Dış İstihbarat Toplanmasını Sağlayan Kritik Madde Tartışılıyor
ABD istihbarat ekosistemi şu sıralar Dış İstihbarat Gözetleme Yasası’nın 702. Maddesinin uzatılmasını tartışıyor. 11 Eylül saldırıları sonrasında çıkarılan ve ABD’nin ülke dışındaki kişileri istihbari takip altına almasına olanak veren maddenin Kongre yetkilendirmesi yıl sonunda doluyor. Biden yönetimi ise yeniden yetkilendirmeyi sağlamakta güçlük çekiyor zira her iki partiden de maddede kapsamlı değişiklik isteyen isimler var. Maddenin yenilenmesine dair tartışmaların temelinde ise kapsam dışı kullanım yatıyor.
Birkaç hafta önce bir mahkeme kararı, FBI çalışanlarının bir ABD senatörü ve bir eyalet senatörünün soyadlarını yabancı izleme verilerinde aradığını ortaya koydu. Yine bir FBI çalışanının bir eyalet yargıcının sosyal güvenlik numarasıyla sorgulama yaptığı ortaya çıktı. 702. maddeye karşı olanlar yasanın yetkilerinin çok geniş olduğunu, ABD vatandaşları hakkında “tesadüfi” veri toplanmasına izin verdiğini ve yasanın kötüye kullanılma potansiyeline vurgu yapıyor.
11 Eylül saldırılarından sonra oluşturulan Yabancı İstihbarat Gözetim Yasası’nın (FISA) 702. Bölümü, ulusal güvenlik ve mahremiyet konusunda süregelen tartışmaların odak noktası haline geldi. 702. madde, istihbarat kurumlarının, uluslararası tehditlere karşı koruma sağlamak üzere tasarlanmış bir şekilde ABD vatandaşı olmayan kişileri hedef alarak, arama izni olmaksızın yurt dışındaki yabancılar hakkında kapsamlı veri toplamasına olanak tanıyor.
702. Madde ABD vatandaşlarının hedef alınmasına imkan vermiyor çünkü bu anayasanın dördüncü maddesinin ihlali anlamına geliyor. Bununla birlikte, ABD vatandaşlarının yabancı hedeflerle etkileşime girmesi “tesadüfi” gözetimin gerçekleştiği anlamına geliyor. Bu da sivil hak ve özgürlük savunucuları nezdinde endişeye yol açıyor. Bu sivil toplum kuruluşları 702. maaddeyi Amerikan vatandaşları hakkında bilgi toplamak için bir “arka kapı” olarak nitelendiriyor.
Bu kuruluşlar, tesadüfi veri toplanmasının, ABD vatandaşlarının ulusal güvenlikle ilgili olmayan suçlardan dolayı ve doğruluğundan emin olunmayan bilgilere dayanılarak yargılanmasına yol açabileceğini savunuyor. Bu bakış açısı, bir mahkeme kararının 2020 ve 2021 başlarında ABD dış istihbarat veri tabanında, 6 Ocak Kongre Binası isyanı ve 2020 George Floyd protestolarıyla ilgili davalar da dahil olmak üzere 278.000 kez uygunsuz arama yapıldığını ortaya çıkarmasıyla güç kazandı.
Maddenin süresinin yenilenmesi Beyaz Saray için oldukça önemli çünkü buradan toplanan veriler karar verme süreçlerinde etkin şekilde kullanılıyor. Örneğin, Başkan Biden’ın günlük istihbarat brifinginde yer alan bilgilerin yaklaşık %60’ı 702. Madde sayesinde elde edilen verileri içeriyor. Bu sebeple Biden yönetimi ulusal güvenlik için hayatiyetini vurgulayarak Kongre’yi maddeyi yenilemeye çağırıyor. Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan ve Baş Yardımcısı Jon Finer 702. maddenin önemini vurgulayarak yasanın yeniden yetkilendirilmemesi durumunda ciddi bir istihbarat zaafiyeti doğabileceği uyarısında bulunuyor.
Bir zamanlar her iki partinin de desteğini alan bir hüküm olan 702. Madde, suistimaller ve istihbarat kurumlarına karşı artan güvensizlik nedeniyle kendisini tartışmaların merkezinde buldu. Başlangıçta Cumhuriyetçiler 702’yi destekleyenler arasındaydı ve bunu ulusal güvenlik için çok önemli bir araç olarak görüyordu. Ancak, eski Başkan Trump’a yönelik soruşturmalar bu desteği erozyona uğrattı ve parti içinde muhalefetin artmasına neden oldu. Demokratlar ise maddenin Amerikalıların sivil özgürlüklerine zarar verebileceğinden endişe ediyor.
Her iki partiden Kongre üyeleri, verilerin nasıl kullandığına dair önemli değişiklikler olmadan 702. maddeyi yenilemek için oy kullanmayacaklarını ifade etmeye başladı. Senato Adalet Komitesi Başkanı Dick Durbin ve Senatör Mike Lee gibi önde gelen isimler, önemli reformlar yapılması çağrısında bulundu. Durbin, anayasanın dördüncü maddesini ihlal eden izinsiz gözetimin ele alınması gerektiğini vurgularken, Lee FBI ve Adalet Bakanlığı’na yeni kısıtlamalar olmadan maddenin geçmemesi gerektiğini söyledi. Temsilciler Meclisi’nden Ben Cline ve Jim Jordan, maddenin FBI’ın Amerikalılar hakkında casusluk yapmasına imkan tanıdığını öne sürerek seslerini yükseltiyor.
Bazılarına göre ise yetki aşımı nedeniyle kaynayan öfke ülkenin ulusal güvenliğini tehlikeye sokma riski taşıyor. Black Lives Matter protestocuları ve Cumhuriyetçi bağışçılarla ilgili aramalar da dahil olmak üzere kötüye kullanım örnekleri eleştirileri körüklüyor. Bu tür örnekler endişe verici olsa da, programın savunucuları programın ana odağının her zaman yabancı istihbarat olduğunu ve Amerikalıların yalnızca yabancı hedeflerle bağlantılı olduklarında takip edildiğini savunuyor.
FBI Direktörü Christopher Wray geçmişteki hataları kabul etmekle birlikte kanunlara uyumu artıran önemli reformlar yapıldığına işaret ediyor. Konuya dair Washington Post editörlerinin yazdığı yazı ise Cumhuriyetçilere hesap verebilirlik konusunda hak verirken 702. Maddeyi yeniden yetkilendirmemenin potansiyel siyasi sonuçlarına dikkat çekiyor. Editörlere göre bu aracın ortadan kaldırılması ya da zayıflatılması ciddi sonuçlar doğurabilir ve potansiyel istihbarat boşluklarını bir kez daha ortaya çıkarabilir.