump’ın başkanlığı sırasında Mar-a-Lago’daki malikanesinde gizli bilgileri sakladığı iddiasıyla açılan davanın 20 Mayıs’ta yapılması planlanan ilk duruşması yargıcın kararıyla süresiz olarak ertelendi. Georgia’da da 2020 seçimlerinde Joe Biden’ın zaferini engellemek amacıyla komplo kurmakla suçlanan Trump’a yönelik ceza davası temyiz mahkemesi tarafından ertelendi. Bu ertelemeler, Trump’ın yargılanma sürecindeki baskıyı azaltabilir ve seçim kampanyasında manevra alanını genişletebilir.
Trump’ın mahkeme takvimi, Biden kampanyası tarafından stratejik bir şekilde değerlendiriliyor. Duruşmalara katılan Trump, kampanyasına mahkemenin tatil olduğu Çarşamba günleri yahut haftasonu devam edebiliyor. Biden ekibi Çarşamba günleri dikkat çekici etkinlikler düzenleyerek Trump kampanyasını gölgelemeye çalışıyor. Biden kampanyasının bu strateji ile seçmenlerin odağını devam eden davaya yansıtmaya çalışmak olarak yorumlanıyor. Nitekim bu hafta tanıkların yaptığı sansasyonel açıklamalar Amerikan kamuoyunun ve basının dikkatini dava üzerine çekti.
Geçtiğimiz Çarşamba, Trump, salıncak eyaletler arasında yer alan Michigan ve Wisconsin’de seçim kampanyası yürütürken Başkan Yardımcısı Kamala Harris aynı gün Florida’da kürtaj yasağına karşı bir miting düzenledi. Gene aynı gün Biden Ukrayna, İsrail ve Tayvan’a 95,3 milyar dolarlık destek paketini imzaladıktan sonra Pittsburgh’da düzenlenen bir mitingde Çin’den ithal edilen ürünlere yeni vergiler getireceğini açıkladı. Biden’ın bu hafta Çarşamba günü ise Wisconsin’de düzenlediği etkinlik, ekonomi politikaları üzerine odaklanarak seçimlerin kaderini etkileyebilecek eyaletlerdeki desteğini güçlendirmeyi hedefledi.
Çarşamba günü resmi seçim kampanyası etkinliği yapmayan Trump, bu kez Florida’da Amerika’nın önde gelen petrol şirketi yetkilileriyle kapalı bir toplantı gerçekleştirdi. Biden’ın çevreci politikalarını eleştiren Trump, başkanlık seçimlerine hazırlanırken, büyük enerji şirketlerinden seçim kampanyasına 1 milyar dolarlık bir bağış yapmalarını talep etti. Biden’ın yenilenebilir enerji kaynaklarına yapılan yatırımları artırma ve elektrikli araç kullanımını teşvik etme gibi iklim politikası girişimleri, enerji sektörü temsilcilerinin tepkisini çekmişti. Toplantıda Trump’ın Biden yönetiminin çevre üzerine getirdiği politikaları ve düzenlemeleri göreve geldiği andan itibaren iptal etme sözü ve enerji sektörü liderlerine net mesajlar verdiği basına yansıdı.
Trump’ın rakiplerinin başkan adaylığından çekilmesi sonrasında, Indiana eyaletinde gerçekleştirilen parti ön seçimleri önemli sonuçlar ortaya koydu. Trump, eyaletin tamamında 58 delegenin desteğini kazanarak güçlü bir pozisyonda ilerlerken, birkaç ay önce yarıştan çekildiğini duyuran South Carolina Valisi Nikki Haley, %20’nin üzerinde bir destekle önemli bir oy oranı elde etti. Haley’nin bu oy oranı Trump’ın ılımlı Cumhuriyetçi seçmenleri henüz tam anlamıyla ikna edemediğinin bir işareti olarak yorumlanıyor. Geçmiş seçimlerde Cumhuriyetçilerin rahatlıkla kazandığı Indiana’da sonucun değişmesi beklenmiyor ancak kritik eyaletlerde Haley’ye destek veren Cumhuriyetçi seçmenin Kasım ayında alacağı pozisyon iki adayın da kaderini doğrudan etkileyebilir.
Sus payı davasının en az 3 hafta daha devam etmesi bekleniyor. Savcılık iddiaları destekleyecek yeni tanıkları dinlemek istediklerini belirtirken, davanın uzaması Trump’ın kampanyasına zarar veriyor. Başkanlık seçimleri kapsamında sadece hafta sonları ve fırsat buldukça Çarşamba günleri etkinlik düzenleyebilen Trump, bu dava sonucunda büyük bir ceza almasa bile kamuoyunda şüphe uyandıran bir imajın oluşmasının seçmen üzerinde olumsuz etki yaratabileceği öngörülüyor. Öte yandan, mahkeme süreci Trump’ın lehine sonuçlanırsa, bu onun “siyasi cadı avına” karşı kazandığı bir zafer olarak seçimlerde avantaj sağlayabilir.