Göçmenlik Sorununda Yeni Dönemeç
ABD-Meksika sınırına gelen göçmenleri geri çevirmek için kullanılan önemli bir Trump dönemi kalıntısı olan 42. Madde Perşembe günü sona erdi. 42. Madde’nin bitişinin ABD’ye geçmeye çalışan göçmen sayısında önemli bir artışa sebep olması muhtemel. Bu beklentiye istinaden El Paso gibi birçok şehirde yetkililer, 42. Madde’nin süresinin dolmasından önce olağanüstü hal ilan etti. ABD’nin özellikle sınır kentlerinde göçmenlik baskısı yoğun şekilde hissediliyor. Göçmenlerin ülkeye girdiklerinde kaldıkları merkezlerin kapasitesi dolduğu için binlerce göçmen sokaklarda yaşıyor ve yardım kuruluşları bu sayının artmaya devam etmesi halinde herkese yardım edecek kaynaklara sahip olmadıklarını söylüyor.
Madde 42, Covid-19 pandemisinin başlamasıyla birlikte ABD’nin Hastalık ve Salgın Kontrol Merkezi tarafından alınan bir karar. Karara göre pandeminin daha fazla yayılmasını önlemek için, sınıra gelen göçmenler normal prosedürler uygulanmadan geri çevrilebiliyordu. Madde 42 ile birlikte ülkeye girmeye çalışan göçmenler ya kendi ülkelerine ya da Meksika’ya gönderiliyordu. ABD sınır güvenliği istatistiklerine göre, Madde 42 pandemi başından bu yana ABD-Meksika sınırında en az 2.5 milyon kez uygulandı. Trump’ın pandemiyi bahane ederek kullandığı bu göçmenlikle mücadele tedbirini Biden da uzunca bir süre kullandı. Şimdi maddenin yürürlükten kalkması ile yeni bir döneme giriliyor.
Önümüzdeki dönemde ABD hükümeti, Madde 8 olarak bilinen eski bir uygulamaya geri dönecek. İç Güvenlik Bakanlığı son aylarda defalarca Madde 8 yetkisi kapsamında yakalanan göçmenlerin hızlı bir sınır dışı süreci ve en az beş yıl boyunca yeniden giriş yasağı ile karşı karşıya kalabileceğini vurguladı. Bakanlık bunun akabinde ABD’ye girmeye teşebbüs edenlerin ise cezai kovuşturmaya uğrayabileceğini söylüyor. Ancak Madde 8 için işlem süresi beklenenden uzun olabilir ve halihazırda yoğunluk yaşayan göçmen mahkemeleri iş yükü altında ezilebilir.
Madde 42’nin yürürlükten kalkmasıyla içine girdiğimiz süreçte Perşembe günü Temsilciler Meclisi kritik bir adım attı. Temsilciler Meclisi yeni bir sınır güvenliği yasa tasarısını kabul etti. Tasarının kabulü, Cumhuriyetçi liderlerin insiyatifiyle ve parti içindeki tereddütlü üyeleri ikna için gösterdikleri yoğun çabayla gerçekleşti. Tasarının kapsamında sınır duvarının yeniden inşası, sınır görevli sayısının artırılması, sınır teknolojisinin geliştirilmesi için ilave fonlar ayrılması, “Meksika’da kal” politikasını yürürlüğe konması ve işverenlerin göçmenlik statüsünü doğrulamak için kullandıkları E-verify için gerekliliklerin genişletilmesi yer alıyor.
Temsilciler Meclisi’nin onayına rağmen, tasarının Demokrat Parti kontrolündeki Senato’da ciddi bir dirençle karşılaşması bekleniyor. Beyaz Saray da aynı şekilde tasarıyı veto etme niyetinde olduğunun sinyalini verdi. Böylece tasarının yasalaşmasının önünde önemli potansiyel engellere olduğu söylenebilir. Tasarının yasalaşmasının önündeki tüm bu zorluklara rağmen Temsilciler Meclisi Cumhuriyetçileri tasarının kabulünü, önde gelen yasama önceliklerinden birini vurgulamak ve kamuoyuna duyurmak için bir fırsat olarak görüyor.
Biden yönetimi yaptığı açıklamayla tasarıyı eleştirerek “bu tasarı işleri daha iyi değil daha kötü hale getirecektir” dedi. Açıklamada, “tasarı göçün temel nedenlerini ele almak için hiçbir şey yapmazken, insani korumayı zayıflatıyor ve yasadışı girişe alternatif teşkil eden yasal yolları kısıtlıyor… çünkü bu tasarı sınır güvenliğini gerçekten artırmada bir işe yaramazken, ülkenin temel değerlerini ve uluslararası yükümlülüklerini çiğniyor ve reddedilmelidir” denildi.
Biden yönetimi ise göçmenleri yasal yolları kullanmaya teşvik eden bir planı uygulamaya koyduğunu söylüyor. Beyaz Saray planının, göçmenleri ülkeye yasadışı yollardan girmeye çalışmaktan vazgeçirmek için caydırıcılık ve diplomasi kullanmak olduğunu söyledi. Biden’ın planının en tartışmalı kısmı, başka yerlerden gelen göçmenlerin Meksika’da sığınma başvurusunda bulunmadan sınırı geçmeleri halinde hızla sınır dışı edilmeleri meselesi. İddialı olsa da bu tutum ABD’nin uzun süredir devam eden gelenek, yasaları ve anlaşma yükümlülükleriyle uyuşmuyor. Federal mahkemeler daha önce Trump’ın benzer bir politikasını engellemişti. Biden yönetiminin Perşembe günü yürürlüğe girecek olan bu yeni yaklaşım, sınır geçişlerini ve bu geçişlerden önce yapılan genellikle tehlikeli seyahatleri caydırmayı hedeflese de bir mahkeme mücadelesiyle karşı karşıya kalacağı kesin.
42. Madde’nin sona ermesi, yüzlerce kilometrelik sınır boyunca yerel yetkilileri ne yapacaklarını bilemez bir halde bıraktı. ABD-Meksika sınırındaki göçmen sorunu, yeni bir döneme girerken, bir kez daha Amerikan göç politikalarının karmaşıklığını ve çözülmesi zor doğasını ortaya koyuyor. Temsilciler Meclisi’ndeki Cumhuriyetçilerin kabul ettirdiği sınır güvenliği yasa tasarısı ise, bir yasama zaferi gibi görünse de aslında sadece bir niyet beyanı. Demokratlar’ın kontrolündeki Senato ve Biden’ın veto yetkisi karşısında tasarının dayanma ihtimali oldukça zayıf. Tasarıyı müstakbel bir yasadan ziyade politik bir manevra olarak okumak daha doğru olabilir.