• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

Trump’tan Çin’deki Liderler Zirvesine Tepki

SETA Foundation Posted On September 5, 2025
0


Çin’in ev sahipliği yaptığı Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ) zirvesi ve II. Dünya Savaşı’nın sona ermesinin 80. yılına denk gelen askerî geçit töreni, uluslararası sistemde yaşanan kırılmanın sembolü oldu. Törene 26 ülkenin liderleri ve diğer yabancı temsilciler de katılarak, Pekin’le dostane ilişkiler içinde olan ülkelerin dayanışmasını sergiledi. Çin lideri Şi Jinping’in yanında Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Hindistan Başbakanı Narendra Modi ve Kuzey Kore lideri Kim Jong-un’un görüntüleri, ABD’nin küresel rolüne meydan okuyan bir tablo sundu. Başkan Donald Trump ise bu manzarayı sosyal medya üzerinden sert ve alaycı bir üslupla hedef alarak, Şi, Putin ve Kim’in “ABD’ye karşı komplo kurduğunu” söyledi. 

Başkan Trump, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda Çin Devlet Başkanı Şi’ye hitaben, “Putin ve Kim Jong-un’a en sıcak selamlarımı iletin, çünkü siz Amerika Birleşik Devletleri’ne karşı komplo kuruyorsunuz” ifadelerini kullandı. Bu sert ve kişisel üslup, Trump’ın uluslararası krizlerde benimsediği alışıldık diplomasi tarzının yeni bir yansıması olarak değerlendirildi. Washington’ın küresel liderlik iddiasını koruma çabası olarak okunabilecek bu yaklaşım, diplomatik nezaket sınırlarını aşması nedeniyle hem müttefikler hem de rakipler nezdinde eleştirilere yol açtı. Kremlin söz konusu çıkışı “komplo teorisi” olarak nitelendirirken, Pekin temkinli bir sessizlikle yanıt vermeyi tercih etti.

Pekin’de düzenlenen geniş katılımlı askerî geçit töreni, Çin’in son yıllarda hızla geliştirdiği savunma kapasitesini vitrine çıkardı. Hipersonik füzeler, insansız hava araçları, siber savaş birimleri ve nükleer caydırıcılık kapasitesine sahip yeni nesil sistemlerin sergilenmesi, ülkenin yalnızca bölgesel değil küresel bir askerî güç olma iddiasını ortaya koydu. Şi’nin törende dile getirdiği “Çin’in büyük yeniden doğuşu durdurulamaz” ifadesi, iç kamuoyunda ulusal gururu pekiştirmeyi amaçlarken, uluslararası alanda da özellikle ABD’ye yönelik açık bir mesaj niteliği taşıyordu. 

Washington bu gösteriyi, Pekin’in Rusya ve Kuzey Kore ile yakınlaşmasının askeri boyutunu güçlendiren bir tehdit olarak değerlendirdi. Trump yönetimi, törene üst düzey temsilci göndermezken bu tercih, ABD’nin Çin’in güç gösterisine sembolik bir yanıt vermekten kaçındığını, ancak caydırıcılığını daha çok ekonomik yaptırımlar ve ticaret politikaları üzerinden sürdürmeyi tercih ettiğini ortaya koydu.

Hint lideri Modi’nin zirvede Şi ile verdiği samimi görüntüler, Trump’ın Hindistan’a uyguladığı %50’lik gümrük tarifesinin doğrudan bir yansıması olarak değerlendiriliyor. ABD’nin Asya’daki stratejik müttefiklerinden biri olan Hindistan, ekonomik baskılar nedeniyle Çin’in ŞİÖ çatısı altındaki “alternatif kalkınma” söylemine daha sıcak bakmaya başladı. Modi, Washington’la sorunlar yaşarken, Moskova ve Pekin’le denge politikası izlemeyi tercih ediyor. Trump ise Hindistan’ın Rusya’dan enerji ve silah alımını sert biçimde eleştirdi. Ancak bu durum, ABD’nin Hindistan gibi kilit bir aktörü Çin’in yörüngesine itme riskini artırıyor. Trump’ın uygulamaya koyduğu ekonomik baskıların uzun vadede Washington’ın Asya stratejisinde ciddi kayıplara yol açabileceği belirtiliyor.

Trump’ın dış politika ekibinde, ABD’nin Soğuk Savaş yıllarında uyguladığı yöntemlere benzer biçimde Çin ile Rusya ilişkilerini zayıflatma arayışları olduğu aktarılıyordu. Bu çerçevede Trump yönetiminin Putin’le Alaska’da yaptığı görüşmenin de Rusya’yı Çin’den uzaklaştırmaya yönelik bir girişim olduğu yorumları yapılmıştı. Ancak Tianjin ve Pekin’de ortaya çıkan samimi görüntüler, iki ülkenin işbirliğinin dış baskılardan bağımsız şekilde derinleştiğini ve bu stratejinin başarı şansı olmadığını gösterdi. Pekin’in Ukrayna savaşında Moskova’ya doğrudan askeri destek vermese de ekonomik bağları güçlendirmesi de bu tabloyu pekiştirdi. Böylece, Trump’ın “komplo” suçlamaları dile getirmesi bile Çin-Rusya yakınlaşmasının önüne geçemediği şeklinde değerlendirildi.

