Yönetim Eğitim Bakanlığı’nı Kapattı

ABD Başkanı Trump, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılmasını öngören bir kararname imzaladı. Seçim kampanyası boyunca bu adımı atma vaadinde bulunan Trump, bakanlığın “savurgan” ve “liberal ideolojilerle kirlenmiş” bir kurum olduğunu ifade etmişti. Kararnamede, Eğitim Bakanı Lina McMahon’un bakanlığın kapatılması sürecini yönetmek için çalışacağı belirtilirken, bazı bakanlık görevlerinin farklı federal kurumlar altında devam edeceği vurgulandı. Trump, kararnameyi imzaladığı törende, ABD’nin eğitim kalitesinin son yıllarda ciddi şekilde düştüğünü belirterek, eğitimde Amerikan değerlerinden kopmuş, başarısız bir jenerasyonun ortaya çıktığını vurgulayarak bu durumu düzeltmek için kapsamlı bir reform gerektiğini ifade etti.
Eğitim Bakanlığı, 1979 yılında Başkan Jimmy Carter döneminde, federal hükümet içindeki çeşitli eğitim girişimlerini birleştirme çabasının bir parçası olarak kuruldu. Kabinenin bir parçası olarak görülen Eğitim Bakanlığı, diğer bakanlıklara oranla daha mütevazı bütçe ve kadrolara sahip olmasıyla dikkat çekiyor. Bakanlığın bütçesi 2024 yılında 238 milyar dolarla toplam federal bütçenin %2’sinden daha az bir kısmı temsil ediyor. ABD eğitim sisteminde okullara gelen kamu fonlarının çoğu federal kurumlardan ziyade eyalet ve yerel yönetimlerden geliyor. Bakanlık, ülke genelindeki farklı eyaletlerden sorumlu olsa da sınırlı yetkilere sahip. Müfredat veya okul programlarını belirlemektense eğitimle ilgili veri toplama, araştırmaları yayma, federal yardımları dağıtma ve ayrımcılık karşıtı önlemleri uygulama gibi işlerle ilgileniyor. Ayrıca, öğrenci kredi programlarını denetliyor ve düşük gelirli öğrencilere üniversiteye gitmelerini sağlayan hibe programlarını yönetiyor.
Eğitim Bakanlığı’nı ortadan kaldırma fikri, Cumhuriyetçiler tarafından kurumun varlığından bu yana dile getiriliyor. Ronald Reagan, 1980 başkanlık kampanyasında, Eğitim Bakanlığının kapatılmasını savunmuştu. Cumhuriyetçiler tarihsel olarak eğitim politikasının merkezileştirilmesine karşı çıkmış ve bunun en iyi şekilde eyaletlere ve yerel yönetimlere bırakılması gerektiğini savunmuşlardı. Son dönemde ise, muhafazakarlar Eğitim Bakanlığı’nın “woke” kültürüyle, siyasi ideolojileri, cinsiyet ve ırk gibi konuları çocuklara dayatmakla suçluyordu.
Başkanlık seçimlerinden önce yayınlanan ve birçok açıdan tepki çeken muhafazakarların politika önerilerini içeren Project 2025 de eğitim alanında kritik adımlar atılmasını öneriyordu. Project 2025’in sunduğu öneriler arasında Eğitim Bakanlığı’nın lağvedilmesi öne çıkıyordu. Ayrıca, yoksul küçük çocukların eğitimi için yürütülen programın kaldırılması da kritik öneriler arasında yer alıyordu. Eğitimdeki çeşitliliği ve eşitliği hedefleyen mevcut sistemlere karşı çıkan muhafazakarlar ,eşcinsel öğrenciler için sağlanan federal medeni hak korumalarının iptal edilmesini de savunuyor.
Bakanlığın kaldırılmasını kapsayan kararın imza töreninde Trump, Amerika’nın akademik performansındaki gerilemeden Eğitim Bakanlığı’nı sorumlu tutarak, eyaletlerin bu alanda daha iyi işler çıkarabileceğini belirtti. Trump, Eğitim Bakanı McMahon’ın gereksiz bürokrasiyi ortadan kaldıracağını ve eyaletlere okullar için en iyi kararı verme yetkisi vereceğini söyledi. Ancak, temel hizmetlerin sürdürüleceğini ve “yasal ve düzenli bir geçiş sağlamak için” eyaletler ve Kongre ile birlikte çalışacaklarını da sözlerine ekledi.
