Hükümet Kapanmasının Toplumsal Etkileri: SNAP Krizi
Amerika Birleşik Devletleri’nde Demokratlar ve Cumhuriyetçiler arasında yaşanan bütçe anlaşmazlığı, bir aydır süren hükümet kapanmasına neden olurken, 42 milyon düşük gelirli Amerikalının yararlandığı Gıda Yardım Programı (SNAP) ciddi tehdit altına girdi. Federal çalışanların iş bıraktığı ve kamu kurumlarının işleyişinin aksadığı bu dönemde, Kasım ayı itibarıyla SNAP yardımlarının kesilme riski, sosyal bir krize dönüşme potansiyeli taşıyor. Yaklaşan ara seçimler öncesinde bütçe konusunda partiler arasında uzlaşı sağlanamaması, milyonlarca düşük gelirli Amerikalının gıda yardımlarından mahrum kalmasına yol açabilir. Hükümetin kapanmasının, halkın günlük yaşamına doğrudan dokunan SNAP gibi sosyal yardım programlarını sekteye uğratması, seçmen davranışlarını ve seçim sonuçlarını da etkileyebilecek önemli bir faktör olarak değerlendiriliyor.
Krizin temelinde, Demokratların Bireysel Sağlık Sigortası sübvansiyonlarının uzatılması talebi ile Cumhuriyetçilerin öncelikle genel federal bütçeyi geçirme ısrarı yatıyordu. Ancak bu anlaşmazlık sadece politik bir çekişme olmaktan çıkıp, milyonlarca insanın günlük hayatını doğrudan etkileyen bir boyuta ulaştı. Tarım Bakanlığı’nın eyaletlere gönderdiği mektuplara göre, bütçe krizi sürerse Kasım ayında yardım fonları tükenebilir. Bu durum, Amerikan tarihinde SNAP programının ilk kez bu denli kapsamlı bir kesintiye uğrama riskiyle karşı karşıya olduğu anlamına geliyor.
Trump yönetimi bu durumun sorumluluğunu açıkça Demokratlara yüklerken, Tarım Bakanı Brooke Rollins sosyal medyada yaptığı açıklamada, Demokratların yasadışı göçmenlere ücretsiz sağlık hizmeti sağlamayı Amerikan ailelerinin gıda güvenliğinden daha önemli gördüğünü iddia etti. Bu söylem, tartışmayı farklı bir boyuta taşırken, sosyal medyada yayılan manipülatif grafiklerle de desteklendi. Etnik kökene göre gıda yardımı alanları gösteren bir grafikte, Afgan, Somali ve Iraklı grupların en yüksek oranda SNAP aldığı, beyaz Amerikalıların ise listenin sonlarında yer aldığı ileri sürüldü.
Ancak Tarım Bakanlığı’nın resmi verilerine göre gerçek tablo bambaşka bir durumu ortaya koyuyor. SNAP yardımı alanların yaklaşık %35’i beyaz, %25’i siyahi ve %15’i ise Hispanik kökenli bireylerden oluşuyor. Daha da önemlisi, programdan faydalananların yaklaşık %90’ı ABD doğumlu vatandaş olarak dikkat çekiyor. Geri kalan kısmın büyük bir kısmı ise sonradan vatandaş olmuş yahut yasal oturum iznine sahip kişilerden oluşuyor. Trump yönetiminin geçirdiği yeni düzenlemeyle mülteci ve sığınmacıların SNAP’e erişimi zaten ortadan kaldırılmış durumda. Dolayısıyla sosyal medyada yayılan dezenformasyon, gıda yardımlarının da siyasi bir malzeme olarak kullanıldığını gösteriyor.
SNAP programı eyaletler tarafından yürütülen federal bir uygulama olarak, katılımcılara kişi başı ortalama aylık 190 dolar yardım sağlıyor. Programdan faydalananların çoğu yoksulluk sınırının altında yaşarken, bu yardımlar temel gıda ihtiyaçlarının karşılanmasında hayati önem taşıyor. Mevcut durumda Tarım Bakanlığı’nın acil durum fonları kullanılarak yardımların yaklaşık üçte ikisinin finanse edilmesi mümkün olsa da, Kasım yardımlarıyla ilgili sürecin durdurulması talimatı verilmiş durumda. New York, Illinois, Texas gibi birkaç eyaletin yetkilileri, kriz devam ederse Kasım ayında yardımların dağıtılamayacağını açıkladı. California Valisi Gavin Newsom ise Ulusal Muhafızları gıda bankalarına destek için görevlendireceğini ve seksen milyon dolarlık bir eyalet fonu tahsis edeceğini duyurdu. Ancak eyalet kaynaklarının bu krizi tam anlamıyla karşılaması mümkün görünmüyor.