Kim Jong-un’un askerî geçit törenine katılması, Çin’in Pyongyang üzerindeki nüfuzunu yeniden canlandırdığını ortaya koyuyor. Kuzey Kore’nin Rusya’ya Ukrayna savaşında askeri destek sağlaması, bu üçlü eksenin işbirliğini daha da tehlikeli hale getirirken Trump yönetimi açısından da Asya-Pasifik’teki güvenlik stratejilerini daha karmaşık bir hale sokuyor. Daha önce Trump-Kim zirveleriyle sonuç alınamayan diyalog girişimleri, Pyongyang’in Moskova ve Pekin’e giderek daha fazla yaklaşmasıyla gölgede kalmıştı. Gelinen noktada, Kuzey Kore, ABD için sadece bir nükleer tehdit olmaktan çıkarak, Çin ve Rusya’nın elinde Washington’a karşı baskı kurmak ve stratejik dengeyi kendi lehlerine çevirmek için kullanabilecekleri bir jeopolitik araca dönüşmüş durumda.

ŞİÖ zirvesi, Çin’in çok kutuplu dünya vizyonunu pekiştirmek için kullandığı önemli bir platforma dönüşmüş durumda. Şi’nin “hegemonya ve güç politikalarına karşı çıkma” söylemi, ABD’nin küresel liderliğini doğrudan hedef alan bir mesaj niteliği taşıdı. Avrupa Birliği’nin toplantıyı “kurallara dayalı sisteme meydan okuma” olarak tanımlaması, Washington’da dile getirilen kaygılarla örtüşen bir değerlendirme olarak öne çıktı. Çin’in, Rusya ve Hindistan gibi aktörlerle birlikte alternatif finans mekanizmaları ve enerji işbirliklerini gündeme getirmesi, ABD’nin İkinci Dünya Savaşı sonrası inşa ettiği kurumlara karşı yeni seçenekler üretme çabasını gözler önüne seriyor. Trump’ın bu tabloya cevabı daha fazla yaptırım ve tarifeler şeklinde olacak gibi görünüyor ancak bu yaklaşım, ABD’nin müttefiklerini yanında tutmak yerine onları uzaklaştırma riskini beraberinde getiriyor.

Trump yönetiminin Pekin’deki ŞİÖ zirvesi ve askerî geçit törenine yönelik tepkileri, ABD-Çin rekabetinin ekonomik, diplomatik ve askerî boyutlarını iç içe geçiren karmaşık doğasını bir kez daha ortaya koydu. Trump’ın sosyal medya üzerinden verdiği sert mesajlar kısa vadede dikkat çekici olsa da Hindistan’ın ekonomik baskılar nedeniyle Çin’e yakınlaşması, Rusya-Çin ilişkilerinin derinleşmesi ve Kuzey Kore’nin bu blok içinde bir jeopolitik araç olarak konumlanması, Washington’ın uzun vadeli çıkarlarını zayıflatıyor. 

Şi’nin çok kutuplu dünya vizyonunu öne çıkaran diplomatik hamleleri ve askeri gövde gösterisi, Çin’in küresel düzende alternatif bir liderlik inşa etme kararlılığını güçlendirirken, Trump’ın öngörülemez ve provokatif üslubu ABD’nin diplomatik manevra alanını daraltıyor. Washington’ın önümüzdeki süreçte daha dengeli, çok taraflı ve stratejik bir dış politika izlemesi, müttefiklerle güveni yeniden tesis etmesi ve ekonomik rekabeti diplomatik esneklikle dengelemesi hayati önem taşıyor. Trump’ın kendine has, öngörülemez politikaları Washington’ın müttefikleriyle bağlarını zayıflatırken, Pekin’in küresel alternatif liderlik iddiası güçlenmeye devam ediyor.

Post Views: 0



You may also like
Suçla Mücadelede Söylemi: Güvenlik Kaygısı mı, Seçim Hazırlığı mı? 
August 29, 2025
Amerikan Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı Tartışılıyor
August 29, 2025
Rusya’ya “Ekonomik Savaş” Tehdidi
August 29, 2025
  • Recent

    • The End of the American Century? Interdependence, Soft...
      June 9, 2025
    • Trump-Netanyahu Relationship Takes a Turn for the Worse
      May 30, 2025
    • Why Is Trump Bypassing Israel?
      May 30, 2025
    • Israel’s plan to involve the United States in the occupation...
      May 30, 2025
    • Private Roundtable With Turkish Deputy FM Nuh Yılmaz
      May 20, 2025
    • “Beyond Alliance: Rethinking US-Türkiye Relations...
      May 20, 2025
    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025
    • Is the U.S. withdrawing from Syria?
      April 25, 2025
    • The two-state solution debate and Türkiye’s strategic...
      April 16, 2025

  • Washington Gündemi

    • Trump’tan Çin’deki Liderler Zirvesine Tepki
      September 5, 2025
    • Suçla Mücadelede Söylemi: Güvenlik Kaygısı mı,...
      August 29, 2025
    • Amerikan Merkez Bankası’nın Bağımsızlığı...
      August 29, 2025
    • Rusya’ya “Ekonomik Savaş” Tehdidi
      August 29, 2025
    • Beyaz Saray Toplantısında ‘Gazze Riviera’sı’...
      August 29, 2025
    • Fed’den Faiz İndirimi Sinyali 
      August 23, 2025
    • California’dan Texas’a Karşı Seçim Hamlesi
      August 23, 2025
    • İsrail Gazze’yi İşgal Harekâtını Başlattı
      August 23, 2025
    • Trump Washington’da Ukrayna Zirvesi Düzenledi
      August 23, 2025
    • Trump Yönetimi Başkente Asker Yolladı
      August 15, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search