Trump Yönetimi Doğu Akdeniz Denklemine Giriyor
Doğu Akdeniz’de gerginlik devam ederken Rusya ve ABD dışişleri bakanlarının gündeminde Güney Kıbrıs Rum Yönetimi ziyaretleri vardı. Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un 8 Eylül Salı günü gerçekleştirdiği ziyaretten dört gün sonra ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Güney Kıbrıs Rum Yönetimi’ne bir ziyarette bulundu. Pompeo temasları çerçevesinde Rum lider Nicos Anastasiades ve Rum Dışişleri Bakanı Nikos Christodoulides’le bir araya geldi. Pompeo, iki NATO üyesi arasındaki askeri gerilimin kimseye değil sadece transatlantik birliğinde bölünmeler görmek isteyen rakiplere fayda sağlayacağını belirterek Türkiye ve Yunanistan arasında yaşanan Akdeniz’deki enerji rezervleriyle ilgili anlaşmazlığın diplomatik yollarla çözülmesi çağrısında bulundu. Pompeo, ABD Başkanı Trump’ın da Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Mitsotakis’le yaptığı telefon görüşmelerinde diyalog çağrısında bulunduğunu hatırlatarak, “bölgedeki ülkeler güvenlik, enerji kaynakları ve denizlerle ilgili konuları diplomatik yolla ve barışçıl şekilde çözmeliler” diye konuştu. Pompeo, güvenlik alanında işbirliğinin bölgede daha önemli hale geldiğini vurgulayarak, “Doğu Akdeniz, enerji yoluyla birçok ülkeyi bir araya getirme ve yeni pazarlar oluşturma kabiliyetine sahip. Enerji kaynakları, Kıbrıslı Rumlar ve Kıbrıslı Türkler arasında adil bir şekilde paylaşılacak” diye konuştu. Pompeo ayrıca adanın Kıbrıslılara ve tüm bölgeye yararı olacak şekilde “iki bölgeli, iki toplumlu bir federasyon” olarak yeniden birleşmesi yönünde kapsamlı bir çözümü de desteklediklerini vurguladı.
Pompeo, görüşme sonrası yaptığı açıklamada, bölgedeki gerilimin Doğu Akdeniz’deki sorunlara çözüm getirmeyeceğini ve “ABD’nin, Türkiye’nin Doğu Akdeniz’de yürüttüğü faaliyetlerden derin endişe duyduğunu” dile getirdi. Pompeo, “Kıbrıs Cumhuriyeti kendi münhasır ekonomik bölgesindeki hidrokarbon kaynakları dahil doğal kaynaklarından faydalanma hakkına sahiptir.” ifadesini kullandı. Pompeo temasları sırasında Rusya’nın Güney Kıbrıs’ta para aklama faaliyetlerinden ve Rus donanmasının limanları kullanmasından endişe duyduklarını belirtti. Pompeo, Güney Kıbrıs limanlarına uğrayan “Rus gemilerinin tamamının Suriye’de insani faaliyet yürütmediğini” bildiklerini ve Güney Kıbrıs’ın Amerika’nın endişelerini dikkate almalarını istediklerini vurguladı. Birçok milyarder Rus iş adamı Kremlin kontrolünden kurtulmak için Güney Kıbrıs vatandaşlığı almış bulunuyor ve adada ikamet ediyorlar.
Rum lider Anastasiadis ise Pompeo’nun ziyaretinin Doğu Akdeniz’de çok önemli gelişmeler yaşandığı bir dönemde gerçekleştiğini kaydetti. Anastasiadis, ikili müzakereler yoluyla ya da Uluslararası Adalet Divanı’na başvurarak, Kıbrıs’ın kuzeyi ile batısındaki deniz alanlarının Türkiye ile sınırlandırılmasına hazır olduklarını Pompeo’ya bildirdiğini kaydetti. Rum lider, kapalı Maraş ve Kıbrıs’taki gelişmelerle ilgili de Pompeo’yu bilgilendirdiğini söyledi. Rum Bakan Christodoulides ile Pompeo, güvenlik ve savunma alanlarında daha fazla işbirliğini içeren ve Kıbrıs Kara, Açık Denizler ve Liman Güvenliği Merkezi (CYCLOPS) adıyla bir merkez kurulmasını da kapsayan bir mutabakat zaptı imzaladı. Sahibi Rum yönetimi olacak olan merkezin inşaat ve işleyişi için ilk finansmanı ABD hükümeti sağlayacak. Bu çerçevede ABD teknik bilgi ve malzeme sağlayacak, Rum eğitmenlerin başka devletlerden muadil yetkilileri eğitecek bilgi ve beceri kazanmaları için eğitilmesini sağlayacak. Rum tarafında kurulacak merkezde sınır denetimi ve güvenlik, liman güvenliği, karada ve denizde gümrük denetimi, özel laboratuvarda kimyasal, biyolojik, radyoaktif ve nükleer madde yönetimi ve siber güvenlik konularında eğitim verilecek. Rum yönetimi merkezin inşa edileceği yeri sağlayacak ve tesisin inşasına bu yıl sonuna doğru başlanması bekleniyor.
Türkiye’nin Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, GKRY ve ABD arasında imzalanan “Mutabakat Muhtırası” ile ilgili olarak yazılı bir açıklama yaparak mutabakat muhtırasının Kıbrıs Türk tarafını yok saydığını ve bunun barış ve istikrara hizmet etmekten çok meselenin çözümüne zarar vereceğini ifade etti. Açıklamada, “ABD’nin son dönemde GKRY’ne silah ambargosunu kaldırmak ve Rum tarafını askeri eğitim programına (IMET) dahil etmek suretiyle attığı adımlar Ada’daki iki halk arasındaki dengeyi bozmakta ve Doğu Akdeniz’de gerginliği arttırmaktadır” şeklinde eleştirilere yer verildi. Bu açıklamanın akabinde Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun ABD Dışişleri Bakanı Pompeo ile gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde Doğu Akdeniz ve Kıbrıs konuları ele alındı. Washington Post’ta Menelaos Hadjicostis imzasıyla yayınlanan bir habere göre Pompeo’nun ani Kıbrıs ziyaretinin amaçları arasında Washington’un bölge politikalarında aktif bir şekilde yer alma niyeti olduğunu göstermek var. Belli ki Washington yönetimi kısa süre önce adaya ziyaret gerçekleştiren Rus Dışişleri Bakanı Lavrov’un bölgedeki gerilimi yatıştırmada yardımcı olma teklifi götürmesinin ardından inisiyatifi Rusya’ya bırakma niyetinde değil. Yazıda dikkat çekilen diğer bir nokta da Lavrov ve Pompeo’nun GKRY ziyaretlerinin, Soğuk Savaş dönemi rekabetini hatırlatır bir şekilde, Doğu Akdeniz’e verilen önemin yeniden artmakta olduğunu göstermesi. Pompeo’nun “güvenlik işbirliği, bölgede değerlerimizi paylaşmayan ülkelerin yeni zemin arayışında olduğu bir dönemde daha çok önem arz ediyor” ifadesiyle Rusya’yı ima etmesi ABD’nin bölgede Rusya’ya karşı hamle yaptığının bir göstergesi olarak değerlendirilebilir.