Trump Cumhuriyetçi Parti’deki Etkisini Korumaya Çalışıyor
Bazı eyaletlerde yapılan özel ve ön seçimler eski Başkan Donald Trump’ın partisindeki nüfuzunu devam ettirme çabasına sahne oluyor. Yapılan iki farklı seçimde Trump’ın desteklediği adaylardan biri kaybederken diğeri kazandı. Bu seçimlerin ilki Texas’ın 6. seçim bölgesinde yapılan özel seçimdi. Bu seçimde Trump’ın tam desteğini alan Susan Wright kaybetti. 27 Temmuz tarihinde yapılan seçimde kazanan Jake Ellzey oldu. Seçimden sonra açıklama yapan Trump, iki ismin de Cumhuriyetçi olduğunu vurgulayarak kaybetmediğini savundu. Texas’daki seçim yarışı Trump’ın Cumhuriyetçi Parti üzerinde ne derece etkili olmaya devam ettiğini gözler önüne serdi. Trump’ın Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra Cumhuriyetçi adayların kampanyalarında boy göstermesine bakılarak kendisinin 2022 yılında düzenlenecek ara seçimlerinde etkili olacağı tartışılıyordu.
Gözlemciler Texas’da yapılan özel seçimlerin Trump’ın partisi üzerinde etkisini test etmesi için erken olduğunu belirtiyordu zira seçime katılım diğer seçimlere göre çok düşüktü. Özel seçimin gerçekleştiği seçim bölgesinde Trump’ın 2020 seçimlerinde Biden’a karşı üstünlüğünün sadece üç puan olduğuna bakıldığında bu seçim bölgesinin Trump’ın kalesi olmadığı görülüyor. Özel seçimlerde yarışan iki adayın da hem eski Başkan’a bakış açısı hem de genel olarak siyasi çizgisi açısından ciddi farkların bulunmaması seçimi önemsiz kılan detaylar arasında yer alıyor. Buna ek olarak Trump’ın desteklediği adayın yetersiz olduğu, kampanya sırasında rakibine nazaran daha az ortaya çıktığı ve Trump’ı öne çıkarmaktan başka önemli bir çalışma yürütmediği aktarılıyor. Örneğin her iki aday da 2020 başkanlık seçimi sonuçlarını açıkça kabul etmeyip Trump’ın seçime hile karıştığı iddialarını benimsiyor. Trump’ın adayı Susan Wright, hayatını kaybeden kocasının yerine seçilmek üzere hayatındaki ilk siyasi kampanyayı yürütmüştü.
3 Ağustos tarihinde yapılan diğer bir seçim ise Trump’ın Cumhuriyetçi Parti’deki etkisinin halen devam ettiğini kanıtladı. Ohio eyaletinde yapılan ve Cumhuriyetçi Parti bünyesinde düzenlenen ön seçimde Trump’ın desteklediği aday olan Mike Carey, 11 farklı rakibinden daha fazla oy alarak seçimi kazandı. Trump’ın desteğini almadan önce birçokları tarafından bilinmeyen Carey, partinin diğer bilinen isimlerine karşı önemli bir galibiyet aldı. Trump seçim sonrasında yaptığı konuşmada Cumhuriyetçi Senatör Rand Paul’u hedef alarak kendisinin bir ders çıkarıp çıkarmadığını sordu. Trump sayesinde kampanyasına yüksek miktarda bağış toplayabilen Carey’nin en büyük argümanı Trump’ın desteğini almaktı. Kömürün enerji kaynakları arasında kullanılmasını destekleyen lobi grupları için çalışan Carey, Trump’ın desteği ile aylardır bu kampanyayı yürütüyordu.
