• Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact
  • info@setadc.org
    202-223-9885
    1025 Connecticut Ave NW
    Suite 410
    Washington, DC 20036
  • Publications
    • Books
    • Opinions
    • Analyses
    • Reports
  • Events
  • About
    • SETA DC
    • People
  • US-Türkiye Relations
  • Washington Gündemi
  • Contact

Washington’ın Çin Politikası Yeniden Şekilleniyor

SETA Foundation Posted On February 7, 2025
0
15 Views


ABD yönetiminin özellikle Çin’e karşı nasıl bir siyaset izleyeceği ve Çin’le stratejik rekabetin nasıl şekilleneceği merak ediliyor.

İkinci başkanlık dönemine hızlı bir giriş yapan Trump’ın dış politikada attığı sert adımlar gündem yaratmaya devam ederken yeni ABD yönetiminin özellikle Çin’e karşı nasıl bir siyaset izleyeceği ve Çin’le stratejik rekabetin nasıl şekilleneceği merak ediliyor. Çin’e karşı yüzde 10’luk gümrük vergisi koyarak yeni bir ticaret savaşı başlatan Trump yeni dönemde ticari anlaşmalarla sonuç almayı amaçlayan ve “Önce Amerika” ilkesini benimseyen bir yaklaşım öne çıkarmaya çalışıyor. Bu yaklaşım sadece ticaretle sınırlı kalmayıp geniş bir coğrafyayı etkileyen jeopolitik hamleleri de içeriyor. Trump yönetiminin öngörülemez tutumunu eleştiren bazı diplomatlar bu yaklaşımın İkinci Dünya Savaşı sonrası kurulan kurallara dayalı uluslararası sistemi yeniden şekillendireceğini savunuyor.

Biden yönetimi, Çin’in küresel çapta askeri, ekonomik ve teknolojik bir meydan okuma oluşturduğu ve demokrasilerle otoriter rejimler arasında yeni bir ideolojik mücadele alanının doğduğu tezlerini sıkça dile getiriyordu. Trump yönetiminin Çin’i “en büyük rakip” şeklinde konumlandırıp konumlandırmadığı henüz netlik kazanmış değil. Yeni dönemde ticaret dengesizliklerine vurgu yapılması ve ABD’nin küresel liderliğini daha çok “fırsatçı pazarlıklarla” korumayı öne çıkaran bir söylem öne çıkıyor. Bazı uzmanlar, Trump’ın Çin’le ilişkileri ideolojik bir “varoluşsal rekabet” şeklinde görmeyip daha çok “kârlı anlaşmalar” eksenine oturtacağını belirtiyor.

Yönetimin ilk haftalarında imzaladığı kararnamelerde Çin’i doğrudan ya da dolaylı etkileyen unsurların sayısının bir hayli fazla oluşu dikkat çekiyor. Çin menşeli fentanil akışını kesmemek ile suçlanan Pekin’e dönük ek gümrük vergileri getirilmesi ve dijital ekonomi alanındaki düzenlemelerde Çinli şirketlere uygulanan kısıtlamaların gözden geçirileceğinin açıklanması, bu politikanın erken işaretleri olarak değerlendiriliyor.

Kuzey Amerika’daki gelişmelerin de Çin’le rekabetle bağlantılı olduğu iddia ediliyor. Meksika ve Kanada’ya uygulanan yüksek tarifeler ile Panama’nın Kuşak ve Yol Girişimi’nden çekilme kararı, ABD’nin Orta ve Güney Amerika’da Çin etkisini sınırlandırma niyeti olarak değerlendiriliyor. Yeni Dışişleri Bakanı Marco Rubio’nun ilk yurt dışı ziyaretini Panama’ya yapması ve Kanal’daki Çin bağlantılı şirketlerin varlığının sorgulanması, bu bölgenin artık Washington için öncelikli bir rekabet sahası haline geldiğini gösteriyor. Benzer şekilde, Kanada ve Meksika’yla ilişkilerin sertleştirilmesi de Çin’i Kuzey Amerika pazarından uzak tutma çabasının bir parçası şeklinde yorumlanıyor.

Avrupa’da ise Trump yönetiminin NATO müttefiklerine yönelik savunma harcamalarını milli gelirin yüzde 5’ine çıkarma çağrısı ve aynı zamanda Avrupa Birliği ülkelerine ticari yaptırımlarla gözdağı vermesi, Transatlantik ilişkileri gerilimli bir atmosfere sokmuş durumda. Brüksel ve diğer Avrupa başkentlerinde, bu baskıların arkasında Çin’i küresel ölçekte geriletmeyi amaçlayan daha geniş bir stratejinin yattığı öne sürülüyor. Trump’ın Grönland’a olan ilgisinin nedenlerinden biri olarak Arktik bölgesinde Çin’in madencilik ve deniz yolları alanında artan nüfuzunu engellemek istemesi gösteriliyor.

Ukrayna savaşı da Trump yönetiminin dış politika stratejisinde Çin ile ilişkileri etkileyebilecek bir alan olarak gösteriliyor. Trump’ın Çin’in bu savaşın sona erdirilmesinde yardımcı olmasını beklediği ve bunun karşılığında ikili anlaşmalarda Pekin’e kolaylıklar sağlayabileceği belirtiliyor. Ancak, NATO’nun 2024 Washington Deklarasyonu’nda Çin’in Rusya’nın savaşını destekleyen bir konumda olduğuna dair ifadeler yer alması, yeni yönetimin Pekin ve Moskova’yı aynı cepheye koyduğu tezini güçlendiriyor.

