Ukrayna ve İsveç’in NATO’yla İlişkileri Biden’ın Gündeminde
Başkan Biden ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, 11-12 Temmuz tarihlerinde Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesine hazırlık amacıyla Washington’da bir araya geldi. Görüşmeye Dışişleri Bakanı Blinken de katıldı. Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada liderlerin görüşmede Rusya-Ukrayna savaşının Transatlantik güvenliğe etkileri ve NATO’nun savunma gücünü artırması gibi konuların yanı sıra Ukrayna’nın NATO üyeliği süreci ve İsveç’in ittifaka kabul edilmesi meselelerini de ele aldıkları belirtildi.
NATO topraklarının savunmasına verilen güçlü desteğin ve ittifak içindeki birliğin muhafaza edilmesi gerektiğini belirten Biden, “NATO müttefikleri hiç bu kadar birleşik bir tavır sergilememişti” diyerek bunun sağlanması için Stoltenberg’le beraber çok çalıştıklarını dile getirdi. Ukrayna’daki savaş karşısında NATO içinde sergilenen birliğin devam edeceğini vurgulayan Biden ve Stoltenberg, müttefik ülkelerin Ukrayna’nın Rus saldırganlığına karşı kendisini savunmasına sağladıkları desteği memnuniyetle karşıladıklarını belirterek NATO üyelerinin 2014 Galler Zirvesi savunma yatırımı taahhüdünü daha da geliştirmeleri gerektiğinin altını çizdi. 2014’teki Galler Zirvesi’nde, NATO üyesi ülkeler gayri safi milli hasılalarından savunmaya ayrılan payın %2 olmasını ve bu payın %20’sinin de temel teçhizata harcanmasını sağlamak amacıyla savunmaya daha fazla ve nitelikli yatırım yapmayı taahhüt etmişlerdi.
Biden yönetimi, Stoltenberg ziyaretinin hemen öncesinde Ukrayna’ya 325 milyon dolar değerinde yeni bir askeri yardım paketi açıkladı. ABD’nin Ukrayna’ya sağladığı askeri yardımlardan memnuniyet duyduğunu belirten Stoltenberg, verdiği güçlü destekten dolayı Biden yönetimine teşekkür etti. Ukrayna’ya sağlanan askeri yardımların sahada fark yarattığını belirten Genel Sekreter, Ukrayna’nın başlattığı karşı saldırıda ilerleme kaydettiğine dikkat çekti. Rusya Devlet Başkanı Putin’in savaşı kazanmaması gerektiğini belirten Stoltenberg, aksi bir sonucun sadece Ukrayna için bir “trajedi” olmakla kalmayıp tüm dünyayı daha tehlikeli bir hale getireceği uyarısında bulundu. Rusya’nın savaştan kazançlı çıkması durumunda kötü bir emsal teşkil edeceğini vurgulayan Stoltenberg, bunun “Çin dahil tüm dünyadaki otoriter liderlere askeri güç kullandıklarında istediklerini elde edebilecekleri” mesajını vereceğini savundu. Washington geçen hafta da Ukrayna’nın karşı taarruz başlatmasının hemen öncesinde Ukrayna ordusuna 2,1 milyar dolarlık yardım aktaracağını açıklamıştı.
Biden-Stoltenberg görüşmesinde Ukrayna’nın NATO üyeliğine alınması konusu da gündeme taşındı. Üst düzey bir ABD’li yetkiliye göre Stoltenberg, Biden’a NATO’nun teçhizatı ve eğitimiyle savaşta test edilmiş Ukrayna’nın üye olmadan önce aday üyelere uygulanan standart süreçten geçmesine gerek olmadığını kabul edebileceği bir uzlaşma önerisi getirdi. Yetkililer bunun yolsuzluk geçmişi olan ve savaş zamanı sıkıyönetim altında bulunan Ukrayna’nın otoriterleşmeyeceğine dair güvence almak da dahil olmak üzere, bu sürecin yerini neyin alacağına dair soruları gündeme getireceğini söyledi.
Stoltenberg, Biden ile görüşmesinden bir gün sonra düzenlediği basın toplantısında Ukrayna’nın NATO’ya alınması gerektiği yönünde açıklamalarda bulundu. Vilnius zirvesinde konunun ele alınacağını belirten Stoltenberg üye devletlerin “Ukrayna’nın eski standartlardan, teçhizattan, prosedürlerden, doktrinlerden NATO standartlarına geçmesine ve NATO ile tam olarak birlikte çalışabilir hale gelmesine yardımcı olacağımız bir program üzerinde anlaşmalarını beklediğini” vurgulayarak bu adımların “Ukrayna’yı NATO’ya daha da yakınlaştıracağını” ifade etti. Ukrayna’nın NATO’ya katılma niyeti Rusya’nın işgalinden ve 2014’te Kırım’ı ilhak etmesinden öncesine dayanıyor. Kiev yönetimi 2008 yılında Bükreş Zirvesinde bir Üyelik Eylem Planı (MAP) ile NATO’ya entegrasyon için başvuruda bulunmuştu.
