• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

Trump: “İsrail’in Saldırılarına Müdahil Olmadık”

SETA Foundation Posted On June 13, 2025
0
1 Views


ABD ile İran arasında nükleer anlaşma görüşmeleri devam ederken, İsrail cuma günü erken saatlerde İran’ın nükleer tesislerini ve üst düzey askeri yetkililerini hedef alan kapsamlı bir saldırı düzenledi. Saldırı, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı’nın (IAEA) İran’ın nükleer yükümlülüklerini ihlal ettiğini açıklamasının hemen ardından gerçekleşti. İran, bu saldırılar üzerine 15 Haziran’da Umman’da yapılması planlanan nükleer müzakereleri durdurdu. Saldırı öncesinde Irak, Bahreyn ve Kuveyt gibi ülkelerdeki personel ve asker yakınlarını tahliye etme kararı alan Trump yönetimi, saldırıyı önceden bildiğini belirtse de ABD’nin saldırılara dahil olmadığını ve önceliğinin bölgedeki Amerikan güçlerini korumak olduğunu kaydetti. İran Savunma Bakanlığı, İran’a yönelik herhangi bir saldırı durumunda ABD’nin bölgedeki üslerinin İran’ın füze menzilinde olduğunu hatırlatarak, “karşı tarafın kayıplarının daha fazla olacağı” uyarısında bulunmuştu.

İsrail yönetimi, İran’a karşı düzenlediği saldırının gerekçesini “önleyici müdahale” olarak açıkladı. İsrailli yetkililer, İran’ın nükleer silah üretme kapasitesine kısa sürede ulaşabileceğini ve bunun İsrail için varoluşsal bir tehdit oluşturduğunu öne sürdü. İsrail istihbaratı, İran’ın birkaç gün içinde 15 nükleer bomba yapabilecek düzeyde zenginleştirilmiş uranyuma sahip olduğunu iddia etti. İsrail ordusu, operasyonun İran’ın nükleer programı ve uzun menzilli füze altyapısını hedef alan çok aşamalı bir stratejinin başlangıcı olduğunu belirtti.

İsrail’in İran’a düzenlediği saldırıların İran’ın nükleer ve askeri altyapısına ciddi zarar verdiği belirtiliyor. Fars Haber Ajansı’na göre saldırılarda en az 78 kişi öldü, 329 kişi yaralandı. Natanz’daki uranyum zenginleştirme tesisinin ağır hasar gördüğü ve Hundab ve Hürramabad’daki nükleer tesislerin de hedef alındığı kaydediliyor. Tahran’da askeri üsler, füze üretim tesisleri ve üst düzey komutanların evleri vurulurken Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami, Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri ve altı nükleer bilim insanının öldürüldüğü ifade ediliyor. Saldırıya yaklaşık 200 İsrail uçağının katıldığı ve 100 kadar hedefin vurulduğu açıklanırken İran’ın hava savunma sistemlerinin büyük ölçüde etkisiz hale getirildiği ve tesislerdeki hasarın uranyum zenginleştirme kapasitesini önemli ölçüde azalttığı bildirildi.

Başkan Trump Birleşmiş Milletler nükleer denetçilerinin Tahran’ın yirmi yıldır ilk kez nükleer silahların yayılmasını önleme yükümlülüklerini yerine getirmediğini tespit etmesinin ardından yaptığı açıklamada, İran’ın nükleer programı nedeniyle Ortadoğu’da “büyük bir çatışma” çıkabileceği uyarısında bulunmuştu. Çatışma yerine diplomatik bir çözüm istediğini söyleyen Trump, geçtiğimiz günlerde İsrail’i İran’ın nükleer işleme tesislerine saldırmaktan alıkoyduğunu söylemiş ve ABD ile İran arasında devam eden görüşmelerin İran’ın uranyum zenginleştirme kabiliyetinden vazgeçmemesi halinde askeri saldırının bir seçenek olabileceği tehdidinde bulunmuştu.

ABD ve İran arasındaki nükleer anlaşma görüşmeleri geçen Nisan ayında Umman’ın başkenti Maskat’ta başlatılmıştı. Daha sonra Roma’da devam eden görüşmelerde bugüne kadar toplam beş tur gerçekleştirildi. Uzun zamandır devam eden ABD-İran gerginliğini yumuşatma potansiyeli taşıdığı düşünülen görüşmelerde İran’ın nükleer programı, bölgesel gerginliklerin azaltılması gibi kritik konular masaya yatırılmıştı. İran Dışişleri Bakanı Abbas Arakçı ve ABD’nin Ortadoğu Özel Temsilcisi Steve Witkoff’un liderlik ettiği görüşmeler, kimi zaman dolaylı, kimi zaman doğrudan yürütüldü. Görüşmelerin altıncı turunun pazar günü Umman’da yapılması bekleniyordu. İsrail saldırısının ardından Tahran yönetimi müzakerelerden çekildiğini duyurdu.

Müzakereler, İran’ın %60 saflıkta uranyum stoklaması ve nükleer silah yapımına yakın bir “eşik devlet” statüsünde olması nedeniyle kritik bir önem taşıyordu. ABD, İran’ın nükleer programını tamamen durdurmasını isterken, İran ekonomik yaptırımların kaldırılmasını şart koşuyor. Görüşmelerde ilerleme sağlanamaması durumunda, İsrail’in İran’ın nükleer tesislerine yönelik saldırı olasılığının yüksek olduğu biliniyordu. Suudi Arabistan gibi Körfez ülkeleri, bölgesel istikrar için müzakereleri desteklerken, İsrail Başbakanı Netanyahu, diplomatik bir çözüm yerine askerî harekâtı savunuyordu.

