Trump Kabinesi: İç Politika Atamaları
Ocak ayında görevi devralacak olan Donald Trump, başkanlık seçimlerindeki zaferinin ardından kabinesine yapacağı atamaları açıklamaya başladı. Atayacağını duyurduğu isimler, geçmişteki ifadeleri, mevcut pozisyonları ve liyakatleri nedeniyle yalnızca Demokratlardan değil, bazı Cumhuriyetçilerden de eleştiriler alıyor. İlk dönemine kıyasla kendisine daha sadık bir ekip kurmaya odaklandığı görülen Trump, seçim kampanyası boyunca vurguladığı konuları başkanlık döneminde de öncelik haline getirecek bir kabine oluşturuyor.
Trump’ın Özel Kalem görevine Susie Wiles’ı atama kararı, Trump’ın ikinci dönem stratejisinin güvendiği kişilere öncelik verdiğini gösteriyor. Florida siyasetinde uzun yıllar tecrübe kazanan ve Trump’ın 2016 ile 2024 kampanyalarında etkili bir rol oynayan Wiles, Trump’ın kaotik yönetim tarzını disipline etme çabasıyla dikkat çekiyor. Weis ayrıca kampanya süreci boyunca lobilerden gelen bağışların da koordinasyonu ile ilgilenmesiyle ön plana çıkıyordu. Bu pozisyon için Senato onayı gerekmediği için Trump’ın bu ataması kesin.
Trump’ın Adalet Bakanı olarak Matt Gaetz’i aday göstermesi, hem sınırlı hukuk tecrübesi hem de hakkındaki etik ve cinsel taciz iddiaları nedeniyle büyük tartışmalara yol açtı. Trump’a sadakatiyle bilinen Gaetz, Adalet Bakanlığı’nın “silahlandırılmış bir kurum” olduğunu savunarak FBI ve Adalet Bakanlığı yetkilerinin sınırlandırılması gibi ‘’reform’’ vaadinde bulunmuştu. Gaetz’in atanması, Trump’ın Adalet Bakanlığı’nı ve Amerikan yargı sistemini dönüştürme çabasının bir yansıması olarak değerlendirilebilir.
Trump seçim sürecinde hakkında açılan toplam 94 dava ile uğraşmak zorunda kalmış ve New York’taki sus payı davasında suçlu bulunarak hüküm giymişti. Trump bu davaları ve yargılama süreçlerini Biden yönetiminin kendisine yaptığı siyasi bir operasyon olarak nitelendirerek yargının siyasi amaçlarla kullanıldığını ifade etmişti. Trump’ın Adalet Bakanlığı’na tartışmalı bir isim ataması bu bağlamda bakanlık bünyesinde radikal değişiklikler yapma arzusunun yansıması olarak değerlendiriliyor.
Trump’ın Gaetz’i atama kararının ardından hem Cumhuriyetçiler hem de Demokratlar, Temsilciler Meclisi Etik Komitesi’nde Gaetz hakkında devam eden cinsel taciz iddialarına ilişkin bulguların açıklanmasını talep etti. Adalet Bakanlığı’nda köklü değişiklikler yapmayı vaat eden Gaetz’in geçmişteki tartışmalı sicili, Senato onay sürecini zorlaştırabilir ve adayın değişmesine neden olabilir. Gaetz’in Cumhuriyeçi Senatörler tarafından da kolaylıkla kabul edilmesi beklenmiyor.
Trump’ın Sağlık ve İnsan Hizmetleri Bakanı olarak Robert F. Kennedy Jr.’ı ataması, hem kamu sağlığı uzmanları hem de siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırdı. Önce Demokrat Parti’den adaylık arayışında olan ancak komplo teorilerine inanan bir figür olması yüzünden partiden dışlanan Kennedy, 2024 başkanlık seçimlerinde Demokrat Parti’ye tepki göstererek bağımsız aday olarak seçimlere katılacağını açıklamıştı. Seçim sürecinde zaman zaman anketler yüksek oy alacağını gösterse de etkisi azalmış ve kendisi nihai olarak Trump’ı destekleyeceğini açıklayarak yarıştan çekilmişti.
Aşı karşıtlığıyla tanınan Kennedy, aşıların otizme neden olduğu yönünde iddialarda bulunmuş ve Covid-19 aşılarını teşvik eden sağlık yetkilileriyle ilaç şirketlerine ağır eleştiriler yöneltmişti. Trump, Kennedy’nin liderliğinde bakanlığın “endüstriyel gıda ve ilaç şirketlerinin yıkıcı etkilerini” hedef alacağını belirterek destek verdi. Ancak Kennedy’nin geçmişteki tartışmalı görüşleri ve aşı karşıtı söylemleri, Senato onay sürecinde zorlanabileceğini gösteriyor. Demokratlar, Kennedy’nin halk sağlığı krizlerini yönetmek için uygun bir aday olmadığını vurgularken, bazı Cumhuriyetçi Senato üyeleri de bu atamaya mesafeli bir yaklaşım sergileyebilir.
