Anayasa Mahkemesi Biden’ın Aşı Mecburiyetini Engelledi
Anayasa Mahkemesi Biden yönetiminin özel şirket çalışanlarına yönelik aşı zorunluluğu uygulamasını engelleyerek bu mecburiyetin ancak federal hükümetin yetki alanındaki kurumlarda geçerli olabileceğine karar verdi. Hakimler konuyla ilgili fikirlerini geçtiğimiz hafta Cumartesi gerçekleşen duruşmada ortaya koydu. Yargıç Elena Kagan yayılmayı önlemenin bilinen en iyi yolunun aşı olduğunu, maske ve aşı kararlarının yerinde olduğunu söylerken bu görüş tüm hakimler tarafından benimsenmedi. Muhafazakar hakim Clarence Thomas, İş Sağlığı ve Güvenliği İdaresi’nin dayattığı kapsamlı uygulamalar konusunda liberal meslektaşından ayrıldı. Aşıların bulaşma konusundaki etkinliğinin şüpheli olduğunu kaydeden Thomas, aşılanmamış gençlerin aşılı yaşlı çalışanlardan virüs bağlamında daha güvende olduğunu dile getirdi.
ABD Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezleri’ne (CDC) göre ise, aşılanmamış kişilerin ölüm riski aşılılardan çok daha yüksek. Kurumun araştırmalarının bir diğer neticesine göre ise tam aşılı kişiler Covid-19’u kapabilir ve başkalarına bulaştırabilir, ancak aşılı kişilerin aşısızlara göre bulaşıcı olma vakitleri daha kısa. Yaklaşık 4 saat süren Anayasa Mahkemesi görüşmeleri sırasında muhafazakarların hakim olduğu mahkeme, Biden yönetiminin büyük işverenler için aşı veya test şartını reddetmeye, ancak belki de Medicaid ve Medicare tarafından finanse edilen tesislerdeki bazı sağlık çalışanları için aşı zorunluluğuna izin vermeye yakın bir duruş sergiledi.
Mahkemede, yargıçların siyasi pozisyonlarının pandemi tedbirlerine ilişkin fikirlerinde belirgin derecede etkili olduğu görüldü. Neil Gorsuch dışındaki tüm hakimler maskeliydi. Kronik rahatsızlıkları olan yargıç Sonia Sotomayor ise duruşmaya ofisinden çevrimiçi olarak katıldı. En önemli soru, bir sağlık krizi sırasında kapsamlı güvenlik protokolüne kimin karar verdiğiydi. Baş Yargıç John Roberts liderliğindeki mahkeme, son yıllarda, kurumların seçilmiş yetkililere ait yetkileri gasp ettiğine inanarak federal düzenleyicilerin erişimini kısıtlamaya çalıştı. Biden yönetimi, çalışanları “ciddi bir tehlike” oluşturan virüslerden korumak için aldıkları tedbirlerin yetkisinin doğrudan Mesleki Güvenlik ve Sağlık İdaresi (OSHA) mevzuatından geldiğini iddia ediyor. Ancak Roberts ve altı üyeli sağ kanattaki diğer yargıçlar, sorularıyla OSHA’nın yetkisini aştığını, tahmini 80 milyon işçiyi etkileyebilecek bir aşı gereksiniminin Kongre’ye veya eyalet yetkililerine bırakılması gerektiğini öne sürdüler.
Perşembe günü gerçekleşen diğer duruşmada ise Anayasa Mahkemesi Biden yönetiminin büyük işverenler için zorunlu aşı veya test uygulaması için yürütmeyi durdurma kararı vererek Beyaz Saray’ın Omicron varyantından kaynaklanan koronavirüs vakalarına yönelik salgın planına ciddi bir darbe vurdu. Federal mali kaynak alan tesislerdeki sağlık çalışanlarının aşılanmasını gerektiren daha sınırlı bir uygulama, kararın istisnası oldu. Üyelerin 6’sının muhafazakar, 3’ünün liberal olduğu mahkemede gerçekleşen oylamanın 6’ya 3 sonuçlanması hakimlerin siyasi pozisyonlarının belirleyiciliğini bir kez daha gözler önüne serdi. Sağlık personeline yönelik kısım ise 1 muhafazakar hakimin liberallere katılmasıyla 5’e 4 sonuçlandı. Sözkonusu yürütmeyi durdurma kararı, Başkan Biden’ın pandemiyle mücadelede attığı en önemli adımlardan birinin altını oydu ve ülkeyi büyük ölçüde şirketlerin ve eyalet yöneticilerinin tercihleriyle baş başa bıraktı. Biden, “hem bilime hem de hukuka dayandığını” savunduğu aşı zorunluluğu uygulamasını bozduğu için mahkeme ile ilgili olarak hayal kırıklığına uğradığını söyledi.
İşin hukuki tarafı şimdilik bu şekilde sonuçlanmışken Omicron varyantının hastanelerin kapasitesi üzerindeki baskısıartarak devam ediyor. Federal hükümetin paylaştığı verilere göre şu anda ABD hastaneleri pandemi sırasında bildirilen en yüksek sayıda Covid-19 hastasına bakıyor. Hesaplamalar, personel sıkıntısı ve ağır vaka yükleri ile mücadele eden birçok hastaneye yeni bir hasta dalgasının geldiğini ve doktorları, hemşireleri ve diğer karar alıcıları kimin bakım alması gerektiği konusunda daha da zor kararlar vermeye zorlandıklarını gösteriyor. Hastaneye yatışlar aynı zamanda mevcut Covid-19 dalgasının baş döndürücü hızını da yansıtıyor. Bazı hastane ve eyalet verilerinin gösterdiğine göre, başka nedenlerle hastanelere giden birçok kişinin Covid-19 testi pozitif çıkıyor. CDC’nin tahminlerine göre ülkedeki Covid-19 vakalarının %98’ini Omicron varyantı oluşturuyor.
Biden yönetimi, federal hükümetin Omicron varyantının neden olduğu vakalardaki artış sırasında okulları açık tutma politikasının bir parçası olarak ülke çapında okullara milyonlarca ücretsiz Covid-19 testi dağıtmayı planlıyor. Beyaz Saray yetkilileri, bu ayın ilerleyen günlerinde yönetimin her ay ilk, orta ve lise okullarına 5 milyon hızlı test göndermeye başlayacağını ve bunun gerçekleştirilebilmesi için laboratuvar kapasitesinin geliştirileceğini söyledi. Eyaletlerin testleri almak için CDC’ye başvurmaları gerekecek. Hükümet, daha önce okullarda uygulanacak testler için eyaletlere 10 milyar dolar kaynak dağıtmıştı. Bir Beyaz Saray yetkilisi, okullar için dağıtılacak hızlı testlerin, önümüzdeki haftalarda halka ücretsiz dağıtılması planlanan 500 milyon hızlı teste ilave olduğunu söyledi. Omicron varyantının yaygınlaşmasıyla beraber yaşanmaya başlanan test krizi Biden’ın yoğun eleştiri aldığı konulardan biri. Amerikan medyasındaki test tartışmalarının bir diğer ayağı ise hızlı testlerin virüsü saptanmasındaki güvenilirliği. Araştırmalar, testlerin özellikle enfeksiyonun ilk günlerinde daha fazla yanlış negatif sonuç verebileceğini gösteriyor ve küçük bir çalışmadan elde edilen ön veriler, insanların hızlı bir testte olumlu bir sonuç almadan önce bulaşıcı olabileceğini de gösteriyor.