Yönetimin Sağlık Politikaları Tartışılıyor

Trump başkanlığında ABD yönetimi, federal harcamaları azaltma amacıyla attığı adımlarla eleştirilerin odağı olmaya devam ediyor. Hükümet Verimliliği Departmanı (DOGE) aracılığıyla devam eden federal kurum bütçelerinde yapılan değişiklikler ve işten çıkarmalar ile birlikte, Cumhuriyetçilerin hedef aldığı bir diğer önemli alan ise ABD sağlık sistemi oldu. Özel sağlık sisteminin yaygın olduğu ABD’de, düşük gelirli grupların sağlık hizmetlerinden faydalanabilmesi için uygulanan Medicaid ve sosyal yardım programlarında kesintiler yapılması, Temsilciler Meclisi’nin gündeminde yer alıyor. Yeni yapılacak düzenleme ile, Medicaid de dahil olmak üzere federal programlardan önümüzdeki 10 yıl içinde 880 milyar dolara kadar kesinti yapılması hedefleniyor. Medicaid reformu olarak adlandırılan bu düzenleme, Demokratlar tarafından sert bir şekilde eleştirilirken, bazı Cumhuriyetçiler de bu uygulamanın yaratabileceği sosyal sorunlara ve siyasi sonuçlara dikkat çekerek temkinli bir yaklaşım sergiliyor.
1965’te Başkan Lyndon B. Johnson tarafından başlatılan ve düşük gelirli kişilerin tıbbi bakım için ödeme yapmalarına yardımcı olan Medicaid, uygunluk kriterlerini karşılayan Amerikalılara sağlık sigortası imkanı sağlıyor. İstatistiklere göre, şu anda ABD’de 72 milyondan fazla insan Medicaid aracılığıyla sağlık sigortasına sahip; bu da her beş Amerikalıdan biri anlamına geliyor. Medicaid, çocuklar, yaşlılar, engelliler, ebeveynler ve bakmakla yükümlü olduğu kimsesi olmayan yetişkinler gibi geniş bir kitleye hitap eden bir program olarak, birçok Amerikalıyı kapsıyor. Sağlık politikası üzerine yapılan araştırmalara göre, Medicaid her beş çocuktan ikisine sağlık sigortası sağlamakta ve tüm doğumların yaklaşık %40’ını kapsıyor.
Ayrıca, huzurevi sakinlerinin %60’ından fazlasını ve engelli her üç kişiden birini kapsıyor Medicaid programı, madde bağımlılığı tedavisi için de ödeme yapıyor. Federal hükümet ve eyaletler tarafından ortaklaşa finanse edilen Medicaid kapsamında 2023’te toplam 880 milyar dolarlık harcama yapıldığı belirtilirken, bu harcamaların yaklaşık %69’u federal hükümet, %31’i ise eyaletler tarafından karşılandı. Federal Medicaid harcamaları, 2008’den bu yana %207, 2019’dan bu yana ise %51 artış ile dikkat çekiyor. Medicaid harcamalarının federal harcamalar içindeki payı ise 2007-2023 yılları arasında %7’den %10’a yükseldi.
Cumhuriyetçiler, Medicaid programının istismar edildiğini ve yanlış politikalar nedeniyle ortaya çıkan büyük harcamaların ABD sağlık sistemini olumsuz etkilediğini iddia ederek reform çağrısında bulunuyorlar. Cumhuriyetçilere farklı alanlarda politika önerileri sunan tartışmalı Proje 2025 raporu da Medicaid harcamalarına dikkat çekerek, bu alanda düzenlemelere ihtiyaç duyulduğunu ifade etmişti. Raporda, özellikle Medicaid kapsamından yararlanan çalışabilir durumdaki kişilerin kamu görevlerinde istihdam edilmesi gibi politika önerilerine yer verilmişti. Ayrıca, Biden yönetiminde yapılan orantısız büyümenin ve genişlemenin engellenmesi gerektiği vurgulanmıştı.
Cumhuriyetçilerin bu noktadaki en önemli argümanlarından birini Medicaid programı kapsamında tedavi gören hastaların sağlık harcamalarının büyük bir kısmının eyaletlere nazaran federal hükümet bütçesinden ödenmesi oluşturuyor. Ayrıca, Medicaid kapsamının genişlemesi ve kayıtlı kişi sayısının artmasından sonra bazı hastanelerin, muayene ücretlerini ve ek giderleri şişirerek eyaletlerden ve federal hükümetten daha fazla ödeme talep etmeleri, Cumhuriyetçilerin temel itirazlarından birini oluşturuyor. Cumhuriyetçilerin bir diğer itirazı ise, Demokratların yönetimindeki eyaletlerde Medicaid’in usulsüz bir şekilde genişletildiği iddialarına dayanıyor. Örneğin, California’nın 2025 bütçesinde 119 milyar dolarlık federal Medicaid harcaması öngörülüyor. Bu miktar Florida’nın tüm eyalet bütçesinden daha fazla bir miktara tekabül ediyor. Bu rakamın beş yıl önce 78 milyar dolar seviyesinde olması da Cumhuriyetçilerin genişlemenin kontrolsüz ilerlediği tezine destek oluyor.
