Davaların Gölgesinde Trump’ın Kampanya Çalışmaları
Kasım 2024 başkanlık seçimlerine doğru Trump bir yandan sus payı davası ile uğraşmaya devam ederken bir yandan da seçim kampanyası etkinliklerine katılıyor. Haftanın büyük bir kısmını New York’ta bir mahkeme salonunda geçirmek zorunda kalan Trump, tanık olarak ifade veren kişilerin suçlamalarını reddetmeye devam etti. Trump, mahkeme dışında kalan zamanlarında ise seçim kampanyasına odaklanarak Wisconsin ve Michigan eyaletlerinde seçim çalışması yaptı. Mahkeme, Trump’ın oğlu Barron’un mezuniyet törenine katılabilmesi için 17 Mayıs’ta mahkemenin tatil edilmesini talebine olumlu dönüş yaptı. Yargıç Merchan, davanın hızla ilerlediğini belirterek, Trump’ın mezuniyet törenine katılabilmesi için o gün mahkemeyi tatil ettiğini duyurdu.
Salı günü gerçekleşen mahkemenin dokuzuncu gününde yargıç, Trump’ın savcıları ve jüri üyelerini hedef alan paylaşımları nedeniyle yayın yasağını ihlal ettiğine hükmederek, 9 bin dolar para cezası verdi. Trump’ın avukatları, mahkemeden başkan adayı olan Trump’a asılsız iddialar karşısında kendisini savunması için paylaşımlar yapmaya müsade etmesini talep etti. Trump’a karşı şahitlik yapan eski avukatı Cohen’in gazetecilere demeçler verdiğini hatırlatan avukatlar, Trump’ın başkan adayı olması itibariyle siyasi kariyerini düşünerek karar verilmesi gerektiğini vurguladılar. Trump, mahkeme ve jüri üyelerini hedef gösteren paylaşımlarına devam ederse 30 gün hapis cezasıyla karşı karşıya kalabilir. Şu an için bu durum uzak bir ihtimal olarak görünse de, davanın ilerleyişi yeni gelişmelere zemin hazırlayabilir.
Bu hafta mahkeme sürecinde, jüri üyeleri, Trump’ın sus payı verdiği iddia edilen yetişkin film oyuncusu Stormy Daniels ve model Karen McDougal’ın o dönem işlemlerini yapan avukat Keith Davidson’ı dinledi. Davidson, 2016 seçim kampanyası sırasında Trump’ın işlerini yürüten avukat Michael Cohen ile Daniels’e 130 bin dolar ödeme yapılması konusunda anlaştıklarını belirtti. Trump’ın avukatları, Davidson’un daha önce ünlülerle ilgili spekülasyonlar yaptığını öne sürerek iddiaları çürütmeye çalıştı. Mahkemede tanık olarak yer alan Cohen’in eski bankacısı ise, 130 bin doların Cohen tarafından kurulan bir paravan şirkete aktarıldığını ve işlemin “acil ödeme” kodu ile hızlandırıldığını doğrulayarak para transferini teyit etti. Duruşmanın savcıları, tanıkların ifadeleriyle Trump’ı köşeye sıkıştırmaya çalışırken, Trump’ın eski paylaşımlarına ve 2016 seçim kampanyasında hakkında çıkan yasak ilişki iddialarına verdiği sert cevaplardan oluşan video kliple jüriyi etkilemeye çalıştı.
Mahkeme süreci nedeniyle Trump, seçim kampanyasına kısa bir süre ara vermek zorunda kaldı. Ancak, mahkemenin yapılmadığı Çarşamba günü, Wisconsin ve Michigan eyaletlerinde seçim çalışmalarını sürdürmek üzere mitingler düzenledi. Salıncak eyaletler arasında yer alan bu iki eyalette, Trump sus payı davasını gündeme getirerek, Başkan Biden tarafından ortaya atılan “sahte dava” nedeniyle kampanya yapamadığını vurguladı. Trump ayrıca, büyük bir kesiminin Demokrat olduğu bilinen Manhattan’da, seçilen jüri üyelerinin objektif kararlar veremeyeceğini savundu. Trump ayrıca ülke genelindeki artan üniversite protestoları için Biden’ı suçladı ve dış politikasını eleştirdi.
Trump’ın mahkeme aralarında hem Michigan hem de Wisconsin’de miting düzenlemesi stratejik bir hamle olarak öne çıkıyor. 2020 seçimlerinde olduğu gibi, 2024 başkanlık seçimlerinde de bu iki eyaletin kritik rol oynaması bekleniyor. Başkan Biden, 2020’de az bir farkla kazandığı bu eyaletlerde, özellikle yoğun Müslüman seçmen kitlesinin tepki oylarıyla karşı karşıya kalabilir. 2020 başkanlık seçimlerinde Biden, Michigan’da yaklaşık 150 bin, Wisconsin’de ise 20 bin oy farkla Trump’ı geride bırakarak seçimi kazanmıştı.
Biden yönetiminin 7 Ekim’den itibaren İsrail’e koşulsuz destek veren dış politikasını eleştiren Müslümanlar, Demokrat Parti’nin ön seçimlerinde bir protesto hareketi başlattılar. Michigan’da 100 binden fazla seçmen, Wisconsin’de ise 50 bine yakın seçmen protesto oyu kullandı. ABD’nin İsrail’e yönelik yeni yardım paketlerini duyurması, BM Güvenlik Konseyi’nde ateşkes sağlanması için çekimser oy kullanması ve ülke genelindeki üniversite protestolarına orantısız tepki gösterilmesi nedeniyle, Biden’ın Kasım ayındaki seçimlerde Müslümanlar tarafından protesto edilmesi muhtemel görünüyor.
En son yapılan anketlere göre, her iki eyalette de Trump küçük farklarla önde gözüküyor. Biden’ın İsrail politikasına tepki gösteren Müslüman seçmenlerin Trump’a oy vermesi beklenmiyor. Kamuoyu araştırmalarına göre seçmenlerin gözünde Biden ve Trump’ın İsrail politikalarında çok büyük farklılıklar yer almıyor. Bu bağlamda Trump’ın iki eyalete odaklanarak kampanya yürütmesi kendi tabanını bir arada tutma çabası ve Biden’a desteğin zayıflamasından yararlanma çabası olarak yorumlanıyor.
6 ila 8 hafta sürmesi beklenen sus payı davası nedeniyle Trump’ın itibar kaybı yaşayacağını iddia edenlerin aksine son anketler davanın Trump’ı olumsuz etkilemediğini gösteriyor. Seçmenlerin %26’sı sus payı davasının Trump’a oy verme ihtimallerini azalttığını ifade ederken, %32’si ise davayla Trump’a oy vermeye daha fazla istekli olduklarını belirtiyor. Seçmenlerin %40’ı davanın başkanlık seçimlerindeki tercihlerine herhangi bir etkisi olmayacağını söylüyor. Dava şimdilik Trump’ın kampanya sürecine ciddi bir zarar vermemiş olsa da dava sonucunda verilecek hükmün seçmenler nezdinde nasıl bir etki oluşturacağı henüz bilinmiyor. Trump bugüne dek hakkındaki davaları siyasi olarak nitelendirerek başarılı bir şekilde savuşturdu, ancak davalar sonucunda ilk kez hüküm giyecek bir başkan adayı olma ihtimali seçmenin sandık başında vereceği kararı etkileyebilir.