Yaklaşan ara seçimler öncesinde bu krizin siyasi maliyeti de göz ardı edilemiyor. Yardım alanların yoğun olduğu bölgelerde görev yapan temsilciler ve senatörler arasında hükümet kapanmasını çözme yönünde ekstra çaba gösteriliyor. Ancak seçimlerden önce anlaşmanın sağlanması pek mümkün görünmüyor. Bu noktada Trump yönetiminin Cumhuriyetçi adayların da olumsuz etkileneceği bölgeleri hesaba katarak Kasım ayı için ek bir bütçe oluşturabileceği öngörülüyor.
Demokratlar henüz Trump yönetimi ile anlaşmaya varmadı ancak sürecin toplumsal etkilerini hafifletmek için yeni bütçe tasarılarını Kongre’ye getirdi. Ancak Cumhuriyetçiler, Demokratların sunduğu ve SNAP ve WIC gibi sosyal yardım programlarını 1 Kasım sonrası da finanse etmeyi amaçlayan geçici yasa tasarısını engelleyeceklerini açıkladı. Senato Çoğunluk Lideri John Thune bu öneriyi Demokratlara siyasi manevra alanı yaratma çabası olarak tanımlarken, Cumhuriyetçi liderler SNAP gibi hassas programlara ayrıcalık tanınmasının hükümetin kapalı kalma süresini uzatabileceğini savunuyor. Ancak Demokratlar, milyonlarca kişinin gıda yardımı olmadan hayatta kalmasının mümkün olmadığını vurgulayarak bunun siyasi değil insani bir zorunluluk olduğunu belirtiyor. Trump Asya turundan önce yaptığı açıklamada, bu süreçte hem SNAP yardımlarının sağlanacağı mesajını verdi hem de Demokratların hükümeti yeniden açması gerektiğini öne sürdü. Ancak açık bir çözüm önermemesi, Cumhuriyetçi Parti içindeki görüş ayrılıklarını daha da belirginleştirdi. Missouri Senatörü Josh Hawley gibi bazı Cumhuriyetçiler SNAP için ayrı bir fon önerisi sunsa da bu teklifler de yine Cumhuriyetçiler tarafından engelleniyor.
Tarım Bakanlığı’nın 5 milyar dolarlık acil durum fonunu kullanmama kararına karşı 25’ten fazla Demokrat yönetimli eyalet dava açtı. Massachusetts’te açılan davada bu kararın yasalara aykırı ve keyfi olduğu savunuldu. Tarım Bakanlığı ise bu fonun yalnızca düzenli ödemelerin onaylandığı ve yetmediği durumlarda takviye olarak kullanılabileceğini, ayrıca WIC programı ve okul yemekleri gibi başka acil yardımlar için ayrıldığını belirtiyor. Cumhuriyetçilerin sunduğu yeni yasa teklifinin önümüzdeki dokuz yılda sosyal yardım programlarına kayıtlı önemli bir kitlenin de bu programlardan çıkarılmasını öngörüyor. Bu durumun yoksulluk sınırı altında yaşayan Amerikalılara etkisi kadar çiftçileri ve gıda tedarik zincirini de olumsuz etkilemesi bekleniyor. Bu noktada yapılan ekonomi projeksiyonlarına göre SNAP yardımlarını %25’e yakın bir kısmı çiftçilere ve üreticilere gidiyor.
Gelinen noktada SNAP yardımlarının tekrar başlatılabilmesi için ya hükümet kapanması sonlandırılıp yeni bütçe onaylanacak ya da federal mahkeme Tarım Bakanlığı’nın acil fonları kullanmasına hükmedecek. Aksi takdirde 42 milyon insanın temel gıda güvenliği tehlikeye girecek ve bu durum hem sosyal hem de politik açıdan daha büyük tartışmalara neden olabilir. Yaklaşan seçimler öncesinde mevcut tartışmanın seçmenler tarafından nasıl yorumlanacağı ise Kongre aritmetiğini değiştirme noktasında kritik bir öneme sahip olabilir.