Fed Faizi Artırmaya Devam Ediyor
Bu hafta yaptığı açıklama ile Fed art arda üçüncü kez 75 baz puanlık faiz artırımı gerçekleştirmiş oldu. Merkez Bankası Başkanı Jerome Powell, ABD’nin son 40 yılın en yüksek enflasyon oranlarıyla mücadele etmek için faiz artırımını sürdürme stratejisine enflasyonu %2 seviyelerine indirene kadar devam edeceklerini belirtti. Piyasalardaki resesyon endişelerine karşı ‘yumuşak iniş’ tezini yineleyen Powell bunun zorlu olacağını da kabul etti. Piyasalar açısından 75 baz puan artış beklenen bir orandı, hatta açıklama öncesinde yapılan anketlerde 100 baz puan artışın dahi beklendiği ortaya çıkmıştı. Faiz artırımını takiben piyasalardaki resesyon beklentisi yükseldi. Basında görüşüne başvurulan bazı finans uzmanları, Fed’in ABD ekonomisinde yarattığı şoklar açısından artık ‘tehlikeli bölgeye’ girdiği görüşünde.
Washington Post da başyazısında resesyonun kaçınılmaz olduğunu başlığına taşıdı. Bununla beraber Powell’ın düşük enflasyonun uzun dönemde ülkeyi sürdürülebilir büyümeye hazırlayacağına ilişkin sözlerini de hatırlattı. İdeolojik kampların enflasyonla mücadelede nasıl bir ayrışma yarattığı belirtilen yazı nihayetinde faiz kararının gerekli olduğunu savunuyor. Zira, Ukrayna savaşı ve tedarik zincirine ilişkin sıkıntılar ekonomiyi düzeltme imkanlarını epey daraltıyor. Wall Street Journal ise Fed’in kararını geç kalmış gerekli bir hamle olarak yorumladı ve gecikmenin bedeli olarak yavaş ekonomik büyüme gösterildi. Bunun sorumlusu olarak Biden yönetiminin hatalı politikaları işaret edildi.
Jerome Powell 2023 enflasyon beklentilerinin 4,4 olduğunu ifade etti ve önümüzdeki yıl da faizde bir düşüşün planlanmadığını aksine artırımların devam edeceğini belirtmiş oldu. Faiz artırımlarının devam etmesi işsizlik oranının artması beklentilerini yükseltiyor. Fed işsizliğin önümüzdeki yıl yüzde 4,4’e ulaşmasını ve bunun 1,3 milyondan fazla iş kaybına yol açmasını bekliyor. Yetkilier Kasım ve Aralık ayındaki toplantılarda da faiz artırımının masada olduğunu belirtti.
Fed kararına bağlı olarak konut kredisi faiz oranları da 5 haftadır aralıksız süren artışına devam ederek %6’yı aştı ve Ekim 2008’den bu yana görülen en yüksek seviyeye ulaştı. Yılın başından bu yana neredeyse iki katına çıkan ev kredisi oranları konut satışlarındaki düşüşü de hızlandırıyor. Konut kredilerindeki faiz artışını muhtemelen kredi kartları, otomotiv ve bireysel krediler de birkaç hafta içinde takip edecek.
Ülkelerin küresel düzeydeki enflasyonla mücadelesi sürerken Fed kararıyla aynı gün yaptığı açıklamada IMF Başkanı Kristalina Georgieva, kırılgan ve yoksul kesimlerin enflasyondan korunması için ciddi adımlar atılması gerektiğini ve dünyanın dört bir yanındaki merkez bankalarının enflasyonla mücadele amacıyla faiz oranlarını artırmaktan başka seçeneği olmadığını ifade etti. Georgieva enflasyonla mücadele edilememesi durumunda dünyanın her yerinde insanların ‘sokakta kalacağını’ öngördüklerini de sözlerine ekledi.
Maliye politikasının gevşemesi söz konusu olursa talebin ve dolayısıyla fiyatların tekrar artacağını hatırlatan Georgieva, fiyat istikrarını ve büyüme koşullarını yeniden sağlamanın kritik önemde olduğunu belirtti. Georgieva, İtalya ve İsveç gibi ülkelerde yükselen aşırı sağa şaşırmadığını, insanların aylarca evlerine kapandığını ve fiyatların çarpıcı bir şekilde yükseldiğini gördüklerini söyleyerek politika yapıcılara sağduyulu olma çağrısı yaptı.
Enflasyon seçmenler nezdinde oy verme üzerinde en etkili konu olmaya devam ederken Fed’in kararının Biden’a ürettiği maliyet oldukça ciddi: birkaç yıl sürecek yavaş büyüme ve bir milyon daha işsiz vatandaşın siyasi sonuçları olmasını beklemek makul olacak. Sıkı para politikasının kısa vadede Kasım ara seçimlerini, uzun vadede ise başkanlık yarışını Demokratlar açısından oldukça zorlayacağını tahmin etmek zor değil.