Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası Yürürlüğe Girdi
2021 yılı aralık ayında Kongre’den geçtikten sonra Başkan Biden tarafından imzalanarak kanunlaşan “Uygur Zorla Çalıştırmayı Önleme Yasası“ 21 Haziran Salı günü itibariyle yürürlüğe girdi. Washington yönetimi, Sincan bölgesinde yaşayan Uygurlar ve diğer Müslüman azınlıklara yönelik “soykırım” ve insanlık dışı uygulamalar gerekçesiyle bu bölgede imal edilen ürünlerin Amerika’ya ithalatında yüksek standartlar belirleyerek Pekin yönetimine ağır bir fatura çıkarmayı amaçlıyor. Yasaya göre ithalatçı firmaların Sincan menşeli malların hiçbir kısmının köle işçilikle veya zorla çalıştırılan kimseler tarafından üretilmediğini ispatlaması gerekiyor.
Biden yönetimi yeni yasa ile birlikte küresel tedarik zincirinin zorla çalıştırmadan arındırılmasını sağlamaya çalıştığını belirtiyor. Zorla çalıştırma meselesi 2021 haziran ayında gerçekleştirilen G7 zirvesinde de ele alınmış ve “küresel tedarik zincirinde zorla çalıştırmayla mücadele“ kararı verilmişti. Biden yönetimi bu doğrultuda Doğu Türkistan’da Müslümanları ve çocuk işçileri zorla çalıştırarak üretim yapan bazı Çin firmalarına ticari kısıtlamalar getirmişti.
Washington bu kısıtlamalarla Çinli firmalara ek maliyetler getirmeye ve Pekin’in kurallara dayalı uluslararası düzenin bir parçası olarak adil ticaret kurallarına bağlı kalmasını sağlamaya çalıştığını savunuyordu. Biden yönetimi ticaret kısıtlaması getirilen Çinli kuruluşların uygulamalarının yalnızca Amerikan değerlerine aykırı olmadığını, aynı zamanda “işçileri sömürerek ve ücretleri yapay olarak bastırarak” Amerikan işçilerinin kazançlarını da etkilediğini ileri sürmüştü.
Washington, Çin Komünist Partisi’nin kitlesel gözetim, tutuklama, zorla kısırlaştırma, Uygur olmayanlarla zorla evlendirilme gibi uygulamalarla Uygurları ve kültürlerini yok etmeyi amaçladığı görüşünde. Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi, tasarıyla ilgili yaptığı açıklamada, “Çin hükümeti tarafından Uygur halkına ve diğer Müslüman azınlıklara karşı süregelen soykırım, tüm dünyanın vicdanına karşı bir meydan okumadır” şeklinde konuşmuştu.
Pelosi uluslararası toplumun bu duruma acilen müdahil olması gerektiğine vurgu yapmıştı. Yasayı hazırlayan senatörlerden Cumhuriyetçi Marco Rubio da yasayla ilgili yaptığı açıklamada, “Çin yönetiminin insanlığa karşı suçlarına göz yummayacağız ve Çinli şirketlerin korkunç tacizlerden kazanç sağlamasına izin vermeyeceğiz. Hiçbir ABD’li şirket bu tacizlerden kazanç elde etmemeli. Hiçbir ABD vatandaşı, bu kölelikle üretilen ürünlerden satın almamalı” ifadelerini kullanmıştı.
ABD ve Çin arasında zorla çalıştırma konusundan kaynaklı gerilim eski Başkan Trump dönemine kadar uzanıyor. ABD, Trump döneminde de “zorla çalıştırmayla üretildiği” gerekçesiyle Uygur Özerk Bölgesi’nden pamuk ve domates ithalatını yasaklama kararı aldığını duyurmuştu. ABD Gümrükler ve Sınır Koruma İdaresi (CPB), domates ve pamuk ihtiva eden ürünlerin sevkiyatını yapan kargoların alıkonulması yönünde talimat vermişti.
CBP yetkilileri, “Çin hükümetinin ABD’ye piyasa rayicinin altında fiyatlarla ürün satmak için modern kölelik sömürüsünde bulunmasına müsamaha göstermeyeceğiz” ifadelerini kullanmıştı. Gümrük yetkilileri ayrıca Uygur Özerk Bölgesi’nde “zorla çalıştırma” ile üretildiğinden şüphelenilen tüm ürünlerin tedarik zincirinden çıkarılması için önlem alınacağını belirtmişti.
Yasa yürürlüğe girmeden önce ithal edilen ürünlerin üretim ve imalatında zorla çalıştırma olup olmadığını tespit etme sorumluluğu ABD gümrük yetkililerine aitti. Yeni kanunla birlikte bu sorumluluk ithalatçı firmalara yüklenmiş oldu. Bu değişiklik Amerikalı ithalatçı firmalar arasında kaygıya neden oldu. Hükümet, ithalatçı firmalara, yasanın gerektirdiği kanıtı elde etmeleri için izleyecekleri yollarla ilgili bir kılavuz hazırlamış olsa da firmalar, hükümetin ithal ürünlere Amerika sınırında el konmasından kaçınmaları konusunda yeterli ölçüde yol gösterici olmamasından şikâyet ediyor.
Konunun uzmanları, tedarik zincirinin karmaşık olması ve Çin’de, ürünlerin zorla çalıştırmayla üretilmediğini tescil edebilecek bağımsız ve güvenilir denetçi noksanlığı nedeniyle çok sayıda Amerikan firmasının yasaya uygun ithalat yapmasının zor olacağını ve bazı şirketlerin bölgedeki tedarikçilerle çalışmayı tamamen sonlandırmak zorunda kalacaklarını düşünüyor. Yasanın etkisiyle bazı ürünlerin tedarik zincirlerinin Çin dışına kayması bekleniyor.