Cumhuriyetçilerin uygulamak istediği Medicaid reformu ilk aşamada doğrudan bir kesinti içermese de, şu anda yıllık %9 oranında yıllık artışa sahip olan Medicaid harcamalarını, %2 seviyelerine çekmek ve Medicaid programının genişlemesini engellemek ilk hedefler arasında yer alıyor. Ayrıca Medicaid uyguamasının suistimal edilmesini önlemek için yeni tedbirler getirilmesi ve detaylı araştırmaların yapılması isteniyor. Çalışabilecek durumda olup Medicaid programına kayıtlı Amerikan vatandaşlarının kamu hizmeti sunan kurumlarda istihdam edilmesi gibi öneriler de gündemde yer alıyor. Temsilciler Meclisi ve Senato’nun Medicaid üzerinde yapılacak olası kesintiler ve düzenlemeler konusunda farklı yaklaşımları bulunuyor. Senato’da daha temkinli adımlar atılması istenirken Temsilciler Meclisi’ne sunulan öneriler daha radikal adımlar atılmasını talep ediyor.
Trump’ın sağlık politikaları üzerinde değişiklik yapma isteği atamalarına da yansımıştı. Trump’ın kabinesinde Sağlık Bakanı olarak görev verdigi RFK Kennedy Jr. da sağlık politikaları anlamında radikal söylemleriyle ön plana çıkıyor. Senato’daki onaylanma oturumunda Medicaid ile ilgili olarak düzenlemeler yapılacağını belirtmiş ancak Medicaid programının kapsamı ile ilgili sorulara yanıt verememesiyle dikkat çekmişti. Trump’ın sağlık politikalarını yönetmek için kurduğu ekipte Dr. Mehmet Öz’ün de yer alması dikkat çekmişti. Türkiye’den göç eden bir ailenin çocuğu olarak Amerika’da doğan Öz’ün ilaç endüstrisi ile mücadele edeceğini belirten Trump, yeni dönemde ABD ekonomisine yük olan başarısız politkalardan vazgeçileceğini de belirtmişti.
Göreve başladıktan sonra ise söylemini yumuşatan Trump, Medicaid’in Amerikalılar için büyük anlamı olduğunu ve herhangi bir kesinti yapmayacağını belirtmişti. Ancak Temsilciler Meclisi’ndeki vekillerin yasa önerileri, Medicaid harcamalarını derinden kesecek ve büyük olasılıkla birçok insanın sağlık sigortasını kaybetmesine yol açacak nitelikte. Kamuoyu araştırmalarına göre, Amerikalıların dörtte üçünden fazlası Medicaid’e olumlu bakıyor. Kamuoyunda Medicaid programına yönelik desteğin yüksek olması, Cumhuriyetçilerin yapacağı olası bir kesintinin olumsuz siyasi yansımalara neden olabileceğini gösteriyor.
Temsilciler Meclisi Başkanı Mike Johnson kamuoyunda artan tepkiler karşısında Çarşamba günü yaptığı açıklamada, Cumhuriyetçilerin Medicaid, Medicare veya Sosyal Güvenlik’te kesintiye gitmeyeceklerini belirtti. Johnson, başkanlık seçimlerinin vaatleri doğrultusunda bu programların “dokunulmaz” olduğunu vurgularken, dolandırıcılık, israf ve kötüye kullanımla mücadele edileceğini söyledi. Cumhuriyetçi Temsilciler, Medicaid’in kesilmesi durumunda seçmen kaybetme endişesi taşıyorlar. Bu kesintiler, özellikle düşük gelirli topluluklarda yaşayan seçmenleri olumsuz etkileyebilir. Bazı Cumhuriyetçi senatörler, Medicaid kesintilerinin partinin geleceği için tehlikeli olabileceğini düşünüyor.
Sağlık sistemi özelinde yapılacak bu değişiklik talepleri Trump’ın ilk döneminde de gündeme gelmişti. Kongre’deki Cumhuriyetçiler, 2017 yılında da Medicaid’de değişiklikler yapmaya ve federal harcamaları azaltmaya çalışmıştı. Bu çabalar, partinin bir sonraki yıl yapılan ara seçimlerde Meclis’in kontrolünü kaybetmesinin en önemli nedenleri arasında yer almıştı. Şu anda yapılacak bir değişiklik ve Medicaid bütçesinde yapılacak kesintiler Cumhuriyetçiler için yine pahalıya mal olabilir. Kongre’de azınlık durumuna düşen Demokratlar özellikle kritik bölgelerde Medicaid üzerinden ara seçimlerde agresif bir politika takip edebilir.
Birçok açıdan tartışmalı bir yapıya sahip olan ABD sağlık sistemi etrafında devam eden Medicaid tartışması önümüzdeki günlerde artarak devam edebilir. 2024 seçimlerinde başkanlık ile birlikte hem Temsilciler Meclisi’nde hem de Senato’da çoğunluğu kaybeden Demokratlar 2026 ara seçimlerinde Cumhuriyetçiler aleyhinde kampanya yürütmek için Medicaid programında yapılacak düzenlemeleri ve potansiyel kesintileri gündemde tutmaya çalışabilir. Öte yandan yaşanacak kesintilerden ötürü sağlık hizmetlerinden yararlanamayacak özellikle dar gelirli ailelerin artması daha büyük sosyal krizlere sebebiyet verebilir.