Project 2025’in Siyasi Yankıları
2024 Başkanlık seçimleri yaklaşırken, Amerikan siyasetinde Cumhuriyetçilere yakın muhafazakarların ortaya koyduğu “Project 2025” planı bir süredir gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Muhafazakarların liberaller ve solcular karşısında kritik meselelerde gösterecekleri tavırlara ilişkin politika önerilerinin yer aldığı Project 2025, Amerikan düşünce kuruluşu Heritage Vakfı tarafından geçtiğimiz aylarda yayımlandı. Amerikalılar için daha iyi bir ülke inşa etme gayesiyle ortaya çıktığı iddia edilen proje, muhafazakâr politikalar ve yönetim için bir geçiş programı olarak adlandırılıyor.
Proje, muhafazakarların seçimleri kazanmanın ötesine geçerek, etkili bir yönetim gündemine ve bu gündemi uygulayacak doğru kişilere ihtiyaç duyduğunu vurguluyor. Demokratlar, projeye karşı çıkarken, seçim kampanyalarında özellikle kürtaj gibi kritik konularda projenin ortaya koyduğu bakış açısını eleştiriyorlar. Trump kampanyası ise seçimlere yaklaşırken kritik bir hamle yaparak geçtiğimiz ay içerisinde Project 2025 ile bağlantıları olmadığını açıkladı ve Cumhuriyetçi Parti Platformu adı altında daha ılımlı politika önerilerinin yer aldığı bir proje ortaya koydu.
Project 2025, Trump başkanlık yarışına resmen başlamadan önce Heritage Vakfı ve bazı muhafazakar gruplar tarafından yürütülüyordu. Heritage Vakfı, Reagan’ın başkanlığı döneminden bu yana Cumhuriyetçi liderlerin politikalarını şekillendirmede önemli etkisi olan bir kurum olarak ön plana çıkıyor. Daha önce de benzer çalışmalar ortaya koyan Heritage Vakfı’nın 992 sayfalık son çalışması, şu ana kadar yapılan en kapsamlı politika öneri raporu olarak değerlendiriliyor. Heritage Vakfı’nın başkanı Kevin Roberts, 2024 başkanlık seçimlerinin çok kritik bir viraj olduğunu vurgulayarak “İkinci Amerikan Devrimi sürecindeyiz” ifadelerini kullanmıştı.
Proje raporunda Amerikan kamuoyunu ilgilendiren birçok konuda kritik politika önerileri yer alıyor. Hükümet kademeleriyle ilgili olarak yapılan politika önerilerinde tam merkezileştirilmiş ve gücü sağlamlaştırılmış bir başkanlık makamı ön plana çıkıyor. Projeye göre Adalet Bakanlığı gibi kurumlar da dahil olmak üzere federal bürokrasinin doğrudan başkanlık makamının kontrolü altında olması öneriliyor. Projede bürokrasiyi ilgilendiren bir diğer husus ise kamu personeli yerine siyasi atamaların ön plana çıkarılması bekleniyor. Bu sayede, bürokrasinin engeline takılan ve yavaşlayan revizyonların önü açılmış olacak.
FBI gibi kritik kurumlarda ise daha radikal değişiklikler yapılarak kadroların yeniden yapılandırılması için çağrı yapılıyor. Trump’ın kurduğu ve desteklediği parti platformunda ise “devlet kayıtlarının gizliliğinin kaldırılması, yanlış yapanların kökünün kazınması ve yolsuzluk yapan çalışanların işten çıkarılması” önerisi bulunuyor. Bu düzenlemeler ve devlet harcamalarını azaltma sözü veriliyor, ancak Proje 2025’te belirtildiği gibi federal kurumların kapsamlı bir şekilde elden geçirilmesini önermekten kaçınılıyor.
Project 2025’in en tepki çeken konu başlıklarından birini kürtaj konusunda getirdiği politika önerileri oluşturuyor. Proje federal bir kürtaj yasağı çağrısında bulunmamakla birlikte, kürtaj hapının dağıtımı ve kullanımı noktasında çeşitli engellemeler öngörüyor. Ayrıca, projenin evliliklerin devamı için Sağlık Bakanlığı’na “İncil’e dayalı, sosyal bilimlerle desteklenmiş bir evlilik ve aile tanımını sürdürmesi” önerisinde bulunuyor. Eğitim alanında da kürtaj ve cinsel yönelim konularında kısıtlayıcı politika önerileri yer alıyor. Proje, “cinsel yönelim, cinsiyet eşitliği, kürtaj ve üreme hakları” gibi terimlerin eğitim müfredatından çıkarılmasını öngörüyor. Cumhuriyetçi Parti Platformu ise kürtaj konusunda daha yumuşak bir dil kullanarak, kürtaj konusunun eyaletlerin yetkisine bırakılması gerektiğini belirtiyor.