Washington yönetimi Ukrayna’nın NATO üyeliği konusundaki tutumlarının değişmediğini belirtiyor. Beyaz Saray yetkilileri NATO’nun açık kapı politikasını desteklediklerini, Ukrayna’nın NATO’ya katılma isteğini memnuniyetle karşıladıklarını ve 2008 Bükreş deklarasyonuna hala bağlı olduklarını vurguluyor ancak Rusya ile savaş için Kiev’e pratik desteğe odaklanılması gerektiğini öne sürüyor. Ukrayna’nın NATO’ya tam üyeliği önemli zorlukları da beraberinde getiriyor: NATO’nun bir üyeye yapılan saldırı tüm üyelere yapılmış sayan ve tüm bloğu ortak bir askeri karşılık verme yükümlülüğü altına sokan 5. Madde taahhütleri üye ülkeleri Ukrayna’nın kabulü konusunda tedirginliğe itiyor. Biden da benzer şekilde NATO’nun doğuya doğru genişlemesini Rus nüfuzuna bir tecavüz olarak gören Putin’in gerilimi tırmandırmasına neden olabilecek adımlar atabileceği ihtimaline karşı temkinli davranıyor. Biden yönetimi her ne kadar Ukrayna’ya milyarlarca dolar tutarında daha gelişmiş askeri teçhizat sağlamış olsa da Amerikan askerlerinin Rusya ile doğrudan çatışmaya girmesi için ülkeye gönderilmesine kesin bir şekilde karşı çıkmaya devam ediyor.
Biden-Stoltenberg görüşmesinde ele alınan bir diğer önemli madde de İsveç’in NATO üyeliğine kabulünün en kısa sürede tamamlanması konusu oldu. Stoltenberg’in ziyareti sonrası Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, İsveç’in NATO’ya en kısa zamanda üye olması gerektiği belirtildi. Washington, İsveç’in NATO’ya katılım sürecinin temmuz ayında Litvanya’nın başkenti Vilnius’ta yapılacak NATO zirvesine kadar tamamlanmasını bekliyor. Biden yönetimi İsveç’in bir an önce NATO üyesi olması gerektiğini savunurken Türkiye ve Macaristan İsveç’in NATO’ya katılım protokolünü henüz onaylamış değil.
Dışişleri Bakanı Antony Blinken da Stoltenberg ile yaptığı basın toplantısında “İsveç’i NATO’nun bir sonraki üyesi olarak kabul etmenin artık vaktinin geldiğine inanıyoruz” ifadelerini kullandı. Beyaz Saray sözcüsü Karine Jean Pierre, İsveç’in Türkiye ile daha önce varılan mutabakat kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini ve buna 1 Haziran’da yürürlüğe giren yeni terörle mücadele yasasını da kapsadığını vurgulasa da Ankara yönetimi Stockholm’den ABD ve AB’nin terör örgütü listesinde olan PKK ile mücadele konusunda daha fazla adım atmasını talep ediyor.
NATO Savunma Bakanları Toplantısı öncesinde de İsveç’in üyeliğiyle ilgili açıklamalarda bulunan Stoltenberg, İsveç’in NATO üyeliğinin 11-12 Temmuz’daki NATO Zirvesi’ne kadar mümkün olduğunu ancak bunun garantisini veremeyeceğini söyledi. Türkiye, Finlandiya, İsveç ve NATO heyetlerinin yer aldığı üçlü mutabakat uyarınca tesis edilen Daimî Ortak Mekanizma toplantısının Ankara’da yapıldığını belirten Stoltenberg toplantının yapıcı bir atmosferde geçtiğini ve bir miktar ilerleme bulunduğunu bildirdi.
Geçen yılki Madrid Zirvesi’nde uzlaşılan Üçlü Muhtıra kapsamında İsveç’in taahhütlerini yerine getirdiğini ifade eden Stoltenberg, Türkiye’nin meşru güvenlik endişeleri olduğunu ve hiçbir müttefikin, Türkiye kadar terörden zarar görmediğini dile getirdi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile yaptığı görüşmelerden ve bu hafta daimî mekanizmanın toplanmasından memnuniyet duyduğunu belirten NATO Genel Sekreteri üyelik konusunda bir takvim sunamayacağını vurgularken “İsveç’i en yakın zamanda üye olarak kabul etmek için çalışmaya devam edeceğiz.” ifadelerini kullandı.