Trump sadece Cumhuriyetçi Parti üzerindeki etkisi ile gündeme gelmiyor. Beyaz Saray’dan ayrıldıktan sonra Florida ve New York gibi eyaletlerde yürütülen cezai soruşturmaların hedefi olan Trump, yaklaşık beş yıldır vergi kayıtlarını açıklamamakta direniyor. Temsilciler Meclisi’nin Para ve Kaynak Bulma Komisyonu iki senedir Trump’ın bu kayıtlarının kamuya açıklanması için çaba sarf ediyor. Mahkeme sürecine intikal eden bu çaba ileriki dönemde meyve verecek gibi görünüyor. Zira Adalet Bakanlığı 30 Temmuz 2021 tarihinde verdiği karara göre Hazine Bakanlığı’nın ilgili birimi olan Milli Gelirler İdaresi’nin (IRS) Trump ile ilgili kayıtları açıklamasına ve bu kayıtları Kongre’ye iletmesine müsaade etti.
Trump’ın avukatları ise Adalet Bakanlığı’nın bu kararına karşı dava açmaya hazırlanıyor. 4 Ağustos 2021 tarihinde Trump’ın avukatları Temsilciler Meclisi’nin Para ve Kaynak Bulma Komisyonu’nun ilgili kayıtlara erişiminin sağlanmaması için federal mahkemeye başvurdu. Trump’ın avukatları yaptığı başvuruda Kongre’nin ilgili kayıtları alması için herhangi bir meşru sebebinin olmadığını ileri sürdü. Kongre söz konusu kayıtlara ulaştığı anda bu kayıtların birçoğunun kamuoyuna sızdırılacağına kesin gözüyle bakılıyor. Bu nedenle Trump’ın yıllardır sakladığı vergi kayıtlarının yakın zamanda kamuoyuna sunulacağı öngörülüyor.
Trump’ın vergi kayıtlarının ortaya çıkmasıyla sadece Trump’ın Hazine Bakanlığı yetkililerine yalan söyleyip söylemediğini ortaya çıkarmayacak. Bu kayıtlarla Trump’ın malvarlığının ne kadar olduğu görülecek. Trump 2016 başkanlık kampanyasında kendisinin başarılı bir iş insanı olduğunu vurgulamış ve iş dünyasındaki tecrübesini devlet yönetiminde de kullanacağı mesajını vermişti. Trump başkanlık yarışına katıldığı tarihte yaptığı konuşmada kendisinin net malvarlığının 8 milyar dolardan fazla olduğunu belirtmişti. Trump’ın başkan seçildikten sonraki dönemde malvarlığının giderek düştüğü ve eskisi gibi zengin olmadığı iddia edilmişti. 27 Eylül 2020 tarihinde New York Times gazetesi tarafından hazırlanan bir araştırma haberi Trump’ın 2000-2015 yılları arasında 10 yıl hiç vergi vermediğini ve başkan olduğu 2016 ve 2017 yıllarında sadece 750’şer dolar gelir vergisi verdiğini ileri sürmüştü. Söz konusu haber gerçek çıkarsa ve Trump gerçekten vergi kaçırmışsa, şirketlerinin mali durumlarının kendi söylediğinden çok daha kötü olduğu ortaya çıkacak. Trump’ın malvarlığının beklendiği kadar çok olmadığı görülürse Trump’ın başarılı iş insanı imajı yara alacak.
Cumhuriyetçi kanatta Trump’ın etkisi devam ederken Demokratlarda progresif kesimlerin etkisinin merkeze yakın adaylardan daha az olduğu gözleniyor. 3 Ağustos 2021 tarihinde Ohio eyaletinde kritik bir seçim düzenlendi. Demokrat Parti içerisinde yarışacak adayları belirlemek için düzenlenen bu seçim her iki parti içerisinde genel gidişatın nasıl olduğunu resmediyor. Demokrat Parti’de progresif kanadın öncüsü olan Alexandra Ocasio-Cortez’in desteğini alan ve partinin merkeze yakın kanadına karşı pozisyon alan Nina Turner bu seçimde kaybedenler arasında oldu. Biden yönetimi ve Temsilciler Meclisi Sözcüsü Nancy Pelosi ile çalışmaya niyetli olan Shontel Brown ise Demokrat Parti içerisinde yapılan ön seçimi kazandı. 3 Ağustos seçimi Demokrat Parti’de progresif kesimin popülaritesinin azaldığına işaret ediyor.