Maui Yangınları
Amerika Birleşik Devletleri son yüzyılın en ölümcül orman yangınını yaşadı. Hawaii yangınları, 453 kişinin ölümüyle sonuçlanan 1918’deki Cloquet yangınından bu yana ülkedeki diğer tüm orman yangınlarından daha fazla can aldı. Hawaii Valisi Josh Green zararın 6 milyar dolara yaklaştığını söyledi. Hawaii yetkilileri, uyarı siren sisteminin neden devreye girmediği de dahil olmak üzere eyaletin acil durum müdahalesine ilişkin resmi bir inceleme başlatıyor. Yangının sebebi henüz tespit edilememişse de Hawaii’nin ana elektrik sağlayıcısına karşı açılan bir davada, Dora Kasırgası sırasında şiddetli rüzgarlar nedeniyle devrilen elektrik hatlarının Lahaina orman yangınının yayılmasına yol açtığı iddia ediliyor.
Ağustos ayı başlarında, küçük çaplı çalı yangınları Hawaii Adalarını, özellikle de Oʻahu’yu etkilemiş, ancak 4 Ağustos’a kadar hızla kontrol altına alınmıştı. Ancak, hava koşulları ve yangınlar adanın güney ve batı taraflarını alışılmadık derecede kuru ve kurak hale getirdi. İlk önemli yangının 8 Ağustos’ta Kula’da muhtemelen devrilen bir elektrik hattından kaynaklandığı rapor ediliyor. En şiddetli yangın ise 8 Ağustos’ta Batı Maui’de Lāhainā yakınlarında şiddetli rüzgarlar neticesinde devrilen bir elektrik hattından başladı. Kısa sürede yerleşim yerlerini saran ve bölge sakinlerini evlerini terketmeye zorlayan yangın insani drama yol açtı. Sivil savunma sirenlerinin çalışmaması ve elektrik kesintileri birçok kişiyi uyarısız bıraktı. Trafikte sıkışıp kalan birçok bölge sakini yangından kaçmak için okyanusa atladı. 17 Ağustos itibariyle Lāhainā ve çevresinde en az 111 kişinin öldüğü teyit edildi fakat bu sayının daha da artması bekleniyor.
Ölümcül yangınlar sırasında Maui’nin açık hava siren sisteminin etkinleştirilmemesi kararı önemli bir tartışma konusu ise haline geldi. Maui’nin acil durum yönetim ajansı başkanı Andaya, bu kararı savunarak bölge sakinlerinin panikle “yangının içine” koşabileceği gerekçesiyle sireni çalıştırmadığını iddia ederken, eyalet Senatörü Angus McKelvey bu yanıtı “aşağılayıcı” olarak nitelendirdi. Andaya vakada, bölge sakinlerinin sirenleri tsunami uyarısı ile karıştırabileceğini savundu, ancak McKelvey sirenlerin tsunami için değil genel afetler için olduğunu söylüyor. Neticede Andaya sağlık sorunlarını bahane ederek görevinden istifa etti. Andaya’nın istifası, ister sağlık nedenlerinden isterse artan eleştirilerden kaynaklansın, acil durum yönetimi yetkilileri üzerindeki yüksek riskli durumlarda doğru kararı verme baskısını gösterir nitelikte.
Maui’nin en büyük elektrik şirketi olan Hawaiian Electric ise şiddetli rüzgarlar sırasında elektrik hatlarını kapatmama kararı nedeniyle eleştirilere maruz kalıyor. Bu karar, özellikle Maui’de bir sensör ağı işleten Whisker Labs adlı şirketin yangınlar başlamadan saatler önce elektrik şebekesinde önemli arızalar tespit etmesi nedeniyle mercek altında. Ortaya çıkan bilgilere göre 2019 yılında Hawaiian Electric, orman yangınlarına eğilimli alanları belirlemek ve güvenlik önlemlerini uygulamak için drone araştırmaları yapma sözü vermiş. Ancak The Wall Street Journal şirketin 2019 ve 2022 yılları arasında orman yangınlarına özel projelere 245.000 dolardan daha az yatırım yaptığını yazdı.
Hawaiian Electric ise yaptığı açıklamada 2018 yılından bu yana Maui County’de ağaç kesme, budama ve ekipman geliştirmelerini de içeren bakım çalışmaları için yaklaşık 84 milyon dolar harcadığını söylüyor. Fakat yine de Whisker Labs CEO’su Bob Marshall’a göre yangınların olduğu gece Whisker Labs elektrik şebekesinde 122 ayrı arıza kaydetti ve bu arızalar yangınlara yol açmış olabilir. Makawao’daki Maui Kuş Koruma Merkezi’nden alınan video görüntülerinde de 7 Ağustos günü saat 11’den kısa bir süre önce bir elektrik direğinin arızalandığı ve ardından alevlerin yükseldiği görülüyor. Bu bilgiler yangının elektrik şebekesindeki bir arızadan kaynaklandığını doğrular nitelikte.
Ortaya çıkan bilgiler ışığında Hawaiian Electric Maui sakinlerinin açtığı bir toplu dava ile karşı karşıya. Müştekiler orman yangınlarına Hawaiian Electric’in güçlü rüzgarlar nedeniyle devrilen enerji hatlarının neden olduğunu iddia ediyor. Suçlamalar arasında şirketin bazı direk ve hatların düştüğünü ve bitki örtüsü ya da toprakla temas halinde olduğunu bilmesine rağmen elektrik hatlarının enerjisini kesmediği de var. Ancak Hawaiian Electric Başkan Yardımcısı Jim Kelly’e göre, elektrik yangınla mücadele için su pompalarına güç sağladığından, ihtiyati kesintilerin ilk müdahale ekipleriyle koordinasyon içinde yapılması gerekiyordu. Davanın ne yöne evrileceği merak konusu.
Hawaii yangınları, iklim değişikliğinin özellikle Hawaii Adaları gibi hassas bölgelerdeki topluluklar için oluşturduğu artan tehdidin altını çiziyor. Hasarın ve can kaybının boyutu, gelecekte bu tür felaket olaylarını önlemek için daha fazla hazırlık, daha güçlü bina yönetmelikleri ve altyapıya yatırım ihtiyacını gösteriyor.