ABD ve Çin arasındaki teknolojik rekabet de Trump’ın önem verdiği konuların başında geliyor. Washington yönetiminin yapay zekâ (YZ) alanına 500 milyar dolarlık yatırım yapmayı planladığı, ancak Çin’in de DeepSeek üzerinden önemli ilerlemeler kaydettiği biliniyor. Açık kaynak modellerini hızla geliştirerek düşük maliyetli teknolojileri küresel piyasaya sunan Pekin, böylece ABD’ye rakip olmakla kalmayıp daha geniş bir kitleye nüfuz etme şansı da yakalamış durumda. TikTok’un kullanıcı verilerini işlemesi ve algoritmalar sayesinde yarattığı etki de ABD cephesinde “dijital nüfuz” sorunu olarak tanımlanıyor. Trump yönetiminin TikTok’a dair kapatma veya satma seçeneklerini müzakere ettiği ve Çin’le bu konuda bir anlaşma masasına oturma ihtimaline açık olduğu belirtiliyor.

ABD-Çin ilişkilerinde gerginliğe neden olan konuların biri de Tayvan meselesi. Trump’ın bu konuda nasıl bir politika izleyeceği henüz netlik kazanmış değil. Tayvan meselesi hem jeopolitik hem de teknolojik rekabetin kesiştiği bir alan olarak öne çıkıyor. Adadaki yarı iletken üretiminin küresel tedarik zinciri açısından kritik önemi, Washington için Tayvan’la işbirliğini stratejik bir gereklilik haline getirmiş durumda. Ancak Trump’ın Tayvan’a da gümrük vergileri getirmekten söz etmesinin ada yönetimini endişelendiriyor. Uzmanlar, Trump’ın Tayvan’a yaklaşımında esas amacın, Çin ile yapılacak muhtemel bir büyük pazarlıkta elindeki kozları çoğaltmak olduğunu savunuyor.

Dünyanın en güçlü iki ülkesi olan ABD ve Çin arasındaki stratejik rekabet çok boyutlu hale gelmiş durumda. Avrupa, Kuzey Amerika, Asya-Pasifik ve hatta Arktik gibi farklı coğrafyalar, ticaret ve teknoloji başta olmak üzere askeri ve diplomatik konuların iç içe geçtiği yeni rekabet alanları teşkil ediyor. Trump ekibinin ticaretten güvenliğe, teknolojiden diplomasiye kadar uzanan hamlelerinin, dünya düzenini önemli ölçüde dalgalandırmaya devam edeceği ve uzun vadede küresel sistemde kalıcı etkiler yaratabileceği öngörülüyor. Müttefik veya rakip ülke fark etmeksizin dış ilişkilerde “düzen bozucu” hamlelerle başlayıp “sert pazarlık” arayışlarını sürdüren Trump yönetimi, caydırıcılığı da önceleyen bir strateji yürütmeye çalışıyor. Trump’ın öngörülemez hamleleri neticesinde hem müttefikler hem de rakipler kendi konumlarını yeniden gözden geçirmek zorunda kalıyor.

Post Views: 15



You may also like
Trump’tan İsrail’in İran’a Saldırı Tehdidine Tepki
May 30, 2025
Elon Musk Washington’a Veda Etti
May 29, 2025
Harvard Direniyor
May 29, 2025
  • Recent

    • Trump-Netanyahu Relationship Takes a Turn for the Worse
      May 30, 2025
    • Why Is Trump Bypassing Israel?
      May 30, 2025
    • Israel’s plan to involve the United States in the occupation...
      May 30, 2025
    • Private Roundtable With Turkish Deputy FM Nuh Yılmaz
      May 20, 2025
    • “Beyond Alliance: Rethinking US-Türkiye Relations...
      May 20, 2025
    • Trump's first 100 days...
      May 5, 2025
    • Will the rare earth elements deal bring peace?
      May 5, 2025
    • Is the U.S. withdrawing from Syria?
      April 25, 2025
    • The two-state solution debate and Türkiye’s strategic...
      April 16, 2025
    • Turkish-American Relations in the Middle East under...
      April 4, 2025

  • Washington Gündemi

    • Trump’tan İsrail’in İran’a Saldırı Tehdidine...
      May 30, 2025
    • Elon Musk Washington’a Veda Etti
      May 29, 2025
    • Harvard Direniyor
      May 29, 2025
    • Suriye’ye Yaptırımlar Kalkıyor
      May 29, 2025
    • Demokrat Parti’de Liderlik Arayışı
      May 23, 2025
    • Washington İsrail’e Mesafe Koyuyor   
      May 23, 2025
    • ‘Büyük, Güzel Yasa Tasarısı’ Meclisten Geçti
      May 22, 2025
    • Trump-Putin Hattı: Barışa Giden Yol mu, Oyalama...
      May 22, 2025
    • İlaç Fiyatlarında Yeni Düzenleme
      May 16, 2025
    • Güvenlik ve Rekabet Arasında Yapay Zeka 
      May 16, 2025



Stay Updated


© Copyright 2018-2022 SETA Foundation at Washington DC
Press enter/return to begin your search