Hatalı Sınır Dışı Kararına Tepkiler Büyüyor
Trump yönetimi tarafından yanlışlıkla El Salvador’a sınır dışı edilen Maryland eyaletinde yaşayan Kilmar Armando Abrego Garcia olayı, Trump yönetiminin göçmen politikalarıyla ilgili kamuoyunda tartışmaları artırdı. Geçtiğimiz haftalarda, çete üyesi oldukları iddiasıyla sınır dışı edilen Venezuelalı ve El Salvadorlu göçmenler arasında, 16 yaşından itibaren koruma statüsünde bulunan Garcia’nın da yer alması büyük tepki çekmişti. Mahkeme kararları, Trump yönetiminin Garcia’yı geri getirmesi gerektiğine hükmederken, yönetim bu karara uymayacaklarını açıklayarak yargı ile yaşanan gerilimi gözler önüne serdi. Garcia’nın yanlışlıkla sınır dışı edilmesi, hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler arasında tartışmalara yol açarken, bu hafta Washington’u ziyaret eden El Salvador Başkanı Nayib Bukele de Garcia’nın ABD’ye geri gönderilmeyeceğini ifade etti. Yasadışı kategoride değerlendirilen göçmenlerin sınır dışı edilme süreçlerindeki fevri uygulamaların bir örneği olan Garcia’ya ek olarak Trump yönetiminin sınırdışı etme politikasına devam etmesi önümüzdeki günlerde daha fazla mağduriyetlere yol açabilir.
ABD Başkanı Trump, düzensiz göçmenlerle mücadele kapsamında, “yabancı terör örgütleri” ile bağlantılı olduğu iddia edilen göçmenlerin sınır dışı edilmesini hızlandırmak için, daha önce yalnızca savaş zamanlarında kullanılan Yabancı Düşmanlar Yasası’ndan faydalandı. Bu yasa devreye sokularak, MS-13 ve Tren de Aragua çetesi üyeleri oldukları gerekçesiyle tutuklanan kişileri El Salvador’daki hapishanelere gönderildi. 200 kişilik bir sınır dışı edilme uygulaması kapsamında gözaltına alınıp El Salvador’a gönderilen Kilmar Armando Abrego Garcia, 2011 yılında ABD’ye yasadışı yollarla girmişti. 2019 yılında tutuklanan Garcia hakkında bir göçmenlik hakimi, öldürülme tehlikesi olduğunu belirterek, ülkesine gönderilemeyeceğine ve ABD’de yasal olarak yaşayıp çalışmasına izin verilmesine karar vermişti.
Trump yönetiminin sınır dışı etme politikalarının dayanağının yetersiz olduğunu belirten bazı federal hakimler, bu kişilerin ABD’deki mahkeme süreçleri tamamlanmadan uçaklarla El Salvador’a gönderilmelerine itiraz etmişti. Ancak Trump yönetimi, bu kişilerin çoğunun yabancı terör örgütü veya çete üyeleri olduğunu belirterek, derhal sınır dışı edilmelerinde yasal bir engel olmadığını savunarak süreçleri hızlandırmaya çalıştı.
ABD Bölge Yargıcı James Boasberg, Trump yönetiminin, düzensiz göçmenleri ABD’den El Salvador’a taşıyan uçakların geri çevrilmesi yönündeki mahkeme kararlarını tanımayarak “mahkemeye itaatsizlik” suçu işlediğine hükmetti. Yargıç, bu düzensiz göçmenlerin sınır dışı edilip edilemeyeceğinin ancak mahkeme süreçleri tamamlandığında hukuken netleşeceğini belirtti. Ancak yönetimin bu süreci göz ardı ederek, birçok kişiyi aceleyle uçaklara bindirip El Salvador’daki hapishanelere gönderdiğini ifade etti. Boasberg, yazılı kararında, “Mahkeme, hükümetin ilgili mahkeme emirlerini kasıtlı olarak göz ardı ettiğini tespit etti. Mahkeme, bu sonuca kolayca ya da aceleyle varmamıştır. Nitekim davalılara eylemlerini düzeltmeleri veya açıklamaları için geniş bir fırsat verilmiştir, ancak verdikleri yanıtların hiçbiri tatmin edici olmamıştır,” şeklinde bir değerlendirme yaptı.
Geçtiğimiz hafta, Anayasa Mahkemesi de federal hakimlerin kararlarını destekleyerek, hükümet yetkililerine Garcia’nın geri dönüşünü kolaylaştırmak için mevcut tüm adımları atmalarını emretti. Ancak Trump yönetimi, mahkemeye başvurarak, Garcia’nın serbest bırakılması için El Salvador’daki yetkililerle işbirliği yapma zorunluluğuna karşı çıktı. Adalet Bakanlığı avukatları, “Federal mahkemelerin Yürütme Organını dış ilişkileri belirli bir şekilde yürütmeye ya da yabancı bir egemenle belirli bir şekilde ilişki kurmaya yönlendirme yetkisi yoktur,” diyerek karara uymayacaklarını açıkladı. Adalet Bakanı Pam Bondi ise bu kararın ABD’nin elinde olmadığını vurgulayarak, “Onu geri vermek istiyorlarsa, bu El Salvador’a kalmış bir şey,” ifadelerini kullanarak herhangi bir aksiyon almayacaklarını gösterdi.