ABD kamuoyunda ve siyasetinde uzun süredir en tartışmalı konular arasında yer alan göç ve sınır güvenliği konuları, Project 2025’in temel maddeleri arasında yer alıyor. Belgede, Trump’ın 2016 yılında Meksika sınırına duvar örülmesi için başlattığı inisiyatife daha fazla fon aktarılması gerektiği belirtiliyor. Project 2025 ayrıca İç Güvenlik Bakanlığı’nın lağvedilmesini ve diğer kurumlardaki göçmenlik uygulama birimleriyle birleştirilerek çok daha büyük ve güçlü bir sınır polisliği operasyonu oluşturulmasını öneriyor.
Diğer öneriler arasında suç ve insan kaçakçılığı mağdurları için vize kategorilerinin kaldırılması ve göçmenlerden alınan ücretlerin artırılması yer alıyor. Cumhuriyetçi Parti platformu ise, sınır güvenliği ve göçmenlik konusunda Project 2025 ile birçok açıdan benzeşirken “Amerikan tarihindeki en büyük sınır dışı etme programını” uygulamayı vaat ediyor. Sınır güvenliği ve artan yasadışı göçmen sorunu nedeniyle radikal adımlar atılmasını önceleyen Trump kampanyası, bu politika sayesinde seçimlerde avantaj elde etmek istiyor.
İklim değişikliği ile ilgili politikalar noktasında da öneriler sunan Project 2025, yenilenebilir enerjiye yönelik yapılan çalışmalara verilen federal fonların kesilmesini ve bir sonraki başkana “petrol ve doğal gaza karşı savaşı durdurma” çağrısında bulunuyor. Proje, iklim değişikliği ile mücadele çatısı altında atılan adımlar nedeniyle enerji güvenliği noktasında zafiyet yaşandığını belirtiyor. Bu bağlamda, fosil yakıtların kullanımını artırarak enerji bağımsızlığının sağlanmasını hedefliyor.
Demokratların Project 2025’e tepkisi büyük oldu. Başkan Biden, yaptığı açıklamada “Project 2025 her bir Amerikalıyı korkutmalıdır. Bu proje Trump’a günlük hayatımız üzerinde sınırsız bir güç verecektir” ifadelerini kullandı. Demokratların başkan adayı olmasına kesin gözüyle bakılan Başkan Yardımcısı Harris de Project 2025’e atıf yaparak ikinci bir Trump döneminde Amerika’nın geri dönülmez bir sürece gireceğini belirterek seçmenleri etkilemeye çalışıyor. Bağımsız seçmenlerin ürkütülmesinden çekinen Trump kampanyası ise, stratejik bir hamle yaparak projeye mesafe koydu. Trump, Project 2025’te yer alan bazı fikirleri “kesinlikle saçma ve berbat” olarak nitelendirdi. Trump kampanyası, eleştirilerden kaçınmak için proje ile herhangi bir bağlantıları olmadığını açıklarken Trump, sosyal medya hesabından yaptığı açıklamada projenin “Arkasında kimin olduğu hakkında hiçbir fikrim yok” ifadelerini kullandı.
Trump her ne kadar projeyi ortaya koyan ekiple irtibatı olmadığını belirtse de kendi dönemi kabinesinde görevli kritik isimler Project 2025’te yer alıyor. Trump’ın büyükelçi olarak aday gösterdiği dört kişi ve tartışmalı göç politikalarının birkaç uygulayıcısı da bu projede yer alıyor. Project 2025’i yöneten isim olan Trump’ın eski danışmanlarından Paul Dans da Trump’ın iddialarını boşa çıkarıyordu. Ancak Dans, Demokratlardan ve Trump kampanyasından gelen tepkiler üzerine bu hafta projedeki görevlerinden istifa ettiğini açıkladı.
Trump, özellikle kürtaj konusundaki sert tutumu nedeniyle eleştirilen Project 2025’in kampanya üzerindeki olumsuz etkisini kırmak amacıyla, Cumhuriyetçi Parti’nin ulusal kongresinden önce yeni bir platform kurması proje bağlamında gelen eleştirileri bir miktar azaltmış oldu. Projede görev alanların Cumhuriyetçilerle ve Trump kadrolarıyla yakınlığı Demokratların seçim kampanyasında sık sık gündeme geldi. Trump’ın projeyi sahiplenmemesi sonrasında proje direktörünün istifa etmesi, Project 2025’in başarısızlıkla sonuçlandığı şeklinde yorumlanabilir. Ancak Trump, tekrar kazanırsa, projede görev alan araştırmacılara ve politika üreticilerine kabine ve yönetimde kritik görevler verebilir.