6 Ocak Komitesi ve Trump’ın Gizli Belge Davası
28 Eylül’de yapılması planlanan 6 Ocak Komitesi’nin dokuzuncu halka açık oturumu Ian Kasırgası sebebiyle ertelendi. Komite’nin önceki sekiz toplantısının ana teması Trump’ın 2020 seçim sonuçlarının onaylanmasını engellemek için Kongre binasına yapılan baskında görünenden daha büyük bir rol oynadığı olmuştu. Bu bağlamda eski dönemde Trump’ın yanında çalışmış veya kendisinin müttefiki olmuş birçok ismin ifadelerine başvuruldu. İki aylık bir aradan sonra gerçekleşmesi planlanan bu haftaki toplantısını iptal eden Komite yeni oturum tarihini henüz açıklamadı.
Komite’nin önümüzdeki toplantısının bu zamana kadar toplanan delilleri derleme ve kapanış yapma niteliğinde olması bekleniyor. Zira yapılan açıklamaya göre önceki toplantılarda 9 üyeden bir kısmının toplantıyı yönettiği format terk edilerek dokuz üyenin tamamının toplantının bir kısmında söz alacağı veya bir kısmı idare edeceği bir modele geçiliyor. Her ne kadar bunun nihai toplantı olduğuna dair bir açıklama yapılmasa da Adalet Bakanlığı’nın 6 Ocak’a dair kendi cezai soruşturmasını sonuçlandıracağı anlaşıldığından 6 Ocak Komisyonu’nun düşük yoğunluklu toplantı modelinin önemsizleşmesi beklenebilir.
Komite başkanı Thompson’ın açıklamalarına göre önümüzdeki duruşmada Gizli Servis’ten temin edilen belgeler üzerine görüşülmesi muhtemel. Liz Cheney’nin açıklamalarına göre de Komite celbi üzerine Gizli Servis 800 bin sayfalık bilgiyi sundu. Cheney, belgeler arasında emailer ve Teams mesajları olsa da Trump’ın Capitol binasındaki baskına katılmaya çalıştığına dair deliller içerebilecek olan SMS mesajlarının silindiği ve bunlara ulaşmanın mümkün olmadığını söyledi.
Bu hafta Adalet Bakanlığı ile Trump arasında süregelen gizli belgeler davasında da gelişmeler yaşandı. Gelişmelerin bir kısmı Trump’ın lehine bir kısmı ise aleyhine görülüyor. Geçtiğimiz haftalarda Trump’ın davanın yargıcı Cannon’dan talep ettiği özel yetkili uzmanın belgeleri tasnif etmesi isteği kabul edilmiş ve kıdemli yargıç Deari bu görevi ifa etmek üzere görevlendirilmişti. New York Times’ın konuştuğu New York Üniversitesi’nden Peter Shane’e göre beklentisinin aksine Dearie, Trump’ın işini kolaylaştırmayabilir.
Öncelikle geçen haftaki temyiz mahkemesi kararına göre Adalet Bakanlığı yetkilileri gizli etiketli belgeleri incelemeye devam edebilecek. Trump başkanlığı döneminde atanan üyeleri de bulunan temyiz mahkemesi Cannon’ın kararını yanlış bulduğunu belirterek Trump’ın canını en çok acıtabilecek belgelerin incelenmesinin devamı yönünde karar bildirdi. Böylece Trump’ın zaman kazanma planı akamete uğramış oldu.
Bununla birlikte özel yetkili yargıç Dearie’nin talepleri de Trump ekibinin işini zorlaştırır nitelikte. Dearie Trump ekibinden belgelere dair avukat-müvekkil imtiyazı için mi yoksa yürütme imtiyazı için mi itiraz ettiklerini netleştirmelerini istiyor. Eğer yürütme imtiyazı iddiasında bulunacaklarsa ilgili belgeleri spesifik olarak belirtmelerini ve her bir belgeye dair bu statünün neden gerekli olduğunu açıklamalarını istiyor. Bu da Trump ekibinin henüz kesin bir strateji belirlemediği bir dönemde ellerini zorluyor. Trump ekibi özel yetkili Dearie’nin davanın asıl yargıcı Cannon’ın çizdiği sınırların dışında taleplerde bulunduğu sebebiyle itiraz etti.
Dearie’nin talep ettiği bir diğer nokta da Trump ekibinin FBI’ın Trump’ın evine delil yerleştirdiği ile ilgili iddialarını sürdürüp sürdürmeyeceklerine dair karar vermesi. Bunun üzerine Cannon da durumu değerlendirerek Trump ekibinin yargıç Dearie’nin bu talebine olumlu yanıt vermek zorunda olmadığını belirtti. Cannon, bu aşamada Trump ekibinin nihai pozisyon belirlemelerine gerek bulunmadığını yazdı.
Özel yetkili yargıcın kararı davayı yavaşlatmadığı için Trump hukuk ekibi başka yollar aramaya devam ediyor. Buna göre ekipten talep edilen 11.000 belgenin dijitale aktarılması için kendilerine verilen tarihin yeterli olmadığı ve bu tarih kısıtıyla çalışabilecek bir şirket bulamadıklarını iddia ediyorlar. Neredeyse 200.000 sayfaya yaklaşan belge miktarının dijitalleştirilmesi için en az Ekim ortasına kadar vakit istiyorlar. Sürecin mümkün olduğunca uzatılması çabalarının arkasında Kasım seçimleri sonrasında Kongre’de sağlanacak muhtemel Cumhuriyetçi çoğunluğun avantajını kullanma umudu taşıdığı tahmin ediliyor.