Trump yönetimi, ABD-İran nükleer müzakerelerinde bir yandan İran’ı askeri müdahaleyle tehdit ederken, aynı zamanda diplomatik çözüm arayışında yeni öneriler getirmek şeklinde çift yönlü bir strateji izliyordu. Trump, İran’ın nükleer silah geliştirmesini engellemek için “sıfır zenginleştirme” talebini sürdürse de Umman ve Roma görüşmelerinde, İran’ın düşük seviyelerde uranyum zenginleştirmesine geçici olarak izin verebilecek bir bölgesel konsorsiyum önerisi getirmişti. Trump’ın “sıfır zenginleştirme” talebinden vazgeçtiği yönündeki haberler, müzakerelerde bir esneklik sinyali olarak yorumlanırken İran Dini Lideri Ayetullah Ali Hamaney’in bu öneriyi reddederek zenginleştirme hakkının pazarlık konusu olamayacağını belirtmesi taraflar arasında gerginliğe neden olmuştu. İran Dışişleri Bakanlığı, ABD’nin mayıs sonunda sunduğu öneriyi “kabul edilemez” bulduklarını ifade ederken “makul, mantıklı ve dengeli” bir karşı öneri hazırladıklarını kaydetmişti. İran heyetinin bu öneriyi pazar günü başlayacak olan müzakerelerde sunması bekleniyordu.

Trump’ın nükleer müzakerelere yaklaşımı hem diplomasiyi hem de askeri tehdidi bir arada kullanmayı hedefleyen bir tarzda şekilleniyordu. Trump’ın geçen mart ayında Hamaney’e gönderdiği mektup, “müzakere et ya da askeri müdahaleyle karşı karşıya kal” mesajını içeriyordu. İran, bu tehditkâr tonu reddederek doğrudan müzakerelere kapalı olduğunu, ancak dolaylı görüşmelere açık olduğunu bildirmişti. Trump yönetiminin Ortadoğu’daki bazı ABD personelini çekme kararı da bu stratejinin bir parçası olarak görülüyor.  Bu adım, hem ABD personelini olası bir çatışmadan korumayı hem de İran’a yönelik baskıyı artırmayı hedefliyor.

İsrail’in İran’a yönelik kapsamlı saldırıları, ABD ve İran arasındaki diplomatik sürecin geleceğini derin belirsizliğe sürükledi. Trump yönetiminin bir yandan İran’a diplomatik esneklik sinyali verirken, diğer yandan askeri seçenekleri gündemde tutma politikası, saldırı sonrası gerilimin hızla tırmanmasına neden oldu. İran’ın müzakerelerden çekilmesi, bölgeyi daha geniş çaplı bir çatışmanın eşiğine getirirken, ABD’nin bölgede izlediği denge siyaseti de kritik bir sınavla karşı karşıya kaldı. Önümüzdeki süreçte diplomatik çabaların yeniden başlaması için tarafların gerginliği azaltacak adımlar atmaları gerektiği açık olsa da saldırının yarattığı hasar ve güvensizlik ortamı, barışçıl bir çözüm olasılığını ciddi biçimde zayıflatmış durumda.

Post Views: 1



You may also like
Musk Trump’ı Ağır Eleştiriyor
June 6, 2025
ABD ‘Altın Kubbe’ Hava Savunma Sistemi Kuruyor
June 6, 2025
Çelik ve Alüminyumda Gümrük Vergileri İkiye Katlandı
June 6, 2025
  • Recent

    • The End of the American Century? Interdependence, Soft...
      June 9, 2025
    • Trump-Netanyahu Relationship Takes a Turn for the Worse
      May 30, 2025
    • Why Is Trump Bypassing Israel?
      May 30, 2025
    • Israel’s plan to involve the United States in the occupation...
      May 30, 2025
    • Private Roundtable With Turkish Deputy FM Nuh Yılmaz
      May 20, 2025
    • “Beyond Alliance: Rethinking US-Türkiye Relations...
      May 20, 2025
    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025
    • Is the U.S. withdrawing from Syria?
      April 25, 2025
    • The two-state solution debate and Türkiye’s strategic...
      April 16, 2025

  • Washington Gündemi

    • Trump: “İsrail’in Saldırılarına Müdahil Olmadık”
      June 13, 2025
    • Musk Trump’ı Ağır Eleştiriyor
      June 6, 2025
    • ABD ‘Altın Kubbe’ Hava Savunma Sistemi Kuruyor
      June 6, 2025
    • Çelik ve Alüminyumda Gümrük Vergileri İkiye Katlandı
      June 6, 2025
    • ABD: Ukrayna’nın Rusya’ya İHA Operasyonundan...
      June 6, 2025
    • Trump’tan İsrail’in İran’a Saldırı Tehdidine...
      May 30, 2025
    • Elon Musk Washington’a Veda Etti
      May 29, 2025
    • Harvard Direniyor
      May 29, 2025
    • Suriye’ye Yaptırımlar Kalkıyor
      May 29, 2025
    • Demokrat Parti’de Liderlik Arayışı
      May 23, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search