Trump, Perşembe günü yaptığı açıklamada, “Bu ülkede eğitim alanında iyi durumda değiliz. Ve uzun zamandır da iyi değiliz” dedi. Gerçekten de ABD, küresel standartlaştırılmış testlerde diğer ülkelerin gerisinde kalmış durumda.. Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı (PISA), Amerikalı öğrencilerin test puanlarının Meksika ve Brezilya gibi ülkelerin üzerinde, ancak Singapur, Japonya ve Kanada gibi ülkelerin altında olduğunu ortaya koyuyor. Bununla birlikte, Trump, departmanın işlevlerinin büyük bir kısmını eyaletlerin devralacağını vurgularken “toplumsal cinsiyet ideolojisi” veya çeşitlilik, eşitlik ve kapsayıcılık (DEI) ile ilgili programlara daha fazla federal fon aktarılmayacağı ifade etti. Eğitim Bakanlığının kapanmasıyla birlikte öğrenci kredileri ve beslenme programları gibi bakanlık bünyesinde devam eden faaliyetlerle ilgili de bir karara imza atan Trump, bakanlığın görevlerini farklı federal kurumlara devredeceğini açıkladı.
Trump, Eğitim Bakanlığı’nın kapatılması için kararname imzalamış olsa da, bu aşamada kararın mahkemeler tarafından iptal edilmesi bekleniyor. Ayrıca, Kongre kararıyla kurulan bakanlığın lağvedilmesi için Kongre’nin onayına ihtiyaç duyuluyor. Trump, kararnamesine rağmen Eğitim Bakanlığı’nı tek başına kapatamaz; kabine düzeyindeki bir bakanlığı resmi olarak yalnızca Kongre kapatabilir. Ancak böyle bir yasa tasarısının sunulması durumunda, 100 sandalyeli Senato’da 60 oya ulaşılması gerekiyor. Cumhuriyetçilerin sadece 53 sandalyelik bir çoğunluğa sahip olması göz önüne alındığında Kongre’den Trump yönetiminin kararına destek verebilecek bir sonuç çıkması beklenmiyor.
Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı kapatma çabası, muhafazakarlar tarafından sahiplenilirken, özellikle Biden dönemiyle birlikte eğitim bakanlığının gereksiz harcamalar yaptığı ve “woke kültürünü” teşvik eden uygulamaları hayata geçirdiği bir kurum olarak eleştiriliyor. Muhafazakarlar ayrıca, öğrencilerin ve ailelerinin devlet okullarına alternatif olarak özel ya da dini okulları seçmek için kamu parası kullanmalarına olanak tanıyan okul seçiminin de genişletilmesini istiyor. Ancak Demokratlar, Trump’ın kararına tepki göstermekte gecikmedi. Senato Azınlık Lideri Chuck Schumer, kararnameleri “zorbaca bir yetki gaspı” olarak nitelendirerek, “Donald Trump’ın bugüne kadar attığı en yıkıcı ve tahrip edici adımlardan biri” olduğunu ifade etti.
Michigan’dan Demokrat Temsilci Rashida Tlaib de eşit eğitim erişimi sağlamak için ulusal standartları uygulayabilecek başka bir kurum bulunmadığını belirterek “Bakanlığın federal fonları, kim olduklarına bakılmaksızın tüm çocukların kaliteli bir eğitim alabilmelerini sağlamaktadır. Eğitim Bakanlığı olmadan birçok çocuğumuz geride kalacak, ihtiyaç duydukları ve hak ettikleri eğitimi alamayacaklardır” ifadelerini kullandı.Trump’ın Eğitim Bakanlığı’nı kapatmak için imzaladığı kararname, mahkeme tarafından iptal edilmesi bekleniyor.
Cumhuriyetçiler için kalıcı bir çözüm ise yalnızca Kongre’den geçebilir. Ancak Demokratlar, azınlıkta olsalar da Bakanlığın kapatılmasını engellemeye yetecek güce sahipler. Bu nedenle, Trump’ın kararının uzun vadede uygulanması olası görünmüyor. Ancak Trump’ın bu noktada gösterdiği irade, yeni dönemde yönetiminin kültürel bir savaş başlatmayı hedeflediğini gösteriyor. Uzun süredir muhafazakârların rahatsız olduğu konularda adımlar atmayı sürdüren Trump, bu hamlesiyle hem tasarruf tedbirleri kapsamında kesinti yaparken hem de muhafazakârların yıllardır dile getirdiği bir soruna çözüm arayışında olduğunu gösteriyor.