Trump’ı Oy Pusulasından Çıkarma Çabaları Sonuç Veriyor
Eski Başkan Trump aleyhine ülke çapında devam eden davaların 2024 seçimlerine damga vuracağı bir süredir bekleniyordu. Davalara dair merak konusu olan nokta ise bunların Trump’ın seçim performansının lehine mi yoksa aleyhine mi işleyeceğiydi. Trump’ın 2020 seçimlerini kaybetmesine rağmen iktidarda kalmaya çabaladığını iddia ederek kendisini oy pusulasından çıkarmayı hedefleyen davalar, Maine ve Colorado’da Trump’ın ön seçimlerden men edilmesi kararıyla neticelendi. Davalar Amerikan İç Savaşı’ndan sonra yürürlüğe giren ve devlete karşı ayaklanma ya da isyana karışan yetkilileri görevden men eden anayasa maddesine dayanarak başarıya ulaştı. Birçok eyalette aynı minvalde Trump’ın adaylığına itirazlar devam ediyor.
Geçtiğimiz haftalarda Colorado eyaleti Trump’ı oy pusulalarından çıkaran bir karara imza atmıştı. Colorado’dan önce Michigan ve Minnesota gibi birkaç eyalet Trump’ı pusuladan çıkarmaya yönelik talepleri reddetmişti. California Eyalet Sekreteri de eski başkanın da yer aldığı onaylı bir aday listesi yayınlayarak bazı Demokrat yetkililerin Trump’ın isminin tek taraflı olarak silinmesi yönündeki çağrılarını geri çevirdi. Ancak Colorado’nun devlete isyan edenlerin resmi görevde bulunamayacağını söyleyen 14. maddeye dayandırdığı bu kararının diğer eyaletlerdeki süreçlerin habercisi olabileceği yorumları yapılıyordu. Trump’a bu konuda ikinci kötü haber Maine’den geldi. Trump eyaletin 2024 ön seçim oy pusulasından çıkarıldı. Gelişme, 6 Ocak 2021’de ABD Kongre binasına yapılan saldırıyı gerekçe gösteriyor.
Maine yasalarına göre kimin oy pusulasında olacağına Eyalet Sekreteri karar veriyor. Eyaletin eski temsilcilerinden oluşan bir grup Trump’ın pusulada bulunmasına karşı dava açmıştı. Bunun üzerine Maine Eyalet Sekreteri Demokrat Shenna Bellows, bu ayın başlarında Trump’ın göreve uygunluğuyla ilgili bir duruşmaya başkanlık ettikten sonra Perşembe günü kararını verdi. Yaptığı yazılı açıklamada Bellows, bu kararı vermenin kolay olmadığını vurguladı. Daha önce hiçbir Eyalet Sekreterinin bir başkan adayını oy pusulasından çıkarmadığının farkında olduğunu söyleyen Bellows, aynı şekilde daha önce hiçbir başkan adayının da ayaklanma girişiminde bulunmadığını ekledi.
Bellows kararın gerekçelerini açıklarken 6 Ocak ayaklanmasının Trump’ın emriyle gerçekleştiğine dair ikna edici kanıtlar bulunduğunu ve ABD Anayasasının hükümetin temellerine yönelik bir saldırıya müsamaha göstermediğini vurguluyor. Bellows’a göre kanıtlar Trump’ın birkaç ay boyunca devam eden ve 6 Ocak 2021’de tepe noktasına varan bir seçim hilesi anlatısını kullanarak destekçilerini kışkırttığını ortaya koyuyor. Eyalet sekreteri bu durumu 2020 seçimlerinin onaylanmasını ve iktidarın barışçıl bir şekilde devredilmesini önlemek için Trump’ın göstericileri Kongre binasına yönlendirdiği iddiasıyla birleştiriyor. Neticede Bellows Trump’ın şiddet olasılığının farkında olduğu ve kışkırtıcı söylemlerle hem şiddeti teşvik ettiği hem de şiddeti durdurmak için zamanında harekete geçmediği için şiddetin kullanılmasını desteklediği sonucuna varıyor.
Ancak Bellows verdiği kararın Maine Yüksek Mahkemesi bir karar verene kadar askıya alınacağını söyledi. Bu mahkeme eyaletteki en yüksek mahkeme olmasa da Trump’ın ya da başkalarının temyize gidebileceği bir üst düzey mahkeme. Maine yasalarına göre Yüksek Mahkeme’nin Perşembe gününden itibaren 20 gün içinde, yani 17 Ocak’a kadar bir karar vermesi gerekiyor.
Trump ekibi ise karara tepki vermekte gecikmedi. Trump’ın 14. madde davalarındaki temel savunmalarından biri, hükmün muğlak olduğu ve başkanlık için geçerli olmadığı iddiasına dayanıyor. Trump ayrıca kararın hukuki değil siyasi olduğu vurguluyor. Trump kampanya sözcüsü Steven Cheung yaptığı açıklamada Bellows’u başkanlık seçimlerine müdahale etmeye azmeden azılı bir solcu olmakla suçladı. Olayın münferit olmadığını vurgulayan Cheung, Demokratların, baskın olduğu eyaletlerde, eski başkan Trump’ın adını oy pusulasından çıkarmaya çalışarak Amerikalı seçmenlerin medeni haklarını anayasaya aykırı şekilde gasp etmeye çalıştığını söylüyor.
Trump’ın oy pusulasından çıkarılmasını isteyen davalar yaklaşık 30 eyalette açıldı, ancak birçoğu reddedildi. Halihazırda aktif olan 14 dava var. Bu eyaletler Alaska, Arizona, Nevada, New Jersey, New Mexico, New York, Oregon, South Carolina, Texas, Vermont, Virginia, West Virginia, Wisconsin ve Wyoming. Bunlardan Oregon’da da yakında bir karar çıkması bekleniyor. Oregon Eyalet Sekreteri, 21 Mart’a kadar ön seçim oy pusulasını kesinleştirmesi gerektiği için mahkemeden davayı hızlandırmasını talep etti.
Trump’ın 2024 pusulasında olup olmayacağına dair tartışma Amerikan siyasi sisteminin ve adem-i merkeziyetçi yapısının da bir neticesi. Bir yanda eyaletlerin ağırlığı diğer yanda seçmenlerin iradesini ifade etmesinin engellenmesi tartışması kolayca çözülebilecek gibi durmuyor. Öte yandan 14. maddeye dair belirsizliği Anayasa Mahkemesi’nin çözmesi gerektiğine dair sesler de yükseliyor. Konunun çözülmesi için çok uzun bir süre de bulunmuyor. Başkanlık seçimine bir yıldan az kaldı ve ön seçim pusulaları da basılmak üzere. Dolayısıyla nihai kararı verecek olan Anayasa Mahkemesi’nin bir an evvel konuya dahil olması gerekiyor.