Garcia’nın davasına bakan başka bir federal yargıç, Trump yönetiminin Anayasa Mahkemesi kararına karşı gelerek Garcia’nın serbest bırakılmasını “kolaylaştırmak” için herhangi bir çaba gösterdiğine dair hiçbir kanıt bulunmadığını ifade etti. ABD Bölge Yargıcı Paula Xinis, Salı günü, “Garcia’nın El Salvador’un en meşhur hapishanesi olan CECOT’ta tutulduğu her günün telafisi mümkün olmayan bir zarara yol açtığını” belirtti. Xinis, yönetimin mahkeme kararlarına uyup uymadığının belirlenmesi için hızlandırılmış bir bilgi toplama çalışması yapılması çağrısında bulundu.
Bu hafta El Salvador Başkanı’nın ABD’yi ziyareti, Garcia özelinde olmak üzere sınır dışı edilmeleri tekrar gündeme getirdi. Başkan Bukele, Garcia’yı iade etme niyeti olmadığını belirterek, “Bir teröristi Amerika Birleşik Devletleri’ne nasıl sokabilirim? Elbette bunu yapmayacağım” ifadelerini kullandı. İki liderin gündeminde sert göç ve güvenlik politikaları yer aldı. Bukele, Trump’ın ikinci başkanlık döneminde, ilk sınır dışı edilen göçmenleri kabul eden lider olarak dikkat çekmişti. Görüşme sırasında, Trump’ın ABD vatandaşı suçluları da El Salvador hapishanelerine gönderme planı da ilginç bir gelişme olarak kayıtlara geçti. El Salvador’un daha düşük ücretlerle daha güvenli hapishane imkanları sunduğunu belirten Trump’a, Bukele olumlu yanıt vererek, küçük bir ülke olduklarını ancak gerektiğinde ABD’ye yardım etmeye hazır olduklarını ifade etti. Hali hazırda Trump yönetimi ile El Salvador arasında imzalanan sınır dışı edilme anlaşması kapsamında, ABD bu yıl El Salvador’a 6 milyon dolarlık bir ödeme yapıyor.
Garcia’nın yanlışlıkla sınır dışı edilmesi, başta Demokratlar olmak üzere kamuoyunda geniş bir tepkiyle karşılanırken, Cumhuriyetçi siyasetçiler Trump’ın politikalarını desteklediklerini dile getirdiler. Maryland Demokrat Senatörü Chris Van Hollen, Perşembe günü Abrego Garcia ile görüşme gerçekleştirdi ve bu görüşmeye dair birkaç fotoğrafı sosyal medyada paylaştı. Demokratlar, Van Hollen’in ziyaretini zafer edasıyla karşıladılar. Van Hollen’in ziyareti Cumhuriyetçiler tarafından tepkiyle karşılandı. Beyaz Saray basın sekreterlerinden Kush Desai, Perşembe günü yaptığı açıklamada Van Hollen’i hedef alarak iki partinin öncelikleri arasındaki zıtlıkları vurguladı: “Chris Van Hollen, Demokratların, en büyük önceliğinin yasadışı yabancı MS-13 terörist olduğunu bir kez daha göstermiştir. Bu gerçekten iğrenç bir durum. Başkan Trump, yasalara saygılı Amerikalıların yanında durmaya devam edecektir,” ifadelerini kullandı. Trump da Cuma günü Oval Ofis’te gazetecilere yaptığı açıklamada, Garcia’nın kötü bir adli sicile sahip olduğunu söyleyerek, Demokratların Garcia’yı geri getirme çabalarının Amerikalıların güvenliğini tehlikeye attığını belirtti.
Trump yönetimi, her ne kadar yanlış bir idari karar verdiklerini kabul etse de, kamuoyunun sınır dışı etme politikalarına verdiği güçlü destek, yönetimin elini güçlendiriyor. Son süreçte yapılan kamuoyu araştırmalarına göre, Trump’ın sınır dışı etme politikasına %58 seviyesinde onay verilirken özellikle, suç işlemiş göçmenlerin sınır dışı edilmesi konusunda, Demokrat seçmenler de %72 oranında destek gösteriyor. Kamuoyunun Trump yönetimin politikalarına verdiği destek önümüzdeki günlerde daha radikal kararların uygulanmasına da neden olabilir. Trump’ın başkanlık seçimi kampanyası boyunca ABD tarihinin en büyük sınır dışı etme planını vaat etmesi de hesaba katıldığında önümüzdeki günlerde daha sert uygulamalar ortaya çıkabilir.
Garcia’nın yanlışlıkla sınır dışı edilmesiyle başlayan tartışmalar, Trump yönetiminin yargı ile yaşadığı gerilimi de açıkça ortaya koyuyor. Sınır dışı edilen göçmenler hakkında mahkeme kararlarını beklemeden uygulama yapılması, Trump yönetiminin hukuku ve mahkeme kararlarını görmezden gelme eğiliminde olduğunu gösteriyor. Garcia’nın geri getirilmesiyle ilgili verilen mahkeme kararının bağlayıcılığı ise dış politikayı da ilgilendiren bir konu olarak tartışma yaratıyor. Ancak, Trump yönetiminin mahkemeden çıkan kararı kabul etmeyerek, yapılan hataya meşru bir zemin bulma çabası, ilerleyen dönemde yönetimin yargı ile daha fazla gerilim yaşamasına yol açabilir. Trump, göreve geldiği günden itibaren Demokratlar tarafından silahlandırıldığını iddia ettiği yargı mekanizmasıyla savaşma sinyalleri vermişti; ancak mahkeme kararlarını görmezden gelmek veya farklı yorumlarla geçiştirmek, uzun vadede Trump yönetimi için büyük bir sorun teşkil edebilir.