Donald Trump, South Dakota Valisi Kristi Noem’i İç Güvenlik Bakanı olarak aday göstererek göç politikalarına verdiği önemi bir kez daha vurgulamış oldu. Noem, ABD’nin göçmenlik yasalarının uygulanmasından sorumlu olan Göç ve Gümrük Muhafaza ile Gümrük ve Sınır Koruma gibi kurumları yönetecek. Trump Noem’i “sınır güvenliğini sağlama konusunda çok güçlü” olarak nitelerken, Noem de görevinde sınırları güvence altına alma ve Amerikan halkının güvenliğini sağlama sözü verdi. Valilik döneminde, Noem, Texas-Meksika sınırına Ulusal Muhafız askerleri göndererek sınır güvenliğini desteklemiş ve Biden yönetiminin göç politikalarını sert bir şekilde eleştirmişti.
Noem’in atanması, Trump’ın sınır güvenliği ve göçmenlik politikalarını daha sert bir şekilde uygulama niyetini gösteriyor. Trump için sınır güvenliği ve yasadışı göç ile mücadele kampanya sürecinde en öncelikli konular arasında yer alıyordu. Özellikle son yıllarda artan yasadışı göçmen sayısı 2024 başkanlık seçimlerinde seçmenin oy verme motivasyonunu etkileyen faktörler arasında yer alıyordu. Trump’ın ilk döneminde bu pozisyona atadığı isimleri değiştirmesi Noem için zorlu bir sürece işaret ediyor.
Trump, eski Göç ve Gümrük Muhafaza Direktörü Tom Homan’ı da “Sınır Çarı” olarak atayacağını açıkladı. Homan, ABD’nin güney ve kuzey sınırlarının yanı sıra deniz ve hava güvenliğinden de sorumlu olacak. Görev süresi boyunca sert göç politikaları ile tanınan Homan, yasa dışı göçmenlerin çalıştığı iş yerlerine baskın düzenlenebileceğini ve Trump yönetiminin “yasadışı göçmenlerin sınır dışı edilmesi” politikasını kararlılıkla uygulayacağını vurguladı. Homan, Trump’ın ilk döneminde göçmen ailelerin ayrılması ve göçmen çocukların gözaltına alınması gibi uygulamaları yönetmişti. Bu atama, Trump’ın göç politikalarında daha radikal adımlar atacağına işaret ediyor.
Trump’ın İçişleri Bakanlığı için North Dakota Valisi Doug Burgum’u aday göstermesi, yeni dönemde enerji sektörünün önemli firmalarını mutlu edecek bir atama olarak değerlendiriliyor. Burgum’un enerji sektörünün kritik isimleriyle ilişkisi ve kampanya sürecinde enerji firmalarından bağış alması bu atamanın arka planını gösteriyor. Trump, Biden yönetiminin iklim ve çevre politikaları kapsamında petrol şirketlerine uyguladığı baskıyı fırsata çevirmek isteyen Trump, enerji sektörünün desteğini almayı başarmıştı.
Burgum’un adı zamanında Trump’ın başkan yardımcılığı için de geçmişti; ancak kürtaj konusundaki muhafazakâr uygulamaları nedeniyle tepki çekebileceği düşünülerek geri planda kalmıştı. Trump, Doug Collins’i Gazi İşleri Bakanlığı’na atayarak yeni dönemde kendisine sadık isimleri ödüllendireceğini bir kez daha ortaya koydu. Collins, Trump’ın ilk azil soruşturması sırasında en öne çıkan savunucularından biri olarak dikkat çekmişti.
Trump’ın atamaları arasında en dikkat çekeni ise hükümet bürokrasisini küçültmek ve federal harcamaları azaltmak amacıyla kurulacak “Hükümet Verimliliği Bakanlığı’nın başına Elon Musk ve Vivek Ramaswamy’yi atayacağını açıklaması oldu. Seçim sürecinde Trump’ın zaferinde kritik rol oynayan bu iki isim, özellikle kampanya boyunca aktif çalışmalarıyla dikkat çekti. Musk, sahibi olduğu X platformu üzerinden yoğun propaganda yaparak ve kampanyaya ciddi fon desteği sağlayarak Trump’a büyük katkı sağladı.
Ramaswamy ise kürtaj konusunda gençleri ikna etmek için yaptığı açıklamalarla dikkatleri çekmişti. Ramaswamy, Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olmak için aday olmuş ancak ön seçimlerin başında Trump lehine yarıştan çekildiğini açıklamıştı. Yeni kurulması planlanan bakanlık ile federal bütçeden 2 trilyon dolar tasarruf sağlanacağı iddia ediliyor. Ancak yeni bir bakanlığın kurulması için Senato’nun onayına ihtiyaç duyulması böyle bir bakanlığın kurulma sürecinin kolay olmadığını gösteriyor. Bakanlık seviyesinde olmasa da her iki ismin de önümüzdeki süreçte Trump yönetiminde aktif bir şekilde rol alması bekleniyor.
Geçtiğimiz hafta ABD’nin 47. Başkanı olarak seçilen Trump, hızlı bir şekilde kabinesini açıklayarak yeni döneme hazır olduğunun sinyallerini veriyor. İlk döneme kıyasla iç politikada kendisine sadık ve sert uygulamalar gerçekleştirebilecek isimlere öncelik verdiği gözlenen Trump’ın özellikle sınır güvenliği ve enerji sektöründe Biden yönetiminin uygulamaya koyduğu politikaları devre dışı bırakması bekleniyor. Ancak Matt Gaetz ve Kennedy gibi tartışmalı isimlere kabinesinde görev vereceğini açıklaması ile artan tepkiler bazı isimlerin Senato tarafından onaylanmasına engel olabilir.